Ev

810 81 8
                                    

         Yarındı büyük kapanış, bugün son prova yapılmış, Ulaş Yılmaz tok ses tonu ile onlara ne kadar güvendiğine dair bir konuşma yapıp provaya noktayı koymuştu. Prova sonrası Sanrı, Yaren'in heyecanını bir nebze dizginlemek adına geçen gece gittikleri mekana gitmelerini teklif etmiş, Yaren de kabul etmişti. Çıkışta ikisi için de dünya gereğinden hızlı dönüyordu.
        Hırkasının omzu kolundan düşüyordu. Sokakta bir sağa bir sola yalpalayarak yürürken sağ tarafındaki kız kendi etrafında dönüyordu,  kahkaha attı. "Yaptım !" diye bağırdı. "Yaptık." diye tamamladı, Sanrıya bakarken.

              Saat sabaha karşı üçü yirmi geçiyordu, dar sokağı aydınlatan loş sokak lambasının ışığı taş zemine vururken.  "Sana hep inandım." dedi Sanrı, başı hafiften dönüyordu. Yaren'in koluna tutundu. "Ama daha önemlisi sen kendine inandın." Kısa bir süre sessizlik ve tebessüm geceye hakim oldu ardından Sanrı atıldı. "Son şatı içmeyecektik."

                 Yavaş adımlarla sokakta ilerlerken Yaren gülümsedi. "Bu halde eve gidemezsin." dedi. "Bana yaklaştık, bir gecelik kalsan sıkıntı olur mu ?"

                   Sanrı yanıtladı. "Yokluğumu fark edeceklerinden dahi şüpheliyim." Yaren gülümserken cebindeki anahtarı apartman kapısına iliştirmeye çalıştı, başaramadı.

                  "Ver bana." dedi Sanrı. Anahtarı alıp tek kerede kapıyı açınca kollarını havaya kaldırdı. "Harikayım."

                    Kavisli apartman merdivenlerinden sürüklenerek çıkarken Yaren kahkaha attı. "Şş" Sanrı onu uyardı. "İnsanlar uyuyor."

                          "Herkes uyansın !" diye bağırmaya yeltenirken Sanrı elini onun ağzına bastırdı. "Sahneye çıkacağım ben." elinin ardından sesi boğuk çıktı. "Sahneye çıkacağım."

                         "Evet çıkacaksın." dedi Sanrı tebessüm ederek. Yaren kapıyı açıp içeriye girdi, ışıkları teker teker yaktı. Sanrı etrafı inceleyerek geniş salona ulaştı.

                          "Burada yatabilirsin." Yaren geniş koltuğu işaret etti. "Rahat edemem diyorsan benim yatağıma da geçebilirsin, bir nebze bulutlardayım bu gece zaten."

                         "Burası güzel." dedi Sanrı koltuğa dokunarak. "Bir bardak kahve alabilir miyim ?"

                        "Elbette." Yaren mutfağa ilerledi. Sıcak suyu ekleyip bardağı karıştırdı. Bardakları tezgahta bırakıp odasına ilerledi, dolabı açtı. Pijamaları kavrayıp çıktı. Bardakları da alıp salona geçti. Pijamaları uzattı. "Rahattır." dedi. Bardağı sehpaya bırakıp hemen karşıdaki koltuğa oturdu. Sanrı teşekkür etti.

                      Dumanı tüten kahveden büyük bir yudum aldı. "Seni izlerken ne düşündüm biliyor musun ?" Yaren ona odaklandı. "Her şeye değer. İnsanın sevdiğini yapması her şeye değer."

                       "Sevdiğiyle yapması." Yaren kahvesini yudumlarken Sanrı ona tebessüm ederek yanıt verdi. "
            Ben yatayım." Ayaklandı. "Hem sen uyu, hem de benim biraz başım dönüyor." Gülümsedi. "İyi geceler."

                         "İyi geceler." dedi Sanrı. "Işık açık kalsın."

                   Yaren başıyla onu onaylarken yatak odasına ilerledi.Pijamalarını giydi, saçını topladı. Yorganı kaldırıp içine girdi. Tavana bakmaya başladı. Kolayca uykuya dalacağını sanmıştı ama başaramadı. Yorganı açıp yataktan kalktı, camdan siyah gökyüzünü izlemeye başladı. Pencereyi açıp derin bir soluk aldı. Soğuk hava ciğerlerine nüfuz ettikten sonra pencereyi kapattı. İçeriden gelen tıkırtı sesini işitti. Kontrol etmek adına ilerledi. Mutfağın ışığının açık olduğunu gördü.

