Bugün kucağında aynı çocukla birlikte içeri girmiştiniz.
Yüzün biraz solgun duruyordu ama sana bakıp gülümsediğim anda bana o sıcak gülümsemeni bahşettin.
Kucağındaki çocuk halsiz ve yorgun duruyordu iki hafta öncesine göre.
Kucağındaki çocuğun sırtını 'baba' nidasıyla okşarken bana yaklaşıyordun.
Dükkanımdan geçen gün aldığınız kalp kısmı kalp şeklinde delinmiş ayıcıktan sordunuz.
Ah üzgünüm elimde vardı. Fakat size yok olduğunu söyleyerek yalan söyledim. Annem olsa kepçe kulaklarımı daha da uzatırdı.
Israrlarım sonucu kucağında mayışmış çocukla benim, istediğiniz oyuncağı hazırlamamı kabul etmiştin.
Hadi ama! Bana öyle bakma... Oyuncağa odaklanamıyorum.
Aish çok sakardım elimi kesmeyi nasıl başardım! Ama benim için endişelenmen hoşuma gitmedi desem yalan olur. Kendimi şey gibi hissettim; şey işte... Sevgili?
Kucağındaki çocukla gösterdiğim yöndeki yardım çantasına koşman çok hoşuma gitti. Yaramla ilgiyle ilgilenmen... Tanrı bana cennetten yer ayırttı herhalde?
...
Oyuncağınızı bitirdikten sonra yanımdan ayrılıyor olman canımı sıktı ama ne diyebilirdim ki? Kal?
Sen bir elinde poşetin içindeki oyuncak diğer elinle de sıkı sıkıya tutup kendine bastırdığın çocukla kapıdan çıkarken yanlışlıkla aklımdan geçenleri dışarı döktüm :
"Gidiyorsun!"
Ne dediğimi anlamamıştın. Şaşkın bakışlarla beni süzüyordun. Ihm... Biraz utandım. "Ne dediniz?"**
" Ah bişey demedim pardon. İyi günler dilerim."
Gülümsedin "Size de iyi günler."**
Hoşuma gidiyorsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncak Dükkanı // pcy+bbh
FanfictionSeni ilk defa bir hafta önce dükkanıma elini tutan küçük çocukla girerken gördüm. Gülümsüyordun. Diyeceksin ki bunda farklı ne var? Ahh... gülüşün... içimi eritti desem? Yakandaki karttan okudum kanser tedavisi için açılan dernekte gönüllü çalışıyo...