Alıntı

3.6K 96 1
                                    

Alpaslan yiğit'i sevmek onun kararı değildi kendisi sevmek için onu seçmemişti amansız bir yaz gününde tek bir gülüşüyle girmişti kalbine ve beynine kendisi de vaz geçmek istiyordu ama ne mümkün onu sevmeyi seçmediği gibi aklından ve kalbinden de çıkartamıyordu.

Bu kalbinde taşıdığı yükle ne kadar ilerliye bilirdi kendisi bile bilmiyordu.

İnsanın kalbi tek bir gülüşe yenik düşer mi ,onun kalbi yenik düştü ve şu an ne kadar hakkı olmasa da kırık ve onarılmayı bekliyor ama her defasında olduğu gibi kendisi açılan yarasını saracaktı ve hiç bir şey olmamış gibi gülecekti.

Bu onun etrafa olan kalkanı onun savunma aracıydı kimsenin  ne hissetiğine şahit olmasını istemiyordu sırf bu yüzden arkadaşı nisa' ya bile söylememişti aklında ve kabinde olan adamı

Günden güne Alpaslan yiğit'te olan sevdasının kendisini yok ettiğini söyleyemiyordu bile onun tek bir gülüşüne hasret oldugunu nasıl açı çektigini kendisinden başka kimse bilmiyordu

Dün onları öyle görünce kalbi atmayı, beyni algılamayı unutmuştu sanki bu ilk değildi ki neden her seferinde biraz daha çok acıtıyordu ki

Alpaslan Yiğit onun imansızı yarına olmayan ümidiydi endisini sevmeyeceğini bile bile sevmeye devam ettiğiydi

Bazı zamanlar şeyma'dan nefret ederken bulurdu kendini, kendisi ona sarılamazken şeyme fütursuzca kimseyi önemsemeden sarılır öperdi.
Alpaslan Yiğit onun imkansızı bunu çok önceden kabul etmişti zaten ama bu son zamanlarda bu onun canını daha çok açıtıyordu

Alpaslan yiğit'i sevmek onun kararı değildi kendisi sevmek için onu seçmemişti amansız bir yaz gününde tek bir gülüşüyle girmişti kalbine ve beynine kendisi de vaz geçmek istiyordu ama ne mümkün onu sevmeyi seçmediği gibi aklından ve kalbinden de çıkartamıyordu.

Bu kalbinde taşıdığı yükle ne kadar ilerliye bilirdi kendisi bile bilmiyordu.

İnsanın kalbi tek bir gülüşe yenik düşer mi ,onun kalbi yenik düştü ve şu an ne kadar hakkı olmasa da kırık ve onarılmayı bekliyor ama her defasında olduğu gibi kendisi açılan yarasını saracaktı ve hiç bir şey olmamış gibi gülecekti.

Bu onun etrafa olan kalkanı onun savunma aracıydı kimsenin  ne hissetiğine şahit olmasını istemiyordu sırf bu yüzden arkadaşı nisa' ya bile söylememişti aklında ve kabinde olan adamı

Günden güne Alpaslan yiğit'te olan sevdasının kendisini yok ettiğini söyleyemiyordu bile onun tek bir gülüşüne hasret oldugunu nasıl açı çektigini kendisinden başka kimse bilmiyordu

Dün onları öyle görünce kalbi atmayı, beyni algılamayı unutmuştu sanki bu ilk değildi ki neden her seferinde biraz daha çok acıtıyordu ki

Alpaslan Yiğit onun imansızı yarına olmayan ümidiydi endisini sevmeyeceğini bile bile sevmeye devam ettiğiydi

Bazı zamanlar şeyma'dan nefret ederken bulurdu kendini, kendisi ona sarılamazken şeyme fütursuzca kimseyi önemsemeden sarılır öperdi.
Alpaslan Yiğit onun imkansızı bunu çok önceden kabul etmişti zaten ama bu son zamanlarda bu onun canını daha çok açıtıyordu

Mahalle ArasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin