Kabus

276 18 4
                                    

LÜTFEN VOTELEMEYİ UNUTMAYIN!

 Aileme cevap vermeden birden evden çıkmıştım.Onca yaşadığım zorluktan sonra hiçbir şey olmamış gibi "Yeniden aile olalım."diyorlardı ve bu onları sadece gözümde gülünç duruma düşürüyordu.Onlar benim ailem,onları hala seviyorum ama bir geleneğin oğullarının canından daha önemli olduğunu bilmiyordum.Sahi abim neden hala ortalıklarda yoktu?Belki de dayanamayıp bir yerlerde intihar falan etmiştir.O böyle şeyleri pek kaldıramayan tiplerden.Düşüncelerle boğuşurken uykuya dalmışım.

"Baba saçmalama lütfen.Lanet olası aile geleneklerimizden yeteri kadar bıktım zaten.Aras nerede baba?Abim 3 yıldır ortalıkta yok.Parası var mı,öldü mü,noldu?Ben bu saçma şeye uymayacağım haberiniz olsun." Babam ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu.Gözlerinde kararsızlık vardı.Odama çıkmak için arkamı döndüğümde dolan gözleriyle bana bakan annemi gördüm.Annem ailesine çok bağlı bir insandı.Hem kendi ailesi,hem sülalesi.Aile gelenekleri saçmalığı da annemin tarafından gelen bir şeydi zaten.

"Anne bana öyle bakma.Arkadaşlarım olmasa bile güzel bir hayatım var.Yapma bunu." Arkadaşlarımın olmamasının sebebi de annemin şu lanet geleneklerinden geliyordu.Gizli bir arkadaşım olsa bile annemin zoruyla babam bunları adamlarına söyleyip araştırıyordu.Bulduğunda uyarıyordu.Sert bir biçimde.Zaten bir müddet sonra etrafımdaki herkes bu arkadaş olayından nasibini alınca bana kimse yaklaşmamaya başladı.Ama o kadar çok şikayetim yoktu,yalnızlık güzeldi aslında. 

"Duydun mu beni!?"Annemin bağırışıyla daldığım düşüncelerden kurtulup boş gözlerle ona bakmaya başladım.Bu işi cidden fazla uzatmıştı. "Hayır."dedim sinirli bir tonda.Aile geleneklerini bizden daha çok önemsemesi koyuyordu."Uzatma bu ailedeysen kurallara uyacaksın.O kadar."

"Şu siktiğim kurala uyup beni evden atacaksın illa yani."

"Kaba konuşma."

"Anne siktirtme bana kabasını,aile geleneğini."Cidden çok sinirlenmiştim.Hala aile geleneğini önemsiyordu.Onun için sadece aile geleneği vardı.Gözünü aile geleneğiyle açıp kapardı.Ama madem aile geleneği benden daha önemliydi,öyle olsundu.

"Neyse.Gitmemi bu kadar çok istiyorsun yani?"

"Oğlum,aile ge-"

"Anne başlatma aile geleneğine.İstiyor musun istemiyor musun onu söyle."Annem boş gözlerle bana bakmaya devam ediyordu.Sonra gözlerinde bir ifade belirdi. 'Aile geleneğinin'önemini belirten bir ifadeydi.Benim gitmeme üzülmüyordu.Bana bir şey olur diye korkmuyordu.Sadece aile geleneğine uymazsa ona edilecek lafların ezikliğini yaşamak istemeyen bir ifade vardı.Dönüp babama baktım.O ise sanki şuan en önemli mesele oymuş gibi halının desenine odaklanmıştı.

"Pekala.Elif'e söyle eşyalarımı toplarlasın,gece defolur giderim."

"Hayır,olmaz."

"Ne olmaz?Gidiyorum işte.İstediğin bu değil miydi?"İçimde istemsizce bir umut tohumu oluşmuştu ve annem sayesinde anında yıkılmıştı.

