Bugün geldiğinde yanında getirdiğin o minik çocuk yoktu.
Aslında nedensizce içimi bir kurt kapladı o çocuk nerede?
Yüzün iki gün öncesine göre daha iyiydi. Solgunluğun gitmişti neredeyse.
Dükkanımda yavaş adımlarınla, dikkatlice raflara bakışını seyrettim.
İzin ver seni de şaheserlerimin arasına ekleyeyim. Sen tanrının boş zamanında yarattığı kulusun...
Meraklı gözlerin aradığını bulamamış olsa ki gözlerimi hapsediyorlardı.
Baktığın raftan tarafa sırtını dönüp iyice bana odaklandın. Gülümseyişin artmıştı. Dükkan çok mu sıcaktı ne?
...
İstediğin oyuncağı bulduğunda gülümseyerek ayrılmıştın dükkanımdan. Öyle gülümseme kalbimi eritiyorsun.
...
Merak dürtüme yenik düşüp tüm gittiğin yol boyunca seni izledim. Bir eve gittin ve kapıyı tıklatıp bekledin. Ah o minik çocuk!
Demek ona hediye almıştın. Sen... Düşünceli bir meleksin.
Oradan ayrıldıktan sonra derneğe gittin. Ihm.. Evet seni izlemeye devam ettim. Üzgünüm.
...
Yanından zorda olsa ayrılınca dükkana gittim.
Bugün tüm gece yapmam gereken bir oyuncak bebek var.
Bebek mi dedim pardon şaheser
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncak Dükkanı // pcy+bbh
FanfictionSeni ilk defa bir hafta önce dükkanıma elini tutan küçük çocukla girerken gördüm. Gülümsüyordun. Diyeceksin ki bunda farklı ne var? Ahh... gülüşün... içimi eritti desem? Yakandaki karttan okudum kanser tedavisi için açılan dernekte gönüllü çalışıyo...