Gece biraz ilerledikten sonra saatin geç olduğunu söyleyerek ayağa kalktım.
"Bu yaptığınız şeyi hiç unutmayacağım. Teşekkür ederim çocuklar sizleri seviyorum"
Hepsine tatlı tatlı gülücüklerimi yolladım.
Soojung'da üzerini giyindiğinde kapıdan çıktık. Çocuklara el sallayıp bahçede yürümeye koyulduk. O sırada evin önünde bir araba durdu. Arabadan inen Tyler'ı gördüğümde durdum.
"Soojung sen içeri gir. Çabuk ol!"
Tyler bana doğru yaklaştığında ona daha fazla gelmemesini söyledim.
"Ne işin var burada?"
Tyler; "Kris ile konuşacaklarım var."
"Ne konuşacaksınız"
Tyler; "Boşver. Senin ne işin var burada?"
"Boşver."
Krystal
Ablamın söylediği üzerine Tyler'a görünmeden eve girdim. Salona geçtiğimde çocuklar bana bakıyordu.
"Kris, Tyler geldi ablamla konuşuyor."
Kris gözlerini ellerinden çekti ve bana baktı.
Kris; "Neredeler?"
"Bahçe de. Çabuk ol yalnız"
Kris; "Bekleyin geleceğim."
Kris üstüne hırka alarak bahçeye çıktı bizlerde camdan onları izliyorduk.
Jessica
"Tyler seni görmek istemiyorum. Her yerde karşıma çıkıyorsun. O suratın... Midemi bulandırıyor."
Tyler'ın bana cevap vereceği sırada biri omzuma kolunu attı.
Kafamı kaldırdığımda karşımda Kris'i gördüm. Kris kafasını yüzüme çevirdi;
Kris; "Sevgilim. Düşündüm ki bu gece burada kal. Hazır evde kimse yok. Baş başa. Ne dersin?"
Donuk bir surat ifadesiyle Kris'e bakıyordum. O sırada Kris Tyler'a laf attı.
Kris; "Ne işin var burada?"
Tyler; "Konuşmamız gerek."
Kris; "Görüyorsun ki sevgilim ile meşgulüm. Başka zaman konuşalım."
Tyler; "Ne zamandır çıkıyorsunuz?"
Kris yüzünü bana döndü ve eliyle çenemi havaya kaldırdı. Dudaklarımızın değmesine milimetre kalmıştı ki konuştu;
Kris; "Yoksa Tyler'a çıktığımızı söylemedin mi?"
"Ah.. Hayır unutmuşum tatlım. Şey ben üşüdüm de eve mi geçsek?"
Kris yüzüme güldü ve ekledi;
Kris; "Tabi geçelim canım. Bu arada Tyler başka zaman gel. Şu an müsait değilim gördüğün gibi."
Kris ile birlikte el ele eve doğru yürüdük. Kapıdan içeri girdiğimizde kendimi koltuğa attım.
"Daha ne kadar peşimde olacak bilmiyorum."
Soojung atladı oradan;
"Unnie. Gitti artık. Geldiğinde de kahramanın Kris kurtarıyor seni zaten."
Soojung'a gözlerimi diktim ve bakmaya başladım. O sırada Kai Soojung'un yanına geldi ve kolunu omzuna attı.
Kai; "Hiç sorma bebeğim. Kris bir an öpecek sandım"
Hepsi gülmeye başladı.
"Biz orada rol yapıyorduk."
Gözlerimi devirdim.
"Her neyse Soojung büyükannem merak eder kalk gidelim."
Kris elimi omzuma koydu ve oturmamı söyledi.
Kris; "Saat geç oldu. Yukarı da boş bir oda var ikiniz orada kalırsınız. Diğerlerinin kendi odaları var zaten. Yarın sabah gidersiniz"
"Bu doğru değil."
Kris; "Doğrusu ne o zaman? İstersen benimle kal."
"Ya!"
Kris; "Şaka yapıyorum. Odanın çarşafları falan temiz. Çıkıp dinlenebilirsiniz."
"Pekala. Burada kalacağız. Çok fazla ses yaparsanız ölürsünüz. Hepiniz uyuyun."
Kris; "Çıkalım."
"Ne? Saçmalama!"
Kris; "Yani yukarı kata çıkalım. Ben de yatacağım."
"Hı.. T-tamam."
Ay bu sıralar sık bölüm atıyorum. Nazar değmesin dkdnsldksls Umarım güzeldir. Okunma sayım az ama yazarken zevk alıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İce Prince and İce Princess
FanficKris ve Jessica'nın lise zamanlarında ki aşklarını keşfetmeye hazır mısınız? O zaman keyifli okumalar..