"İsteğim bu ama kendi ayaklarının üstünde durman gerekiyor.Her şeye sıfırdan başlayacaksın."

"Anne şuan da gördüğün gibi ayaklarımın üstünde durabiliyorum.Tekrar bebek olmamı isteme bari.Bu aile geleneklerini hangi bunak uydurdu Allah aşkına!?"

"Dalga geçme,ayrıca laflarına da dikkat et.Kıyafet falan yok.Biz seni bir yerden para bulup yollarız oğlum.Hadi kendine dikkat et."

Sinirle hırladım."Bana oğlum deme.Benim bir annem yok artık."Arkamı döndüm ve sıkıldığını belli eden,birazda endişelen gözlerle bana bakan babamı gördüm.En azından aramızda biraz olsun duygularını kullanabiliyordu.Ama o da ezilip büzülüyordu.Arada kalıyordu.Ama tabii ki para olan kısmı seçiyordu.

"..ve babam da yok."Babam gözlerini kaçırdı.Ama gitmeyecektim.Dışarıda işlerin nasıl yürüdüğünü tam anlamıyla bilmiyordum.Lanet aile gelenekleri yüzünden şuan kendimden utanıyordum.Ben Eris.İsmimden de belli olduğu gibi bir erkektim ama dışarıdaki hayat hakkında pek bir fikrim yoktu.Gidersem muhtemelen serseri veya keş olurdum.

"Ama gitmeyeceğim."dedim sinir bir şekilde.On saniye kadar bir sessizlik oldu ve sonra babam büyük bir uyuşuklukla ayağa kalktı.Gözlerinde pişmanlık vardı.Anlayamıyordum neden pişman oldu ki bu şimdi?Düşüncelerimden bir anda koluma yapışan bir elle ayrıldım.

"Ne yapıyorsun baba?"Dedim.Babam o sırada beni kapıya doğru sürüklüyordu.Ah!Demek pişmanlığı bunun içindi beni evden atacağı için.

"Yapılması gereken şeyi."dedi ve o sözünden sonra babam da bitti benim için.Kolumu tutmasına ve beni sürüklemesine karşı çıkmayı bıraktım.Kapıyı hışımla açtı ve beni bir çöp misali fırlattı.Ardından kapıyı sert bir biçimde kapattı.Kapının eşiğine oturdum.Zaten yağmur yağıyordu.Benim halime acır gibi bardaktan boşalırcasına yağıyordu,beklemeye başladım.16 yaşında bir genç tek başına ne yapabilirdi ki?Ceplerimi yokladım en azından cüzdanım ve telefonum içindeydi.İçeriden bir şeyin kırılma sesiyle oturduğum yerden kalktım ve dönüp eve son bir kez baktım.Özleyecektim ama..Özlememi gerektiren bir şey yok artık.Onlar hiçbir şey.Ayağa kalktım ve yürümeye başladım.İçimde kapanmayacak bir boşluk olmuştu.Ağlamalıydım belki ama gökyüzü,benim yerime gözyaşı döküyordu zaten.Hiçliğe doğru yürümeye başladım.


Hışımla yataktan doğruldum.Aradan 4 sene geçmesine rağmen gördüğüm rüya geçmemişti.Çok rüya gören biri değildim ama gördüğüm rüyalar ya aile anılarım ya da o lanet günle ilgiliydi.Benim kabuslarım ailemle ilgili olanlardı.Gerçi 16 yaşımdan beri hiç rüya görmemiştim,kabus görmüştüm her seferinde.İlk başlarda hergün o kabusu görüp  oturup düşünürdüm.Arada ağlardım.Şuan hala görüyorum ama acıtmıyo eskisi gibi.İçimdeki boşlukla yaşamaya alışmıştım.Tekrar uyuyamayacağımı anlayınca üstüme bir şeyler giyip bara gitmek üzere yola çıktım.

SEKİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin