Kovukta büyük bir sessizlik hakimdi. Hızlı hızlı nefes alışverişler dışında hiçbir ses yoktu. Bu ürkütücü bir sessizlikti. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Birbirinin yüzüne anlamsızca bakıyordu herkes. George kardeşinin elini tuttu yavaşça. Fred diğer elini yüzüne götürdü. Sanki olanlara inanamıyormuş gibiydi.
"Kızımı aldılar" dedi Bay Vancamp ve bir anda arkasındaki koltuğa oturdu. Bayan Weasley hemen koşup ona su getirdi. Bay Weasley ise elini onun omzuna koyarak
"Kızını bulacağız, söz veriyorum" dedi.
"Çocuklar siz yukarı çıkın. Olası bir tehlikeye karşı hazırlıklı olun" dedi Bayan Weasley hemen. Ron ve Hermione birbirlerinin koluna girdiler büyük bir sarsıntı içindeydi ikisi. George ise neredeyse sürükleye sürükleye Fred'i götürdü. Harry de Percy ile onları takip etti. Üst katta herkes geniş olduğundan dolayı Fred ve George'un odasına toplanmıştı. Bir tek Percy kendi odasına çekilmek istemişti.
"İçime doğmuştu, biliyordum" dedi Fred bir anda ve yumruk yaptığı elini yastığa gömdü.
"Sakin ol, onu bulacaklardır eminim" dedi Hermione.
"Gerçekten bu neydi şimdi? Harry seninle bir alakası var mıdır acaba?" dedi Ron. Harry başını iki yana salladı.
"Benimle alakası olsa beni alırlardı. Bilmiyorum. Artık düşünemiyorum" diyebildi.
"Ben biliyorum, Charles yaptı bunu. Eminim" dedi Fred birden.
"Charles öldü, dirilmesi imkansız şunu kafanıza sokun" dedi Ron.
"Gördüm. Onu gördüm. Vancamplarda kaldığımız gece gördüm onu. George da biliyor" dedi. George dudaklarını ısırdı. Harry başını dikleştirdi.
"Gerçekten dirilmiş biliyordum, neden söylemediniz bize" dedi.
"Hayal gördüğümü sandım" dedi Fred.
"Sirius'a söylemeliyim. Az çok tahmin edebiliyordu ama bu bir kanıt" dedi Harry ayağa kalkarak. Hermione hemen onun omuzlarından tutup geri oturttu.
"Sirius bilmeyecek Harry. Dumbledore bile Sirius'a bu işin peşini bırakmasını söylemişken sen neden hala üsteliyorsun? Lütfen Harry eğer Sirius'a söylersen onu bulmaya kalkar ve belki de bu onun sonu olur" dedi otoriter bir tavırla Hermione.
"Ama onun oğlu" dedi Harry üste çıkmaya çalışarak. George ve Ron aynı anda
"Hermione haklı" deyince Harry yenilmiş bir halde ayağa kalktı.
"Pekala öyle olsun" dedi neredeyse fısıldar gibi. Sonra ikizlerin odasından çıkıp kendi odasına gitti. Pencereyi açtı. Temiz hava ciğerlerine doldu.
"Neler oluyor bana? Neden Charles'a meydan okuyorum ki?" diyordu içinden. Derin bir nefes aldı sonra. "Onu Sirius'tan kıskanıyor olabilir miyim? Tanrım ben resmen Charles Grey'e düşmanlık besliyorum" dedi bir anda.
Ellie gözlerini bir zindanda açtı. Boynunda bir acı hissediyordu. Elini boynuna götürdüğünde bir kesik buldu. Hafifçe kanıyordu. Zindanı inceledi Ellie. Ve bir anda daha önce işkence gördüğü zindanın aynısı olduğunu anladı. Korkuyla köşeye sindi. "Beni aynı yere getirmişler. Benden ne istiyorlar?" diyerek sırtını duvara dayayıp yere çömeldi. Sonra zindana inen merdivenlerde bir tıkırtı duydu. Nefes alışverişleri hızlandı. En korktuğu kişi Bellatrix'di. Çünkü ona o işkenceleri yapan oydu. Charles'ın Voldemort'un önünde eğildiği gündü. Charles'ın bileğinin işaretlendiği gündü. Ellie bunları düşününce sırtından bir ürperti geçti. Tam karşıya baktı. Merdivenlerden siyahlar içinde zarif biri iniyordu. Yüzünü pelerininin başlığı gizlemişti. Uzun boyluydu. Bir kadın olabilirdi. Ya da zayıf bir erkek... Ellie anlayamadı. Parmaklıkların önünde durdu yabancı. Elinde bir tepsi vardı. Kilidi açıp tepsiyi yere bıraktıktan sonra tekrar kapıyı kilitledi. Sonra Ellie'ye hiç bakmadan hızlı adımlarla yukarı çıktı. Ellie ayağa kalktı. Cebini yokladı. Asası yanında değildi. Tabiî ki yanında olmazdı. Tepsiye yaklaştı. Bir tas çorba ekmek ve sudan başka bir şey yoktu. Ellie dudaklarını büzdü. Asla o yemeğe dokunmayacaktı. Zindanda kocaman bir sessizlik hakimdi. Ellie nefes alışverişlerini dinliyordu. Tepsideki yemeğe bakarak gülümsedi ve "En azından bu sefer beni aç bırakmıyorlar" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯Nine Days☯
FanfictionHogwarts... Bilirsiniz cadılık ve büyücülük okulu. Dışarıdan bakıldığında oldukça masum görünüyor öyle değil mi? Şimdi biraz derinlere inelim... Bu hikayeyi bir facebook sitesinde okumuştum. Yazarı lotrhead'dir.