▼dorito▼ [downevans texting|tamamlandı]

▼flashback▼

1052 kelimelik flashback bölümüne hoş geldiniz! İyi okumalar dilerim! ^^

Medyayı daha önce attım mı bilmiyorum ama etkisi zaten her zaman aynı, feels! ^^

. . .

"İlk Karşılaşma."

Mavi gözlü adam ellerini kot pantolonuna sürttü. Oturduğu demir sandalyede biraz sallandı, koridora bakındı. Birkaç çalışan hariç kimse yoktu. Arada karşısındaki seçmelerin yapıldığı odadan birkaç kişi çıkıyordu. Chris kapının üstünde beyaz harflerle yazılmış 'Seçmeler' yazısına baktı. Birkaç saattir burada bekliyordu. Sırayla herkese bakıyorlardı, münakaşa yapıyorlar ve yolluyorlardı. En son gelmişti çünkü lanet trafik çok sıkışıktı. 'Şansıma' diye ekledi içinden.

Bakışlarını sağ eliyle tuttuğu kağıda baktı. Üstünde oynamak için başvuru yaptığı Captain America'nın birkaç konuşması aralıklarla yazılmıştı. Birazdan bunları okuyacağı, canlandıracağı aklına geldi ve içinde oluşan heyecana engel olamadı.

Önünde iki kişi kalmıştı. İçeriden kapının açılıp birinin daha çıkmasıyla 1 kişi.

Geç geldiği için içeri girememişti, rahatsız etmemek ve ilk andan göze batmamak için. Kendini lisede gibi hissetmişti bir an. Düşüncesine gülerken boşalmış koridorun sessizliğini bozan adım seslerini duydu. Sesin geldiği yöne döndüğünde sakallı bir adamı gördü. Üstünde kumaş bir pantolon ve beyaz bir gömlek vardı sadece. Kendisine has duruşu dikkat çekiyordu hemen. Chris onu incelerken kahverengi gözler onun gözlerini buldu. Vücudundan değişik bir his geçti, tüyleri hafiften kalkmıştı. Yakalanmış olmanın verdiği utançla başını dizlerine eğdi.

Başını dizlerinden kaldırmazken görüş alanına siyah ayakkabılar girdi. Tereddütle başını kaldırıp az önce incelemekte olduğu adama baktı. Şimdi yakınında ve yüzünün hatlarını görebilecek dereceyken onun ünlü oyuncu Robert Downey Jr. olduğunu anlaması uzun sürmemişti.

Gözleri büyüdü, ona bakmayı sürdürdü, ta ki o konuşana kadar. "Merhaba, seçmeler için geldin sanırım." Cümlesi bitince samimi bir şekilde gülümsedi. Chris onu daha iyi görebilmek için arkasına yaslandı. Başını salladı.

"Evet, sıramı bekliyorum. Birazdan son kişi de çıkacak," diyerek kafasıyla karşısındaki kapıyı işaret etti.

Robert da oraya bir bakış atıp tekrar Chris'e döndü ve elini uzattı, "Ben Robert Downey-"

"Biliyorum."

"Jr." Tokalaşırken Chris'in sözünü kesmesini göz ardı etti. Chris onun sözünü kesmek istememişti ama engel de olamamıştı kendine. Elleri birbirinden ayrılırken Chris ondan gelen garip hissi fark etti. "Sende Chris Evans olmalısın."

Chris ona nereden tanıdığını sormayarak başını salladı. Robert hala ayakta dikilirken Chris birden yanındaki sandalyeyi işaret etti. "Otursana." 

Robert birkaç saniye kararsız kaldıktan sonra oturdu. Vücudu Chris'e dönükken konuşmaya başladı, "Aslında Scarlett bana senden bahsetmişti." Chris'in gözleri şaşkınlıkla büyürken Robert dizindeki elini hafiften salladı. "Yani, laf arasında senin de ismin geçmişti. Captain America'yı oynaman için sana baskı uygulamış." Cümlesinin bitimine doğru hafiften kıkırdadı. Chris içinden 'ne güzel bir ses ve görüntü' demekten kendini alıkoyamadı.