Voldemort ölüm yiyenlerle bir toplantıdaydı. Toplantının bitiminde herkes odadan ayrılmak üzereyken Voldemort'un sesi duyuldu.
"Laboratuarı hazırlayın. Charles'ı bir kez daha kullanacağız" dedi. Bellatrix gülmeye başladı. "Benim küçük sevgilim bir kez daha elimize düşecek" dedi. Luthien kaşlarını çattı.
"Bir teste daha hazır değil lordum. Daha dün nöbet geçirdi. Bugün yapmasanız..." diye diretti. Voldemort asasını Luthien'in suratında gezdirdi.
"Güzel olabilirsin hanımefendi ama bana ne yapacağımı asla söyleyemezsin" dedi. Luthien bir kez daha konuştu.
"Lordum, o çok yorgun gerçekten. Kaldıramaz bir deneyi daha" dedi. Voldemort eliye Luthien'i itti ve
"Sence onun ölümünü göze alabilir miyim? Ben istediğimi aldıktan sonra ölmüş veya ölmemiş umrumda değil. Asıl ben yorgunum. Charles'ın gücüne ihtiyacım var. Şimdi git ve onu hazırla. Bellatrix sende onunla git" dedi Voldemort sinirli bir şekilde. Bellatrix yerlere kadar eğilirken Luthien sadece kafasını eğmekle yetindi.
Charles odada parmaklarını esnetirken içeri Luthien ve Bellatrix geldi.
"Yine mi?" dedi Charles. Bellatrix ona doğru koşup aşırı bir hareketle Charles'a sarıldı.
"Evet benim miniğim. Yine" dedi ve ürkütücü bir kahkaha attı. "Bu sefer çığlık atmayacaksın umarım. Gerçi ben senin o sesine bayılıyorum." dedi Bellatrix sonra da Charles'ın yanağına bir öpücük kondurup "Ölmeyeceksin korkma" dedi. Luthien gözlerini devirdi.
"Hadi Charles hazırsan gidelim" dedi. Bellatrix önde hoplaya zıplaya giderken Charles Luthien'e fısıldadı.
"Sen ne biçim bir annesin. Bana bu işkenceleri yapmalarına nasıl izin verirsin" dedi. Luthien tek kelime etmedi. Charles da pes etmişti zaten.
"Umarım ölürüm de kurtulurum" dedi.
Draco o sırada Ellie'nin odasındaydı. Charles'ı götürürlerken görmüştü. Ona verilen görev ise sadece Ellie'ye sahip çıkmaktı. Buradan zaten kaçamaz, ona sahip çıkmama gerek yok diye düşünmüştü hep. Ellie ile sadece Draco ilgileniyordu. Buna mecburdu. Ellie'nin başına birşey gelirse bu Draco'nun sonu olurdu.
Ellie birden ürperdi. Draco onu gözlemliyordu. Ellie kaşlarını çatmıştı.
"Birşey mi oldu?" dedi Draco.
"Bilmiyorum, aniden ürperdim" dedi Ellie sadece. Aynı anda Voldemort Charles'a doğrulttuğu asa ile onun gücünü tüketmekle meşguldü.
"Neden burada olduğunu biliyorsun değil mi?" dedi Draco. Ellie aniden ona baktı.
"Az çok tahmin ediyorum" dedi. Draco güldü.
"Tam bir aptalsın. Tahminlerinin çok ötesinde şeyler dönüyor burada. Kulenin yer altı mahzeni olduğunu biliyor muydun?" diyerek ciddileşti Draco.
"Mahzen mi?" dedi Ellie.
"Evet. Sen şuan en tepedesin. Ama en tepedekiler bir gün mutlaka yerin dibine iner. Sende oraya gideceksin" dedi Draco. Konuşurken titrediğinin farkına varmamıştı.
"Bende mi? Başka kim orada? Charles mı?" dedi Ellie. Draco başını salladı.
"O da en tepedeydi senin gibi. Sıra sana geliyor Ellie çünkü Charles tükendi" .
"Neden bahsettiğini anlamıyorum Draco?" dedi Ellie korkarak.
"Birgün seni buradan sürükleyerek çıkardıklarında şaşırmaman için anlatıyorum sana bunları" dedi Draco ve sonra duraksadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☯Nine Days☯
FanfictionHogwarts... Bilirsiniz cadılık ve büyücülük okulu. Dışarıdan bakıldığında oldukça masum görünüyor öyle değil mi? Şimdi biraz derinlere inelim... Bu hikayeyi bir facebook sitesinde okumuştum. Yazarı lotrhead'dir.