part 2

23.7K 549 310
                                    

Bea'nin harika dudakları gözümün önünde belirdiğinde keyifisizce yerimde hareket ettim. Lezbiyen olabilirdim,gördüğüm her kızı öpmek isteyebilirdim ancak şu var ki Bea,her kız değildi. Benim onu öpmek istediğim gibi o da beni öpmek istemeliydi. Eğer mümkünse daha fazla şey de isteyebilirdi,benim için sorun olmazdı.

Keşke filmlerde ki gibi onun zihnine girip,ne düşündüğünü görebilseydim veya şuan yanına ışınlanıp,yatağında ki halini görebilseydim. Aklınıza gelen ilk şey onun nasıl sevimli uyuduğunu görmek istediğimdi değil mi? Eh,belki bunu isteyebilirdim ama ondan önce bol şortunun içinde ki bacakları ve nefes almak için aralanmış olan dudaklarıydı. Daha sonra ne kadar sevimli uyuduğuna bakabilirdim.

"Diamond,hayatım." Annemin bana karşı hala kibar olmasına şaşırmıştım.Ben bana sert ve iğrenir bakışları arasından "Diamond,buraya gel seni küçük fahişe," demesini beklerdim. Annemin dudakları arasından 'küçük fahişe' kelimlerinin döküldüğünü düşününce gülmeden edememiştim.

"Anne ders çalışıyorum," diye bağırdım odamın kapısına doğru. Tabii ki çalışmıyordum,sadece onlarla konuşmaya halim yoktu. Bir kaç saniye sonra odamın kapısı açıldı.

"Dersini kitapsız mı çalışıyorsun?"

"Evet,beynimin içindekileri tekrar ediyorum,kitaba ihtiyaç yok," diyip güldüm.

"Misafirin var,gel benimle." Yatağımdan kalkıp,peşinden yürüdüm. Bana pijamalarımı çıkarmamı bile söylememişti.

Annemin içine,Tanrı tarafından bana hediye olan bir melek girmiş olmalıydı.

Salona girdiğimizde, otuz beşli yaşlarının başında olan bir adam vardı. Annemi ve beni görünce yerinden kalkıp,ceketinin düğmesini ilikledi. 'Kibarlığa gerek yok tatlım,umrumuzda bile değil' diye düşünürken annem ne kadar kibar olduğunu söyledi. Eğer babam salonda olmasaydı,adamla flört edecekti.

"Bay Jons,kızım ile tanışın," dedi babam beni gösterirken.

"Diamond," dedim sadece bunun yeterli olduğunu düşünürken. "Soyadımla hitap etmenize gerek yok," diye ekledim kulağına yaklaşarak.

"Pekala sen de bana Adam diyebilirsin," dedikten sonra dişlerini göstererek gülümsedi.

"Tabii ki diyebilirim." Herkesin ayakta olmasını umursamayıp, Adam'ın yanında ki boş yere oturdum.

"Diamond,Bay Jons senin doktorun," dedi babam da yerine yerleşirken.

Tahmin etmem gerekirdi. Dün gece ki olaydan sonra tabii ki doktor bulacaklardı. Lezbiyen olmam hastalık değildi. Hastalık dediğimiz iğrenç ve bulaşıcı şey ya öksürtürdü ya da öldürürdü.

Öksürmediğime ve sadece iki ayımın kalmadığına göre hasta değildim.

"Hasta değilim," dedim dişlerimi birbirine bastırırken.

"Hala lezbiyen misin?" diye sordu.

"Evet."

"Gördüğünüz gibi doktor,kızım hasta," dediğinde sinir kat sayım milyonları geçmişti. Kendi içimde babam ile savaşırken acımasızca kılıcını göğsüme batırmıştı ve etraf benim kanlarımla  oluşmuş bir gölet vardı.

"Bu gibi durumlarda-" diye başladığı cümlenin devamı benim çığlığım tarafından yok olmuştu.

"Bu gibi durumlarda babalar doktor çağırır ve kızlarını tedavisi olmayan bir şey için muayene ettirir. Sırtımı açıp,öksürmemi ister misiniz,doktor?" Ayağa kalkıp,bir kere daha çığlık attım.

i kissed a girlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin