İlk sefer.

309 13 0
                                    

Luhan için Sehun'u yanında görmek kısa çaplı bir kalp krizi geçirmesine yetmişti zaten. En son özlemine dayanamayıp intihar ettiğini hatırlıyordu. Evinde! Etrafa bakınca nerde olduğunu anlamamıştı ilk başta, önemli de değildi gerçi. Ama Sehun? 'O Şuan yanımda.. Elimi tutuyor. Ve.. Ve ağlıyor. Ağlıyor mu cidden? Ah kesinlikle ölmüş olmalıyım.'

Sehun Luhan'a tekrar sarılmış ve özürler diliyordu. 

''Lu.. Çok üzgünüm lütfen beni affet. Benden nefret etme. Seni seviyorum. Seni bu hale getirdiğim için gerçekten üzgünüm. Lüfen beni bırakma..''

'Nefret etme? Tanrı aşkına şaka mı yapıyor? Tabiki ondan nefret etmiyorum, istesem de edemem ki..

Tekrar Sehun'dan 'Lu' lafını duymak onun acıyan kalbini bir anda iyileştirmişti. Luhan şaşkınlığından çıkarak cevap verdi.

''B-ben.. Yaniii.. B-beni affettin mi?'' 

''Saçmalama Luhan. Asıl affedilecek kişi benim. Sana kötü davrandım. Asıl sen beni affedebilecek misin?''

Luhan bu soruya sıkıca bir sarılmayla cevap vermişti bile. Sehun, Lu'sunun yaşadığına Luhan'sa tekrar Sehun'una sahip olduğu için çok mutluydu. Sehun doktora Luhan'ın kendine geldiğini haber verdi. Bir kaç test yapıldıktan sonra taburcu olabileceğini söylemişti. Luhan giyinirken Sehun'da hastane işlemlerini hallediyordu. İşi bittikten sonra Luhan'ın odasına gitti, on dakika da olsa onu gözünün önünden ayırmak işkence gibi gelmişti Sehun'a. Luhan mahçup bir şekilde yere bakıyordu. 'Onun bu hallerini cidden özledim' diye geçirdi içinden. Elinden sıkıca tutup evlerine gittiler. Luhan'ın evini kullanıyordular gerçi, çünkü Luhan'ın giysi dolabı Sehun'un salonunu kaplayabilecek kadar büyüktü. O yüzden Luhan'ın evinde yaşamaya karar vermişlerdi.

Luhan'ın hafiften başı döner gibi oldu, Sehun tabi korkudan ölüyordu. Birden korumacı melek kesilmişti başına. Onun fazla yorulmaması gerektiğini biliyordu o yüzden onu kucaklayıp odasına götürüken;

''YAH! Napıyosun Sehun-ah? Kendim yürüyebilirim, bırak benii.''

''Seni bırakmak mı? Bu hatayı bir kere yaptım Lu. Benden bunu isteme.'' 

Luhan tabi bu sözler karşısında hemen yumuşamıştı onun kollarında ayrı bi huzurluydu zaten. Sehun ona bebek gibi davranıyordu resmen. Yatağına yatırıp yastığını kabarttı. Üstüne örtüsünü örtüp kısa süreliğine odadan çıktı. Geldidğindeyse elinde bir tabak çorba vardı. Luhan elini uzatmış tabağı almaya çalışırken eline bi şaplak yemişti. Ona ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışarak baktı.

''Ben yedireceğim.'' dedi Luhan'ın bakışlarını anlayarak.

''Aç ağzını uçak geliyoooo haaaammmm''

''Tabi ben hep uçak yerim zaten. Tatlı niyetine de helikopter yerim arada.'' dedi Luhan gözlerini devirerek.

''Konuşmayı kesip yermisin şunu? Az kaldı bak hadi Lu.''

''Sehun-ah bebek değilim. Kendim de yiyebilirim. Hem doydum zaten bir kaşık daha alırsam kusucam artık.''

''Bebeksin işte. Ama benim bebeğim.'' Luhan'a kocaman bi sırıtmayla cevap verdi. Luhan halen rüya olup olmadığı konusunda şüpeliydi. Bunun gerçek olduğunu anlamak için Sehun'a yaklaştı.

''N-napıyorsun Lu?''

''Birşeyi anlamaya çalışıyorum sadece.'' dedi ve dudaklarını Sehun'unkilerle buluşturdu. Evet kesinlikle gerçekti! Bu dudakların sıcaklığını ve rahatlatıcı hissini nerde olsa tanırdı zaten. Masum bir öpücükten sonra geri çekildi. Düşünceli bir şekilde başını eğmişti. Sehun ne olduğunu anlamadı.

Sözünden Dönen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin