Perde

716 81 8
                                    

Kapıyı birkaç kez tıklattı. "Gel." sesini duyması ile içeriye girdi. Kulisindeki koltuğa yayılmış telefonuna bakan kız başını kaldırıp dikkatlice ona odaklandı. Selenay'ın yüzüne alaycı bir gülümseme yayıldı. "Burası da iyice yol geçen hanı oldu."

Sanrı güldü. Koltuğun önündeki, aynanın karşısındaki sandalyeye oturup kıza döndü. "Ben sözleri dolandırmayı severim, işim bu aslında." devam etti. "Ama bu sefer direkt olaya gireceğim çünkü midem bulandı." net bir yüz ifadesi takındı, gözlerini kıstı. "Oyununu bizden uzakta oyna, yoksa yanlışlıkla kumdan kalene basıp geçeceğim."

Kız bir dakika kadar şaşkınlıkla duraksasa da kahkaha attı. "Özür dilerim ama sen kimsin ?"

Sanrı ayaklandı. "Bilmiyorum ama estetik cerrahın olmadığıma eminim. Zira ilk okuldaki tasarım derslerinde dahi daha iyi bir iş çıkarabilirdim."

Kız sinirle bakarken kapıyı açıp dışarı çıktı Sanrı. Telefonu çaldı. "Efendim ?"

"Bulabildin mi ?" dedi Yaren.

"Aramaktayım." diye yanıtladı Sanrı sahne arkasında dolaşırken.

"Mavi boncuklu bir kolye, burada her yere baktım ama bulamadım."

"Tamamdır haber vereceğim ben sana."

Sanrı yerlere bakarken rastgele bir kapıyı itti, içerisi boştu. Yerlere bakındı, eğildi koltuğun altına baktı ama bulamadı. Kapıyı açıp dışarı çıktı, hemen karşıdaki kapıyı itip şansını bir de orada demeye karar verdi.
         Kapıyı açar açmaz karşısında gördüğü manzara ne yapacağını sapıtmasına sebep oldu. Sahnenin altın çocuğu Buğra sırtını duvara yaslamıştı, hemen önünde duran yeşil gözlü gitarist Akif'in dudakları ile ciddi bir birliktelik içindeydi.
           Kapının açılması ile hızla ondan uzaklaşan Akif, nefes nefese Sanrıya baktı.
        "Çok özür dilerim bir şey arıyordum..." Sanrı hızla kapıyı çekip şaşkınlıkla oradan uzaklaşmaya başladı. Holün sonuna, sahneye açılan perdenin yanına başına ulaşmıştı ki arkasından gelen ses ile duraksadı. 

         "Bir dakika bekleyebilir misin ?" 

       Arkasını döndü. Buğra koşarak yanına ulaştı, önce biraz duraksadı, sonra derin nefes alıp söze girişti. "Birine bahsetmesen olur mu ?" 

          Sanrı karşısındaki gencin, kendisinin gözlerine bakamayacak kadar utanmış olduğunu fark etti. Durumun hassasiyetinin farkındaydı ama hiçbir zaman yargılayıcı bir insan olmamıştı, aşkı yargılayan şair olur muydu hiç ? 

               "Tekrar özür dilerim gerçekten, ismin.." 

           Genç gözünü boşlukta gezdirmeyi bırakıp bakışlarını Sanrı'da sabitledi. "Buğra." 

              "Özür dilerim Buğra." devam etti. "Elbette kimseye bahsetmem." 

              "Utançtan değil ama.." Derin nefes aldı, sarı kıvırcık saçlarında elini gezdirdi. Bir şey söyleyecekmiş gibi nefes aldı, söylemedi. Sanrı insanların anlayışsızlıklarına, nefret duygusunun varlığına bir kez daha lanet etti. 

               "Biliyorum." dedi Sanrı, gülümsedi. "Hatalardan utanç duyulur, sevgiden değil." 

             Genç hafif tebessüm etti. "Teşekkür ederim." dedi. 

       * 

            Gişeye doğru ilerlerken Yaren'in elindeki kolye ile kendisine doğru geldiğini fark etti. "Buldum." dedi. "Arka cebimdeymiş."

Galatada (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin