1.BÖLÜM: TOPRAK GÖZLER

40 2 0
                                    

            

Sevgili okuyucularım; Artık hikayeyi buraya taşımaya karar verdim. Haftada 1 ya da 2 tane hikaye yazmaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz. Bomba gibi geliyorum. Sevgili yazarınız hopelight...

Siz hiç sevdiniz mi birini? Hiç sarıldınız mı ona? Yazdınız mı satırlarca? Tuttunuz mu elinden ? Elinizden geldiğince koştunuz mu peşinden ? Herşeyin ilkiydi o değil mi ? Sevdiniz, kırıldınız, yıkıldınız ama vazgeçmediniz. Sonra ne oldu? Durun ben söyleyeyim. Sizin zamana sığdıramadıklarınızı o bir dakikaya sığdırdı . Belki de bu anlamda ilk hayal kırıklığınızı yaşadınız. İlk tökezlemenizi ,kırgınlığınızı tattınız. Ancak üzülmeyin, bir zaman sonra , siz inanmasanız da alışacaksınız. Alıştıklarınızla kalacaksınız. Ben Kumsal Deniz. 19 yaşındayım. Saçlarım koyu kahverengi gözlerimse mavi . Ersoy Üniversitesi hukuk bölümü okuyorum. Annem ben doğarken ölmüş . Babamsa Ersoy holdingte çalışıyor. Nedenini bilmiyorum ama Rüzgar Ersoyla dostlar ve Rüzgar Ersoy sürekli beni merak edip evimize haftada bir geliyordu. En iyisi herşeyi baştan anlatayım.

Sabah alarm'ın çalmasıyla yataktan fırlamam bir oldu. Bugün üniversitenin ilk günü olduğundan dolayı güzel olmak istemiştim. Hemen banyoya gidip duş aldım. Sonra saçlarımı kurutup, akşamdan seçtiğim kot şort,kot gömleği üzerime geçirdim. Makyaj masama doğru ilerleyip dudak parlatıcımı ve gözlerime rimeli sürüp , bileğime de beyaz saatimi takıp hazırdım.Yatağımın kenarındaki çantamıda alıp küçük ama şirin olan mutfağımıza doğru yol aldım. Babam kahvaltı sofrasını hazırlarken ''Günaydın tatlım.'' dedi. '' Günaydın '' derken ağzımdaki salatalığı yemekle meşguldüm. Kapı çaldığı an ''Ben bakarım kızım'' derken ellerini havluya siliyordu. Bende mutfak masaına oturup çayımın içindeki şekerin erimesi için karıştırıyordum. ''Günaydın kumsalcım.'' diyen Rüzgar bey'e baktım. Hemen ayağa kalkıp ''Hoşgeldiniz Rüzgar Bey'' dedim.

''Bugün babanla seni biz bırakıcaz okula.''diyince işkillenmiştim. Mutfak masasını öylece bırakıp beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Tam herkes arabaya binecekken babam '' Ben dosyaları mutfak masaının üstünde unutmuşum. Hemen geliyorum '' Rüzgar beyde ''Tamam'' deyip. Şöförün arabanın kapısını açmasını bekledi. Rüzgar beyle arabada babamı beklerken dayanamayıp sordum.''Rüzgar bey neden bebekliğimden beri her hafta beni ziyarete geliyorsunuz.'' deyince sırıttı.''Kumsalcım yakında herşeyi öğreniceksin.'' dedi.

Bu sırada babam arabaya binmişti ve yarım saatlik yolculuğumuz ardından beni Ersoy üniversitesine bırakmışlardı. Okul çok büyüleyiciydi. O kadar büyüleyiciydiki yanımdaki gökçe 'nin geldiğini bile farketmemiştim. Gökçe ''günaydın '' derken bana sıkı sıkı sarılıyordu. ''Günaydın tatlım. Ama beni bırakmazsan beyaz ışığı görücem'' deyince beni bırakıp kahkaha atmaya başladı. ''Tamam , tamam'' diye geçiştirdi. Tam bişey söyliceğim sırada ard arda 3 tane araba gürültülü bir sesle kampüse girdi. Ta bi bilmiyordum aşık olacağım çocuk o arabalardan birinde olacağından. Çocuklar arabadan indiği an bize doğru yürümeye başladılar. Gökçe'de onlara doğru yürüdü ve ''Aras senin burada ne işin var?'' derken sarılıyolardı. İsminin aras olduğunu öğrendiğim çocuksa ''Asıl güzellik senin ne işin var burda? Ben burada okuyorum.Hem yanındaki güzel kızda kim böyle ?'' dediği an yanaklarım elma şekeri gibi kızardığını hissetmiştim.Gökçe ''Bu Kumsal benim en yakın arkadaşım.'' ''Bende Aras memnun oldum kumsal.''derken elin uzatmıştı bile. Bende elini tutup suratıma'da samimi bir gülümseme yerleştirip''memnun oldum.'' dedim. Arasın yanındaki çocuğa baktığım an onu gördüm.

İlk aşkımı. Bana bakıyordu toprak gözleriyle. Bi anda Aras beni tam tanıştıracağı sıra ''Benim çok acil bi işim vardı . Gökçe 15 dakikaya sınıfta buluşuruz.'' deyince arkamdan''tamam.'' diye seslendi. Arkama bakmadan tüm gücümle koşmaya başladım ve bi ağacın arkasına geçip yaslandım.Bedenimden ateş çıkıyordu sanki. Böyle olur ya sanki her yerinizi bi ateş sarar,vücudunuzda yangın çıkar gibi şu an aynısı bende oluyordu. Neden böyle olduğumu anlayamadım. Zilin çalmasıyla kendime geldim. Ve okula doğru yürümeye başladım. Bi anda karşıma o çıktı. Bedenimde yangınlar çıkaran çocuk. ''Küçük hanım sizinle biz tanışamadık. Ben Bora Ersoy'' diyince ''Bende Kumsal Deniz'' dedim. O toprak gözlere utancımdan bakamıyordum.+

Sanki o gözlere bakarsam gömülücekmiş gibi hissediyordum.Benim için bu garipti. Bu zamana kadar kimseye aşık olamamıştım. Hemde KİMSEYE.

TESADÜFWhere stories live. Discover now