"İyiyim anne." Pencerenin kenarına sırtını yaslayıp sağ ayağını boylu boyunca uzattı.
"Bana hala fotoğraf göndermedin." dedi telefonun ucundaki ses. "Teyzen de merak ediyor."
"Dedim ya anne." dedi Yaren. "Yönetmen gösteride fotoğraf çekilmesinden hoşlanmıyor. Son sahne olacağı zaman fotoğrafçı gelecek."
"Seni çok özledik kızım." Dedi kadın. "Baban ve ben."
Yaren duraksadı. Camının hemen önündeki eski yangın merdivenine, sokaktaki yürüyen insanlara baktı. Derin bir nefes aldı. "Ben de özledim anne." dedi.
"Kapanış gösterine geleceğiz mutlaka, baban halledecek bir şekilde işinden izin almayı."
Yaren dudaklarını birbirine bastırdı. "Mutlu olurum." dedi çatallı sesiyle. "Şimdi çalışmaya gitmem gerekiyor anne, görüşürüz."
"Görüşürüz kızım."
Telefonu kapatıp başını pencere kirişini yasladı, gözlerini kapattı. Esen soğuk rüzgar, güneş ışığı cildine nüfuz ederken ayaklandı. Eski evde odasına doğru ilerledi.
Kırmızı kazağını, altına giydiği kot şortunu çıkardı. Sabahtan ütülediği beyaz gömleğini üzerine, siyah pantolonunu altına giydi. Ceketini de üzerine geçirdikten sonra bit pazarından aldığı kenarları altın varaklı boy aynasında kendisine baktı. Mavi gözlerini, dalgalı saçlarını süzdü. Derin düşüncelerinden saate bakarak sıyrıldı, kapının arkasında asılı kot çeketini üzerine geçirip evden çıktı.
Yürüme mesafesindeydi Galata'ya. Birkaç dakikada kendini kapıda buldu, kulağına taktığı kulaklıklarını çıkardı. Gişede tanıdık bir yüz karşıladı kendisini. Sırtını kapıya yaslamış, sağ bacağını uzatmış, sol dizini göğsüne çekmişti genç kız. Dizinin üzerinde defteri, elinde kalemiyle otururken başını kaldırdı. "İki saattir falan 'mütemadiyen' kelimesi ile kafiyeli sözcük bulamıyorum." Kalemin arkasını ritmik bir şekilde deftere vuruyordu.
Yaren güldü. "Gerçekten.." dedi. "Yapacak daha önemli bir şeyin yok mu ?"
Sanrı tek kaşını kaldırdı, deftere baktı. "Sahiden." diye fısıldadı. "Sahiden." Büyük bir gülümseme ile başını kaldırdı. "Bazı insanlar ilhamını sokaklardan alır, bazıları müzikten." dedi. "Bana da sen ilham veriyorsun, ne yapalım yani ?" devam etti. "Aç mı kalayım, işsiz mi kalayım ?"
Yaren cebindeki anahtar ile gösteri salonunun kapılarını açtı. Arkası dönük içeri ilerledi. "Şimdiye kadar bu işten hiç para kazanmadığını ikimiz de biliyoruz." dedi.
Sanrı ayaklandı, arkasından ilerledi. Sesi boş holde yankı yaparken cevapladı. "Evet ama bu kazanmayacağım anlamına gelmiyor." dedi. "Yaren Aydın ne zaman bu kötümserliği bırakacak peki ?"
"İstifa ettiğim zaman." Süpürge ile holü süpürmeye başladı. "Baya boka batmış durumdayım bu ara."
"Ben on dört senedir o durumdayım." dedi Sanrı. "Başla anlatmaya, dinliyorum." Holün beyaz mermer duvarına sırtını yaslayıp yere oturdu.
"Mükemmel bir aileye sahibim." dedi Yaren gözlerini zeminden ayırmadan süpürgeyi hareket ettirirken. "Ama şu zamana kadar üç kelimemden iki nokta sekseni falan yalan oldu onlara karşı. İsteyerek de olmadı, aileye uygun kız profili geliştireyim derken oldu. Lakin sonuçta oldu. Üniversiteye devam ettiğimi, sınavlara gidip geldiğimi falan düşünüyorlar. Tabi bir de şu gösteride başrol olduğumu." Başını kaldırıp kendisini pür dikkat dinleyen Eceye baktı. "Başta o kadar yanlış gelmedi biliyor musun, olması gereken zaten bu dedim. Ben bunu hak ediyorum zaten, o zaman neden yanlış olsun bu durum ?" Derin bir nefes alıp hafif bir tebessüm etti. "Ama gerçeklik kavramı, sen kabul etmesen de herkes tarafından kabul görülmüş oluyor."
"Duyduklarım hiç hoşuma gitmedi." dedi Sanrı. "Çünkü duyduğum ses bir hayli vazgeçmişti." Parmağı ile salona açılan perdeyi işaret etti. "Ama ben buraya ilk girdiğimde duyduğum ezgi, bir hayli yorgun ama çabalamaktan vazgeçmemiş birine aitti." Defterini açtı. "Bir şiiri beğenmedim mi ?" Sayfaları koparmaya başladı. "Bir kelime içime mi sinmedi ?" Hızla parçaladı, etrafa saçtı parçaları. "Ama ne yaparım biliyor musun ? Vazgeçmem." Kendisine dikkatle bakan kıza sert bir bakış attı. "Kalemi yontup daha iyisi için yeniden başlarım." dedi. "Eğer olmadıysa onu da yırtarım. Ama vazgeçmem." Ayaklandı, elinde süpürge ile hareketsiz kendisini izleyen Yaren'e ilerledi. Süpürgeyi alıp yere attı, elini kavradı. "Gel." dedi. Kendisi önde, Yaren arkada hala elini tutarken ilerlemeye başladı. Perdenin arkasına geçip salonun merdivenlerinden, koltukların yanından, birer birer indi. Sahneye ulaşmak için sağ taraftaki merdivenleri çıktı. Sahnenin en sonundaki piyanoya ilerledi, elini bıraktı. "Çal." dedi.
Yaren durdu. Göz ucuyla piyanoya baktı. Soluklandı, arkasını döndü ilerlemeye başladı, kot ceketini çıkarıp arkasında duran Sanrıya fırlattı. Sanrı gülümsedi. Sandalyeyi çekip oturdu Yaren, parmaklarını uzatıp tuşlarda gezdirdi. Gözlerini kapattı, aklında kodladığı parçayı tuşlarla adeta kavga ederek çalmaya başladı. Başını ritmik hareketlerle kıpırdatıyor, mimiklerinden ise aldığı haz açıkça belli oluyordu.
Parça bittiğinde gözlerini açtı, sarı spot ışığını, verdiği sıcaklığı vücudunda hissetti. Sandalyede arkasına dönüp yere oturmuş, dizlerini göğsüne çekmiş Sanrıya baktı.
Sanrının alkışı tüm salonda yankılandı. "Yani şiddeti pek hoşgörmem ama." devam etti. "Gösteriden birini yaralamamız gerekse bile seni oraya sokacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galatada (girlxgirl)
Fiksi Umum-2017 - Yeni edindiği, siyah deri kapaklı defterin ilk sayfasını usulca açtı. Hayatının o gününe kadar bilincinin yönlendirdiği kurşun kalemi bu defa yüreği esir aldı.Kıvrak hareketleri ile sayfada dans etmeye başladı. Orta parmağı kale...