VOTELEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN!! :)
Sokaklardan sessizlik akıyordu.Gerçi gecenin üçünde dışarının kalabalık olmasını beklemek saçma olurdu.Dolunay gökyüzünde tüm ihtişamıyla sergilenirken bütün bu sessizliği bozan arabamdan çıkan motorun sesiydi.Yalnızlık hoşuma gitse bile bu olay arada canımı sıkmıyor değildi.Doğan abi arada sırada gelip benimle konuşuyordu.Dertleşmekmiş bu öyle söylüyordu.Zaten onun sayesinde biraz da olsa rahatlıyorum,konuşmak iyiydi.Yoksa bu sessizliğin beni yutacağını düşünüyorum bazen.Doğan abi beni o kafede bulduğu için çok şanslı olduğumu söylerdi.İlk zamanlar bende öyle zannetmiştim ama değişen tek şey paramın miktarı ve kaybettiğim arkadaşlarımdı.Kafede en azından garson arkadaşlarımla arada da müşterilerle sohbet ediyordum.Şimdi ise bulunduğum konum nedeniyle daha ağır başlı olmam gerekiyordu.Ama benim gençliğimi yaşamam lazımdı.Arkadaşlarımla barda eğlenmem sabaha karşı eve gelmem lazımdı.Sonra annemin ben gelene kadar uyumamış olduğunu görüp ondan "Nerdesin sen?Saat kaç haberin var mı?"gibisinden azar işitmem lazımdı.Belki babamla bana hem eğlenmemi hem de ağır başlı olmam gerektiğini anlatan konuşmayı abimdense aşk konusunda dikkatli olmam gereken nutuğu dinlemem lazımdı. Yada her konuda yanımda olacak bir sevgiliye ihtiyacım vardı.Sevilmeye ihtiyacım vardı.Sevme konusunda bile eksiktim ben.Yine düşüncelerle geçen birkaç dakikadan sonra barın önüne gelmiştim.Ama barın önündeki o kalabalık neydi öyle?
Hızlıca arabayı parkedip barın önüne doğru yürüdüm.Ah,kavga var zannetmiştim kumarhane için ayarladığımız fahişeler gelmişti.Ne?Bu işi derinleştireceğimi söylemiştim değil mi?Onlara göz gezdirip içeri geçtim.Doğan abi bana en iyilerinden birini ayarlardı nasıl olsa.Merdivenlerden aşağı inip Doğan abinin odasına gittim.Masanın üstündeki viski şişesinden kendime bir bardak doldurup koltuğa oturdum.Birkaç dakika sonra Doğan abi içeri girdi.
"Eris?Ne oldu,bir sorun mu var?"
"Yok ağabey,yeni gelenler hakkında konuşmaya geldim.Nereden geldi bunlar?"
"Hepsini farklı yerlerden geldi.Kimse kimseyi tanımıyor.Tanımadıkları içinde güvenmiyorlar birbirlerine hayliyle."
"Şimdilik."
"Neyse,sana birini ayarlamamı ister misin?"
"Olur ağabey,ama esmer olsun.Biliyorsun."Anneciğim(!) bir sarışındı ve ben nerede bir sarışın görsem ister istemez annem aklıma geliyordu.
"Biliyorum,sen merak etme."
Bardağın içindeki viskiyi bir süre inceledim.Bardağı salladıkça viski de içinde dağınık şekilde oradan oraya akıyordu.Bardak annem,viski ise babamdı bence.Bardak ne kadar sallanırsa sallansın,içindeki viski dökülmediği sürece yine aynı şekilde bardağın şekline ayak uyduracaktı.İşte babam buydu.Anneme ayak uyduran bir itaatkardı.
