BU BÖLÜM İÇİME PEK SİNMEDİ AMA UMARIM BEĞENİRSİNİZ.
VOTELEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN!! :)
Multimedya:Egemen
O önüne dönmüş seri adımlarla yürümeye devam ederken ben hala duruyordum.Sakin ol.Sakin ol ve kendine gel.Derin bir nefes aldım ve Eris'i takip etmeye başladım.Adamın sırtı bile muhteşemdi.Bagaja poşetleri yerleştirdikten sonra kısa bir anlığına göz göze geldik.Hemen bakışlarımı kaçırıp arabaya bindim.Birkaç saniye sonra o da bindi ve arabayı çalıştırdı.Eve gelirken bize sessizlik eşlik etmişti.Bu birazcık canımı sıksa da ne söyleyeceğimi bilemiyordum ki.Kraliçe.Söylediği aslında o kadar da önemli bir şey olmasada beni etkilemişti işte.Etkilendiğim için..Evet artık düşüncelerime bile karşı çıkamıyordum.Sanırım hoşlanıyordum.Aşık olmamıştım henüz,aşık olsaydım eğer gözüm kulağım,her şeyim Eris dışındaki her şeye işlevsiz olurdu.Sadece Eris olurdu.Ona aşık olmaktan korkuyordum.Çünkü o Eris'ti.Ulaşılmazdı benim için.Ulaşırsam hevesim kaçar diye korkuyordum.Bazen sevmeye kıyamıyordum.Bazen de o beni sevmez diye korkuyordum.Sevmek buydu işte,bütün duygular olursa bir anlamı olacak bir şeydi.Bir duygu eksik olsun,aşk olmazdı o.Aşk,merhamet,korku,kin ve bağlılıktı.Ondan başkasına kör,sağır,dilsiz olmaktı...
"Geldik."
"Hı?"
"Diyorum ki geldik."
"Ha.Tamam."Arabadan sakince indim.Ağır adımlarla kapıya kadar yürüdüm.Arkamı döndüğümde arabanın bagajına doğru yürüdüğünü fark ettim.Duyması için biraz yüksek sesle konuştum.
"Şey,poşetleri sen getirir misin?"
"Tamam"diye bağırınca kıkırdadım.Çok tatlıydı.Zile bastım ve beklemeye başladım.Yıldız Abla ter içinde kapıyı açtı.
"N'oldu Yıldız Abla?"
"Bir şey yok yavrum ya yoruldum biraz soluklansam geçer."Kapıyı açık bırakıp Yıldız Abla'nın koluna girip salondaki koltuklardan birine oturttum,hemen mutfağa girip bir bardak su ve peçete aldım.Salona geçtiğim zaman Eris ayağıyla kapıyı kapatıyordu.Yıldız Abla'ya dikkatli bir şekilde suyu içirdim ve peçeteyle başındaki teri sildim.Yorulan bir insanın bu kadar terlemesi normal değildi.Elimi alnına götürdüğüm zaman ateşi olduğunu anladım.
"Eriiis?"Cevap vermek yerine mutfaktan çıkıp yanıma geldi.
"Yıldız Abla'nın ateşi var."
"Yok bir şeyim çocuklar ya,sıcaktandır o."
"Yıldız Abla'm gel seni hastaneye götürelim."Eris ve şefkat dolu yüreği...
"Yavrum gerek yok."
"Yıldız Abla eve git o zaman dinlen biraz.Cidden hasta olmanı istemiyoruz.Geri kalan işleri ben hallederim."
"Ama yavru-"
"Abla Melike haklı eve git dinlen bari.Gelme yarında."Yıldız Abla Eris'e tam karşı çıkacakken bu sefer ben konuşmaya başladım.
"Evet Yıldız Abla Eris haklı,hem ne kaldı ki yapılacak?Yaparım ben işte,yarın da gelme sen,dinlen."Yıldız Abla'yı zor bela ikna etmiştik.Eris onu eve götürmeye gitmişti.Ben de bu sırada masayı hazırladım.İçimde kötü bir his vardı.Bunu tavuğu yapıp yapamama konusunda olduğunu düşünmeye çalıştım.Masayı hazırladıktan sonra mutfaktaki tencerelerde olan yemekleri servis kaplarına yerleştirdim.Eris'in geldiğini kapının kapanma sesinden anladım.
"Melike?"
"Mutfaktayım."Hızlı bir şekilde yanıma geldi.
"Neler yaptın?"