Keyifli okumalar..
******
Simon'a şaşkın şaşkın bakarken hala kendime gelmeye çalışıyordum. Bana yaratık demişti. Neden böyle bir şey dediğini bilmiyordum, ama öğrenmem gerektiğine fazlasıyla emindim. Ona doğru bir kaç adım daha attığımda elini kaldırıp bir güç dalgasıyla beni arkada bulunan cam şişelerle dolu rafa fırlattı.
"Simon! Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırarak yanıma geldi Joshep. Beni yavaşça yerden kaldırıp ayakta durabilmem için belimden destek verdi.
" Simon neden böyle bir şey yaptın? Neden bana yaratık dedin?" diye sorduğumda cevap vermemesi beni sinirlendirmişti. "Cevap ver bana ahmak profesör! Ne hakla bana yaratık dersin? Ne gördün kafamda söyle bana. Ben hiçbir şey hatırlamıyorum." diyerek yüzümü buruşturdum.
Yerden hızla kalkıp masanın üstündeki eskimiş büyük kitaba doğru koştu ve sayfaları hızlı hızlı çevirmeye başladı. İrisleri masmavi bir ışık yayıyordu etrafa ve bu ışık beni mayıştırıyordu. Joshep'in kollarından kaymaya başladığımda beni daha sıkı tuttu. Zayıf bir sesle:"Ne yapıyorsun bana? Kendimi iyi hissetmiyorum. Joshep, çıkar beni buradan."dedim. O beni mahzenden çıkaracakken arkadan Simon'un sesi ile durmak zorunda kaldı.
"Hayır, bir yere gitmiyorsunuz. Joshep koltuğa oturmasında yardımcı ol. Soria sana bir şey yapmıyorum. Sakinleşmen için ufak bir büyü uyguladım. Şimdi otur." dediğinde Joshep beni koltuğa yavaşça bıraktı ve koltuğun koluna oturdu. Ben Simon'a garip garip bakarken, gözlerimi kapanmaması için zor tutuyordum.
"Üzgünüm Soria. Yaratık diyerek seni kastetmedim. Orada gördüğüm cisme onu söyledim. Üzgünüm." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Ne yaratığı Simon? Bana da söyler misin?" diye hayıflandığımda gördüklerini tek tek anlattı. Güldüm ve oturduğum yerden hızla kalktım.
"Benimle dalga geçme Simon. Ne dediğini bilmiyorsun sen. Öyle bir şey olmayacak. Aklının oyunlarına bir son ver. Ben sıkıldım gidiyorum."
Kapıdan tam çıkacağımda dedikleriyle duraksadım:"Güçlerini bulmana yardımcı olabilirim. Gördüklerim gelecekten kesitti Soria. O yaratık senden korkuyordu. Senin güçlerinden korkuyordu."
"Bak Simon eğer bana güçlerimi bulmamda yardım edeceksen kalırım ama bu zırvaladıklarını unut. Öyle bir şey olmayacak. Olmasına izin vermem." dediğimde başını salladı.
"Prens Joshep, izninizle gitmem gerek." deyip çıktım mahzenden. Merdivenleri koşarak çıkarken bu kadar çok olmasına lanetler okuyarak sonunda bitirebilmiştim. Kapıdaki gülüşen muhafızlara bir jest yapmadan saraydan ayrılsam ayıp olurdu sanırım. Koşarak arkalarına gittim ve enselerine şaplak attım.
"Dedikodu yapacak zaman değil kızlar. Prensinizi koruyun!" deyip oradan uzaklaşırken arkamdan homurdandıklarını duymam beni güldürmüştü.
İhtişamlı kaleden çıkıp ormanın içine karışacaktım ki elimi arkaya attığımda Tixy orda yoktu. Küçük bir çığlık atarak kaleye geri koşmaya başladım.
"Çekilin yolumdan! Tixy'm nerdesin! Geliyorum anneciğim seni alacağım!" diye kapıdan giremeden enselerine şaplak attığım muhafızlar intikam der gibi karşıma geçtiler. Ani bir hızla durup kaşlarımı çattım.
"Önümden çekilmeniz için size on saniye veriyorum kızlar." diyerek kollarımı birbirine geçirip onlara baktığımda ikisi de gülüp tek kaşlarını kaldırdılar. Kollarımı açıp ellerimi birbirine çarptım.
"Benden çıktı o zaman." deyip birine tekmeyi geçirip öbür muhafızın karnına dirseğimi geçirdim. İki büklüm kenara çekildiklerinde koşarak içeri girerken:"Size önümden çekilin demiştim kızlar!" diye bağırıp merdivenleri çıkmaya başladım. "Tixy'im! Geliyorum bebeğim. Annen almaya geliyor seni!" diyerek Joshep'in beni getirdiği odaya daldığımda karşımdaki görüntü karşısında kusmamak için gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SORİA
FantasyAndrestera... Özel güçleri olan insanların yaşadığı bir ülke.... Kral Moon'un gizemli ölümü... Vampirler, Büyücüler, Rahipler, Kurt adamlar, Periler, Devler, Robot insanlar ve Zoreaslar... Her özel güç aynı ülkede yaşıyordu. Tabi özel güçlerini kö...