                      Mutfakta etrafa bakınan Sanrıyı gördü. "Her şey yolunda mı ?" Mutfağa ilerleyip sırtını tezgaha yasladı.

                       "Susadım sadece."

                   "Ah." dedi. "Buzdolabından olsa sorun olur mu ?"

                    "Önemli değil."

                 Buzdolabını açıp şişeyi çıkardı. Bir bardak çıkarıp tezgaha bıraktı. Sırtını tekrar tezgaha yaslayıp Sanrıyı izlemeye başladı. Sanrı suyu bardağa doldurdu. Dudaklarına ulaştırırken Yaren'in dudaklarından sözcükler istemsizce döküldü, düşünceleri bir anda ses kazandı. "Çok kötü." dedi. "Çok kötü, ben aşık oluyorum sana." Midesinin kalktığını hissetti ama şimdi susarsa bir daha asla konuşamayacağını biliyordu.

                  Bardağı tezgaha bırakan Sanrı dikkatle Yaren'e baktı.

               "Garip mi oldu ?" diye sordu Yaren. Yanıtlamasına fırsat vermedi. "Sana baktığım zaman her şey olağan. Sana baktığım zaman herkes iyi, sana baktığım zaman açlık yok, sana baktığım zaman acı yok, sana baktığım zaman hep ilkbahar sanki. Bana baktığın zaman işleyen mükemmel bir düzen var."

                     "Yaren." Sanrı fısıldadı.

                 Yaren gözünü kaçırdı. "Hissetmiyorsan öyle.." Sanrı'nın atılması ile Yaren'in dudaklarının üzerindeki yumuşaklığı hissetmesi bir oldu. Soğuk mermerin beline teması vücudunu ürpertti. Sağ elini Sanrı'nın yanağına ulaştırıp onu öpmeye devam etti.

                    Dudakları ayrıldı, Yaren'in mavi gözleri, Sanrı'nın kahve gözleri ile kesişti. Baş parmağını onun yanağında gezdirdi Sanrı, Yaren gözlerini kapattı. Şevk ile tekrar dudaklarına atıldığında ilerleyerek mutfaktan çıktılar.

                Koridorda yavaşça hareket ederken Sanrı gülümsedi, parfümünün kokusu Yaren'in ciğerlerine hücum etmişti. Nazikçe boyuna bırakılan öpücüklerin ardından bir hamlede Yaren'in ayıcıklı pijama üstü zeminle buluştu. Yaren'in beyaz teni, Sanrı'ın buğday teni ile buluştu. Yaren parmaklarını Sanrı'nın yumuşak saçlarında gezdirdi.
               Sırtlarını yumuşak yatakta hissettiler. Sıvı yerine sıcak bedenlerden olunan sarhoşluğa kapıldılar. Ne büyük cesaretti, başkasının önünde savunmasız kalmak. En büyük kusurlarını şüphesizce sergilemek karşındaki bedene ; ve o bedenin tüm o kusurları bir öpücük ile ödüllendirmesi... Düşününce bu kadar basitti, aşkı somutlamak.
            Şaşmalı tek amacı zevk olup bedenleri yeni alınmış bir elbise gibi deneyimleyip sıkılanlara. Ne büyük kayıptır onlarınki, dünyadaki en büyük vasıf ruha dokunmaktır şüphesiz ki.
              Yorgunluk vücutlarına yayılırken birbirlerine döndüler. Sanrı belki de ilk kez hafif bir utanç duygusuyla birine bakamıyordu. Parmağını Yaren'in omzundan başlayıp bileğine kadar hafif dokunuşlarla gezdiriyordu.
            Yaren gözlerini ondan alamıyordu. Kendisini uzun zamandan sonra bir yere bu denli ait hissediyordu, onun yanına, onun dokunuşlarına... Dudakları aralandı. "Aklında bir şiir var." Dedi ciddiyetle. "Bu bakışını biliyorum."
              Sanrı tebessüm etti ama yine de ona bakmadı. Parmağını bu sefer sırtına ulaştırdı. Düşünceleri ses kazandı.
                
,,Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
                           Afrika dahil''

Galatada (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin