Pembe gitar

964 91 11
                                    

       Boğazın kenarında, yeşilliklerin içerisinde sırtını ağaca yaslamış oturuyordu Yaren. Karşıdan gülümseyerek gelen yüzü gördüğünde tebessüm etti. Sanrı elindeki pembe gitar ile ona yaklaştı. "Rengi hakkında yorum kabul etmiyorum." dedi Yaren'in yanına otururken. Gitarı kavradı. "Sekiz yaşındayken almışlardı bunu bana, tozlu bodrumda bulabilmem dahi ufak bir mucize." 

        "Sevimli görünüyor." dedi Yaren gitara dokunurken. "Yani çalabiliyorsun.." 

       Sanrı tek kaşını kaldırarak tebessüm etti. "Şaşırmış görünüyorsun." 

        Yaren gözlerini kaçırıp denize baktı. "Alakası yok.." 

          Sanrı ona bakarak gülmeye devam etti. Parmaklarını tellere sürttüğünde acı çeken tellerin haykırışını işitti. Yaren yüzünü ekşiterek ona baktı. "Birazcık akordu gitmiş." dedi Sanrı. "Halledeceğim." 

             "Ece çaban için minnettarım gerçekten ama şov korosu olayı sadece müzik ile yürümüyor." 

                Sanrı telleri gererken duraksadı. "Sana her şeyde yardım edebilirim ama dans edemem." dedi. "İmkanı yok." 

              "Ben edebilirim, hayır yalnızca o değil." Sanrıya odaklandı. "Ne kadar iyi olduklarını bilmiyorsun." dedi. "Hiç şansım yok." 

                 Sanrı gitarın tellerini parmaklarıyla buluşturduğunda bu defa temiz bir ses aldı. Birkaç akoru sırayla geçmeye başladı. 

                       "Ece.." 

                   Parmaklarını tellerden çekti. Kafasını kaldırıp Yaren'e  sabitledi gözlerini. "Yaren ben Tanrının varlığına inanmıyorum." dedi aniden. 

                         "Ne alakası var şimdi bunun ?" 

                      Gitarı sapından tutup kucağından kaldırdı, çimlerin üzerine bıraktı Sanrı. Bacaklarını göğsüne çekti. "Annem zora düştüğünde Tanrıya sığınır." devam etti. "Küçüklüğümde hep derdi ki, eğer çaresiz hissedersem, korkarsam, düşecek olursam dua edecekmşim,  Tanrı beni bu durumdan kurtaracakmış." Yaren ona odaklandı. "Öğrettiği tüm duaları ezberledim. Ama sorun şu Yaren, ben hiç inanmadım." Sanrı, rüzgarın etkisiyle önüne gelen saçlarını omzuna attı. "İnanç." dedi. İşaret ve orta parmağını birleştirip kalbinin üzerine bastırdı. "İnanç buradan gelir." Şimdi parmaklarını Yaren'in göğüs kafesine iki kez çarptı. "Sen kendine inanmıyorsan, ben ne yaparsam yapayım, seni sana inandıramam." 

                       Boğazı düğümlenmişti Yaren'in, rüzgarın etkisiyle kurumuş dudaklarını ıslattı, boğazını temizledi. Kendisinden gözlerini bir an bile ayırmayan Eceye gülümsedi. "Sen.." dedi. "Nasıl on yedi olabilirsin, bak işte bunu aklım almıyor." 

                   Sanrı gülümseyip gitarı tekrar kucağına aldı. "Yanlış zamanın yolcusuyum ben." Tellere tekrar dokunmaya başladığında bu sefer Yaren de ona eşlik etti, şarkı sözleri birer birer dudaklarından döküldü. 

     *

               "Başladıklarında neden bahsettiğimi anlayacaksın." 

             Sanrı yanında yürüyen Yaren'e alaycı bir bakış attı. "Cidden.." dedi. "Prova yapıyor olacaklar, hataların, zayıf halkaların açığa çıktığı yegane yerdir provalar."  Galata sokaklarında ilerlerken kaşlarını kaldırdı. "Zayıf yönlerini görüp bunu onlara karşı kullanacağız." Yaren hala endişeli görünüyordu. Sanrı kolundan tutup onu durdurdu. "Uçacak falan değiller." dedi. "Rahat ol, şarkı söyleyen bi topluluk sadece." 

                     Galata Performans Sanatları Merkezi'nin kapısından içeri ilerleyip hole ulaştılar. Perdeyi aştıklarında merdivenleri birer birer inip on ikinci sırada kendilerine uygun bir koltuk bulup oturdular. On üç kişi sahnede dağınık bir şekilde hareket ederken saçlarını topuz yapmış, matarasından su içen sarışın kız onlara seslendi. "Seyirciye kapalı prova bu." 

                           "Ben Yaren." sesi salonda yankılandı. "Bilet işleriyle ilgilenen" Sanrıyı işaret etti. "O da benimle." 

                       Sahnedeki kız umursamadan diğerleriyle konuşmaya başladı. Müzisyenler birer birer yerlerine geçmeye başladığında diğerleri de kavisli bir şekilde sahneye dizildi. 

                      "Bi kere adapte görünmüyorlar." diye fısıldadı Sanrı. "Gözünde çok büyütmüşsün." Yaren ona baktığında rahatlamış hissetti. Tam bu sırada müzik başlayınca ikisi de aniden başını sahneye çevirdi.  (Başlayacak söz konusu şarkı medyadadır.)

                         Piyanist ustalıkla parmaklarını tuşlara çarparken az önceki kız güçlü sesiyle öne çıkıp şarkının sözlerini söylemeye başladı. Diğerleri başlarını öne eğmiş, kareografiyi ustalıkla uyguluyordu. Davulun ve gitarın birlikte yaptığı atakla birer birer etraflarında dönüp dans etmeye başladılar. Sarışın kız nakarata kadar solo söyledi, derken tüm sahne inanılmaz bir harmoni içerisinde ona eşlik etmeye başladı. 

                       Çello diğer enstürümanlara katılırken sahnedeki her bir kişi, adeta aynadaki yansımalar niteliğinde birbirine koordine olmuştu, tek bir hata dahi yapmadan görsel şölenin içerisindeki yerlerini korudular. 

                       Tüm çalgılar birlikte konuşmaya başladığında sahnenin tavanından birkaç kişi uzun kırmızı kumaş parçalarına tutunarak karşı tarafa kendilerini bıraktı. Müzik aletleri yavaşlarken tempo düştü ve  şarkının sonuna gelindiğinde saliselik farklar ile herkes kendini yüz üstü zemine bıraktı. 

                       Sahneye sabitlenmiş sarı spot ışıkları sönüp perde kapandı. Sanrı kaşlarını kaldırmış, şaşkınlıkla olanları sindirmeye çalıştı. 

                       Yaren ise ensesini sıvazlarken " Sana demiştim." dedi. 

                   Sanrı hala gözlerini sahneden ayırmadan cevapladı. "Gerçekten uçtuklarından bahsetmemiştin." 



Galatada (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin