Son birkaç gündür çoğu kişi Sirius'la dalga geçiyordu. En son Lucius Malfoy, Sirius'un yanından geçerken "Tezek bombası!" diye bağırmıştı.
Sirius gülerek, "Hadi ya? Sanırım kimin tezek bombası olduğunu unutmuşsunuz," diyerek yanındaki Snape'e alaycı bir bakış atmıştı. James'te altta kalmayıp, "Doğru ya, bir Sümsükus olamayız," demişti zalimce ve alaycı bir sesle. Sonra Çapulcular gülerek gitmişlerdi.James artık Sirius'a dalgacı olmayan bir yaklaşımla konuşuyordu. Sırtına hafifçe vurup, "Boşver, bu dalga geçme işi daha fazla sürerse ne olacağını biliyorlar zaten," demişti güven veren ve sert bir sesle. James gizliden gizliye içinden, "İyi ki Evans dalga geçmiyor," diye düşünüyordu. "yoksa ne yapacağımı bile düşünemezdim."
Lupin ise, "Biliyor musun Patiayak," demişti şirin bir sesle. "bence hiçte komik değildi... o... şey olayı..." Lupin bir süre hatırlamaya çalışır gibi yapıp, sonra hala hatırlayamıyormuş olduğunu göstererek neşeyle Sirius'a doğruluyordu. "Gördün mü? Ne olduğunu hatırlayamıyorum bile!"
"Teşekkürler, Aylak, ama rezil olduğum gerçeği değişmiyor,"
"Ne, ne alakası var? Daisy gülmüş olabilir ama belki o da unutmuştur,"
Tam o sırada bu sözünü yalanlarcasına yanlarından Daisy geçti, Sirius'a komik bir bakış atıp yürümeye devam etti.
"Ne diyordun?" dedi Sirius sinirle.***
Ertesi gün, derse geç kaldığını fark edip hızla koşan Sirius boş bir sınıfın açık kapısının arkasında bir karaltı gördü ve dikkatini çekti. Adımlarını geriye atıp kafasını kapının kenarına dayadı. İçeriyi gözleyince, Daisy'i gördü. Hızlı hızlı nefes alıyor, ağlamamak ve bağırmamak için kendini zor tutuyormuş gibi görünüyordu. Sirius dikkat çekmeden biraz daha eğilmeye çalışırken yere düştü ve Daisy'nin arkasına dönmesine sebep oldu.
"Ee-pardon, özür-dilerim!"
"Ne? Sorun değil Black."
Sirius şüpheyle gözünü Daisy'e dikti. Daisy Sirius'un bakışını görmemiş gibi arkasını döndü.
"Ne olduğunu-, sorabilir miyim?"
"Hm, tabi. Sadece bir büyü ters tepti."
"Ah, peki," Sirius saate bakınca derse ne kadar geç kaldığını fark etti. Yine de, o kadar üzülmedi, belki derse Daisy'le gidebilirdi.
"Şey, derse-"
"Ha-? Evet, unutmuşum. Gidelim!" Neşeyle arkasını dönüp kapıdan uçarcasına geçerek Sirius'un önünde hafif bir çiçek kokusu bıraktı. Sirius ona yetişmek için hızlı adımlarla yürüdü. Yürürken konuşacak bir şeyler bulmak istiyordu, ama ne söyleyeceğini bilemiyordu.
"Şey diyecektim, şu, baykuş şeyi-"
"Baykuş şeyi. Evet. Güldük geçti Black. Ne oldu? Yeni baykuşlar mı geldi senin için?" Hafifçe kıkırdadı.
"Ne? Hayır. Hala o olay için gülüyor musun diye soracaktım, ama cevabımı aldım."
Daisy, "Ben..." diye söze başlamak üzereydi ki, sınıfın kapısına geldiklerini fark etti. Bir şey söylemeden kapıyı çalıp içeri girdi.