Bölüm 17 - Ümitsizliğin Şarkısı

606 35 3
                                    

Arkadaşlar sömestıra kadar giremeyeceğim. Fakat bugün 3 bölüm daha yayınlamaya çalışacağım. Hepinizi öptüm. Nox!

"Haaarryyy... Haaaarryy... Bana gell..."

Harry yataktan sıçrayarak uyandı.Voldemort'un sesini duyuyordu hiç şüphesiz. Voldemort günlerdir rüyalarına giriyordu. Harry masanın üzerindeki bir bardak suyu içti ve yatağın üzerine oturup kendine gelmeyi bekledi. Başını sağa ve sola oynattı.

"Bana geell..." bu sesi tekrar duyunca gözlerini açıp kapadı ve pencereye yöneldi. camı açıp içeri temiz gece havasının dolmasına izin verdi. temiz havayı ciğerlerine çekti. O sırada kapı vuruldu. Harry arkasına dönüp

"Evet?" diye seslendi. Gelen Ginny'di.

"İyi misin? bağırdığını duydum" dedi.

"Kabus gördüm" diye cevap verdi Harry. Harry ile Ginny'nin odası yan yanaydı. bu yüzden Ginny en ufak sesi bile duyabiliyordu.

"Onu mu gördün? Yani Vol..." .

"Evet, sadece sesini duydum. Beni çağırıyordu" Harry düşünceliydi. Ginny meraklı gözlerle Harry'e baktı.

"Korkuyor musun Harry?" diye sordu birden. Harry bu soru üzerine kafasını eğip düşündü.

"Korkuyorum ama cesaretim sönecek kadar değil. onunla başa çıkabilirim" dedi. Ginny Harry'e yaklaştı.

"Lütfen ölme Harry" Harry bu sözün üzerine Ginny'nin gözlerinin içine baktı ve hafifçe gülümseyerek

"Umarım ölmem" dedi. Ginny de gülümsemişti. Sonra bir iki adım geri giderek

"İyi geceler" dedi Harry'e.

"İyi geceler" diye cevap verdi Harry. Ginny odadan çıktığında suratı kıpkırmızıydı. Ellerini yanaklarına götürdü. Sonra aceleyle kendi odasına gitti. Harry yatağın üzerinde oturuyordu. Kendi kendine mırıldanıyodu.

"Umarım ölmem... umarım ölmem..."

Ellie Vancamp Voldemort'un büyük kulesinde Draco tarafından sürüklenircesine götürülüyordu.

"Bırak beni Draco, bari canımı acıtma direnmeyeceğim" dedi Ellie. Draco Ellie'nin kolunu tutan ellerini gevşetti.

"Kaçmaya çalışma sakın" dedi.Ellie kaçamayacağını çok iyi biliyordu. Birkaç merdiven yukarı çıktılar.

"Nereye gidiyoruz?" dedi Ellie.

"Kulenin en tepesine. Rapunzel gibi orada kalacaksın. Belki saçlarını uzatırsan buradan gitme gibi bir şansın olur. Gerçi beyaz atlı prensin de senin gibi bu kulede hapis hayatı yaşıyor. Hiç bir durumda kurtuluşun yok" diyerek dalga geçti Draco. Ellie yılmış bir vaziyetteydi. Merdivenler en sonunda son buldu ve koca bir kapıyı elindeki anahtarla açtı Draco.

"Burada sana ait herşey var. Lordum seni yemeğe davet etmediği sürece burada yemek yiyeceksin" dedi Draco ve tam kapıyı kapatacakken Ellie onu kendine çekip

"Draco benim için bir iyilik yap lütfen Charles'ı buraya getir. Lütfen..." Draco Ellie'nin ellerini üzerinden bir hışımla çekti ve

"Bunu da mı görecektim ha. Ellie Charlotte Vancamp bana lütfen diyor" dedi gülerek. Ellie kaşlarını çattı ve geri çekildi. "Sonra yine görüşürüz matmazel" diyerek Ellie'nin suratına kapıyı çarptı Draco. Ellie gelen anahtar sesinden kapının kilitlendiğini anladı. Sonra da arkasını dönüp odayı inceledi. Odada güzel bir yatak vardı. Büyük bir dolap dar ama hava almaya yetecek kadar da bir pencere... Ellie dolabı açtı. içinde birkaç çeşit elbise vardı. Luthien'in elbiselerine benziyordu bunlar. Ellie odayı Luthien'in düzenlediğini anladı. Küçük bir masa ile tabure de vardı odada. herşey yerli yerindeydi. Oda kulenin uç noktası olduğu için yuvarlak ve genişti.

☯Nine Days☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin