Bir kafede oturmuş, etrafta ki güzel kızları izliyordum. Şey, biliyorum söylemesi oldukça yanlış ve sanırım iğrenç ama gerçekten güzel birkaç kalça ve bacağın ne zararı olabilirdi ki? Güneş gözlüklerim sayesinde kimse nereye baktığımı bilmiyordu ve bu kazanmışım gibi hissettiriyordu.
Yarın yeni okulumda, yeni bir berbat gündü ve ben şimdiden endişelenmeye başlamıştım. İnsanlara lezbiyen olduğumdan bahsetmeli miydim? Belki de bahsetmemeliydim, bu yüzyılda bu hala insanların aşağıladığı bir durumdu. Ayrıca ailemin bundan haberi olacaksa bile bunu benim yapmam gerekiyor. Peki ya bu deli cesarete gerçekten sahip miydim?
"Günaydın." Vincent tam karşıma oturup, güzel kızlarla ilişkimi kesti.
"Öğlen oldu," dediğimde Vincent beni umursamıyordu. Arkasına yaslandı ve garsonu çağırdı.
"Heyecanlı mısın?" diye sordu garson gelmeden önce. Gözlüklerimi çıkartıp, kafamın üstüne yerleştirdim.
"Sence aptal bir lise için heyecanlanacak biri miyim?"
Vincent, sipariş verdikten sonra kafasını arkaya doğru eğdi ve gün ışınlarının yüzüne hücum etmesine izin verdi. Böyleyken inanılmaz derecede seksi görünüyordu ama beni heyecanlandırmıyordu.
"Yarın seni okula bırakabilirim," derken kafasını kaldırdı.
"Evet,daha sonra beni öp ve insanlar benim hetero olduğumu düşünsünler. Teşekkür ederim, ben almayayım." Bana güldü ve parmaklarını masaya ritimli bir şekilde vurdu.
Vincent, lezbiyen olduğumu bilen ilk insandı. Kız kardeşinden hoşlanmaya başladığımı ona söylediğimde gülüp, 'eh kız kardeşimi yabancı ellere teslim etmeyeceğime göre sonsuza kadar mutlu yaşayabilirim' demişti. Bunun üzerinden iki yıl geçmişti ve şu ana kadar onun dışında iki kızdan daha hoşlanmıştım ama hiçbirisi bana karşı bir şeyler hissetmemişti.
Vincent, gelen siparişlerini yemeden önce tişörtünün kısa kollarını omuzlarına çekmişti.
"Belki de kendine uygun bir kız bulabilirsin," dediğinde ağzında ki çörekleri görmüştüm.
"İğrençsin ama umarım bulabilirim."
"Daha önce bir kızla yatmadın değil mi?" Masanın üzerinde ki eline vurdum.
"Sus."
**
Vincent'ın yalvarışları sonucu ikna olmuştum ve bu gece ailem ile asıl beni tanıştıracaktım. Vincent'ı bana destek olması için çağırmıştım ve o da zorda olsa kabul etmişti. Yemek masası etrafına yerleştik ve geleneksel duamızı ettik. Vincent, bana 'hadi söyle' bakışları yollarken, hala korkuyordum.
"Size bir şey söylemem gerek."
Annem ve babam ilk önce bana daha sonra Vincent'a baktı.
"Seni dinliyoruz," dedi babam çatalını bırakırken.
"Ben lezbiyenim." Söylemesi benim için çok basitti ama annemin ve babamın buna alışması hiç kolay olmayacaktı.
Vincent karşımda bana umut dolu gülümserken, annem ve babamın bakışları yüzünden bir anlığına ortadan kaybolmak istedim. Buna alışkın olduğum için kendime geldim ve onların bakışlarını umursamadım.
"Lezbiyen misin?" Erkek kardeşim bağırarak tepkisini gösteridiğinde ona gülümsedim. Sanırım şuan yaptığım en salakça şey gülümsemekti.
"Güzel,beraber kızları izleyebiliriz ama eğer ilk ben görürsem o kız benimdir."
"Saçmalama Jeff. Ablan sadece kimlik arayışında, lezbiyen falan değil," dedi babam beni küçümser bakışları atarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i kissed a girl
Teen Fiction"Lezbiyen olmamın neresi iğrençti ki? Bir kıza aşık olmam mı yoksa bir kızı becerecek olmam mı? Açıkçası ikiside kulağa hoş geliyor."