Pişmanlık

261 18 3
                                    

Bu bölüm Sehun'un ağzından anlatılacak geçler :* Bu bölüm biraz uzun olacak hadi yine iyisiniz :DD:d: Takipte kalın seviliyosunuz <3

''Beni neden dinlemiyorsun LUHAN? Sana daha önce de söyledim. Benim haberim olmadan bir yere çıkmanı istemiyorum. Anlaman için daha kaç kere söylemeliyim?'' 

Sesim gereğinden de fazla çıkmıştı ama önemsemedim. Artık Luhan'la başa çıkmak gerçekten zor. İlk başlarda ondan hoşlandığımı sanmıştım. Onun o şirin ve çekingen hali yanıltmıştı sadece beni. Çıkmaya başlayalı iki ay oldu ama bir insan bu kadar mı çabuk soğutur kendinden? 

''Üzgünüm, sadece yarım saatliğine dışarı çıkmıştım bu kadar tepki vereceğini bilmiyordum Sehun-ah..'' dedi. Ah cidden bu çocuğun sorunu ne? İstemiyorsam yapmamalıydı, onu daha önce de uyarmıştım halbu ki. 

''Bu kaçıncı özrün Luhan? Mümkünse bir süre görüşmeyelim olur mu? En azından yaptıklarını düşün. Eğer sözlerime uymayacaksan bu ilişki biraz zor ilerler..''

Demiştim sonunda. Daha önce de tartışmalaımız olmuştu ama bu bardağı taşıran son damla! 

Luhan şimdi hıçkırıkla ağlamaya başladı. Sinirlerimi bozuyor ağlaması. Biraz dik dursa olmaz mı?  Ahh bu manzaraya daha dayanamayacağım gidiyorum ben! 

Kapıdan çıktım ve yola koyuldum. Biraz fazla tepki vermiş olabilirim ama huylarını değiştirmeli. Eve varmıştım sonunda. Kendimi direk koltuğa attım, başım çatlıyordu. Telefon'a mesaj geldi.

''Sehun-ah.. Gerçekten üzgünüm. Korkuyorum.. Lütfen böyle davranma.'' 

''Cevap ver bana lütfen..''

''Seni seviyorum Sehun-ah :(''

Bir sürü mesaj attı bana ama cevap verecek halde değildim. Eğer cevap atarsam kalbini daha da çok kıracağımı biliyordum. Bu kadar aşırı tepki verdiğimi bende bilmiyorum gerçi. Sahiden Luhan'a karşı ne hissediyorum ki şuan? 

Başımın ağrısı daha da arttı, en iyisi uyumak! Üstümü değiştirip yatağıma yattım uykumun gelmesini bekliyordum. Tam mayışmıştım ki kapı çaldı. 

TIK TIK TIK 

Bu saatte kim gelebilir ki? Amaan her neyse yat uyu Sehun! Nasılsa çalar çalar gider. 

Sonra tanıdık bir ses duydum.

''Sehun-ah.. Ben Geldim.. Lu.. Kapıyı aç.. Lütfen..''

Ciddi olamaz dimi? Hemen kalkıp kapıya gittim. Bu saatte hemde tam uyuyacakken neden beni rahatsız ediyordu ki? Diyeceklerini yarın da diyebilirdi.

''Senin burada ne işin var!? Sen.. Sen sarhoş musun? Off Luhan..''

Sarhoş bi şekilde evime gelecek kadar kötü mü hissetti kendini yani.. Ama şuan kapımın önünde beni rezil ettiği ve uykumdan alı koyduğu için ben de kötü hissediyorum.

''Sehun-ah gerçekten üzgünüm.. Birdaha.. Birdaha söz veriyorum sözlerinden çıkmayacağım..'' dedi ve bana sarılmaya çalıştı. Tanrım çok fena bir çekilde içki kokuyor? Onu hafiften ittirmiştim. Amacım düşüp canını yakmak değildi sadece benden uzaklaşması içindi.. Ama düştü.. Halen sinirliydim onu yerden kaldırmadım bile. Kim ona ayakta duramayacak kadar içmesini söyledi ki?

Şaşkın bir şekilde inanamayarak bana baktı ''Sehun-ah..'' 

''Bana Sehun-ah demeyi kes! Kendinden soğutmayı nasıl başarabiliyorsun? Kendine gel Luhan beni rezil ediyorsun. Bu kadarı yeterli. Bitti. Birdaha seninle görüşmek istemiyorum anladın mı? Şimdi evine dön!''  Onu öylece yerde bırakıp kapıyı suratına kapatıp içeri girdim. Ben ona düzelmesini söylüyorum onun yaptıklarına bak! 

Sözünden Dönen.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin