Sabahın erken saatlerinde telefonun çalmasıyla uyandı ikili.
''Oh Sehun'un telefonu?''
''Ah bay Oh işe bu gün başlamanız mümkün mü? Bir işçimiz bu gün gelemeyecek ve yetiştirmemiz gereken bir çok iş var.''
''Anladım peki. 1 saat sonra orada olurum.''
''Görüşmek üzere bay Oh.''
Luhan sevgilisine 'noluyor' dercesine baktı ve diyeceklini merakla bekledi.
''Bana ihtiyaçları varmış Lu, gitmem gerek. İşe bu gün başlıyormuşum.''
''Hmm anladım Sehun-ah.. Peki o zaman hadi hazırlan bende kahvaltı hazırlayayım, aç gitme bari.''
''O kadar vaktim olacağını sanmıyorum bebeğim. Sen yataktan kalkma bile.''
Sehun çoktan pantolon ve gömleğini giymişti bile. Giyinme işi bittikten sonra son kez üstünü düzeltip çıkmaya hazırlandı. Luhan halen yatakta sevgilisini izliyordu. Sehun alel acele odadan çıkacakken geri döndü;
''Sabah öpücüğüm olmadan günüm iyi geçmez!'' dedi ve Luhan'ın dudağından derince öpüp kapıdan çıktı. Luhan sevgilisinin dediği gibi yataktan kalkmayarak arkasından ''İyi şanslar'' diye bağırdı ve gülümseyip tekrar uykuya döndü.
-SEHUN-
iş yerine varmıştı. Patronunun odasının önüne gelince bir kez daha üstünü düzeltip kapıyı tıklattı.
''Girin.''
''Merhaba bay Suho. Ben Oh Sehun.''
''Ahh evet biliyorum bay Sehun. Bu gün bir işçimiz gelemeyeceği için size ihtiyacımız oldu. Geldiğiniz için teşekkürler. Eğer hazırsanız çıkalım. Çalışacağımız fabrika bizi bekliyor.''
''Tabiki bay Suho''
Birlikte şirketten çıkıp arabaya bindiler ve fabrikaya doğru yol aldılar. Vardıklarında onları fabrikanın patronu karşıladı. Selamlaşma faslından sonra fabrikanın içini gezmeye başladılar. O arada da Sehun etrafı en ince detayına kadar inceliyordu.
''Demir geridönüşümü ve eritimi hangi bölümde yapılıyor?'' diye böldü Suho.
Fabrikanın patronu onları yönlendirerek genişçe mekana girdiler. Sehun halen sessizliğini koruyarak işine odaklanmış bir şekilde patronunu takip ediyordu. Bir işçinin yanına yaklaştılar ve yaptığı işi izlemeye balşadılar.
''Burada da aldığımız demirleri eritip kalıplaştırıyoruz ve kaynak yaparak tekrar kullanılabilir hale getiriyoruz.''
''İşte Sehun sende burada devreye giriyorsun. Sen tamamlanmış ürünleri satışa sunulabilir olup olmadığını rapor vermekle yetkilisin.''
''Ohh evet bah Suho.''
Sehun işçinin yaptığı işi daha yakından görebilmek için eğildi ve gözüne çapak sıçradı (küçük demir parçası).
''Özür dilerim bay Suho, Lavaboya gitmem gerekli.''
''Ah tabiki bay Sehun.''
Patronu halen fabrikanın patronuyla iş anlaşması yaparken Sehun lavaboya yöneldi. Aynada gözüne giren demir parçasına baktı ve çıkartmaya çalıştı. Acıtmıyordu fakat rahatsız ediyordu. Biraz uğraştıktan sonra çıkarttı ve yüzünü yıkayarak tekrar patronların yanına gitti.
-LUHAN-
Luhan, Sehun gittikten sonra biraz uyudu ve uykusunu alınca kalkıp kahvaltı yapmak için mutfağa yöneldi. Kızarmış ekmekle kahve yapıp yemeye başladı. Tek başına yemek yemek gerçekten sıkıcıydı ama ne yapabilirdi ki sevgilisi şuan işteydi. Gerçi Sehun'un o işte çalışmasını pek de istemiyordu. Çalışmasına da gerek yoktu ama Sehun işe başlama konusunda ısrar edip Luhan'ı ikna etmeyi başarmıştı. Kendini beleşçi gibi hissediyordu muhtemelen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sözünden Dönen.
Fanfiction-Beni bırakmayacağını söylemiştin Luhan! +O elindeki silahtan korktuğumu sanıyorsan yanılıyorsun, vur ve bitir herşeyi. Senden nefret ediyorum Oh Sehun!