"Neyse ağabey ben odaya geçiyorum."bardaktaki viskiyi kafama dikledim ve boğazımı yakmasına izin verdim.Bardağı masaya koyduktan sonra uyuşuk bir şekilde ayağa kalktım ve yavaş adımlarla odadan çıktım.Merdivenlerden yukarı çıkarken boş gözlerle duvarları inceliyordum.Buraya tadilat gerekiyordu.Bunu Doğan abiye söylemek üzere aklımın bir köşesine not ettim.Koridorun köşesini dönmemle odalardan gelen inilti seslerini işitmem bir oldu.Tanrım bu ne hız böyle.Tebessüm ederek odama geçerek beklemeye başladım.Ceketimi çıkarıp koltuğun üstüne attıktan sonra telefonum çalmaya başladı.Doğan abi mi?Daha demin konuşmadım mı ben bu adamla yahu?
"Efendim?"
"Eris ben sana buranın en iyi kızını ayarlamıştım ama bir adam çok itiraz edince ik geceden tatsızlık çıkmasın diye tamam demek zorunda kaldım."
"Tamam ağabey sorun yok."
"Tamam Eris." Telefonu kapatıp yatağın yanındaki komidinin üstüne koydum ve gömleğimin kollarını yukarı sıyırdım.Ah bu takım elbise olayından nefret etmiyor değildim.Evde günlük kıyafetlerimden çok takım elbisem vardı.Hele kıravat sayısını saymayı yirmiden sonra bırakmıştım.Takım elbisenin temizlenmesi titizlik ve önem istediği için evdeki yardımcım Yıldız abla zorlanıyordu.Yaşlı kadın evdeki her şeye kendi yetişmeye çalıştığı için ek yardımcı da istememişti.Ama yaşına rağmen evi pırıl pırıl yapıyordu.Bende her eve gidişimde en çok sevdiği çiçek olan papatyadan alıyordum.Çok tonton bir kadındı,bana görmediğim anne şefkatini gösteriyor,bir sıkıntım olunca ne olursa olsun onunla konuşmamı istiyordu.Ben bu dertleşme konularında pek iyi olmadığım için genelde kendi kendime düşünüp bir karara varıyordum.Bu yüzden çok düşünüyordum işte.
Kapının tıklatılmasıyla kendime geldim ve ayağa kalkıp kapıyı açtım.Kız önce beni açlıkla hayran hayran süzüp kıvırtarak içeri geçti.Ah,zaten yapacağımız iş belli.Bu ne cilve canım.Gözlerimi devirerek kapıyı kapattım ve odaya geçtim.Kız çantasını koltuğun üstüne attı ve aynı cilveyle ayakkabılarını çıkardı.Bu amaçsız cilveye son vermek için kıza yaklaştım ve kendime döndürdüm.Kırmızı elbisesi çok güzeldi ve hatlarını göstermek için giydiği bariz ortadaydı.Yavaş yavaş kanım kaynamaya başlamıştı.Usulca dudaklarına uzandım ve kendiminkiler arasına kıstırdım.Kızdan çıkan iniltiye şaşırmadım.Beni etkilemek için yaptığı belliydi.Ama etkilenmemiştim.Kızı hoyratça öpmeye devam ederken bana yapışık olan bedenini kendimden ayırdım ve üstündeki elbiseyi bir çırpıda çıkardım kız iç çamaşırlarını çıkarmaya odaklanmışken bende üstümdekilerden kurtuldum.Kızı hızlıca yatağa ittim ve kondomu takıp içine girdim.
Yorucu geçen üç saatten sonra kız gitmişti bende kendimi tekrar yatağa attım ve dinlenmeye çalıştım.Ama yan odadan gelen ağlama ve hıçkırık sesleri buna engel oluyordu.İlk başta sevişmenin etkisindendir diye düşünüp umursamadım ama içeriden gelen kırılma sesiyle ayağa kalktım.Üzerimi hızlıca giyinip odadan çıktım yan odaya geldiğimde kapısının açık olduğunu fark ettim.Yavaşça içeriye girdiğimde gözüme çarpan ilk şey yerde parçalara ayrılmış olan vazoydu.Hafifçe kafamı kaldırdığım zaman hayatımda ilk defa gördüğüm güzellikteki siyah saçlı kızı fark ettim,yarı çıplak bir şekilde yatağın kenarında ağlıyordu.Neden ağlıyordu ki bu şimdi?