Oda

143 8 2
                                    

 VOTELEMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN!! :)

Multimedya:Eris

 Uyandığımda hava kararıyordu.Önce birkaç saniye kendime gelmeye çalıştım.Dün olanlar aklıma geldi.Hiç tanımadığım birine hayatımı anlatmıştım.Pişman değildim,hatta rahatlamıştım ama yine de tuhaf bir histi.Boşverip odayı incelemeye başladım.Odaya beyaz ve gri renkleri hakimdi,bütün eşyalar düzenle yerleştirilmişti.Odayı inceleme işim bitince ayağa kalktım.Yatağı toplayıp odadan çıktım.Sağımda ve solumda kapılar,karşımda da bir merdiven vardı.Merdivenden yukarı çıktım.Sofrayı hazırlayan tonton bir kadın vardı.Muhtemelen Yıldız Abla'ydı.Acaba o neredeydi?Ah,daha adını bile bilmiyordum ki...Yıldız Abla beni fark edip gülümseyerek:

"Eris oğlum alışverişe gitti.Yarın akşama misafirimiz varmış.Bu arada ben Yıldız.Bana Yıldız Abla demen tercihimdir."Demek adı Eris'miş.Bu adamın her şeyi güzel olmak zorunda mıydı yahu?

"Ben de Melike.Memnun oldum Yıldız Abla."Yıldız Abla'nın çok içten bir kadın olduğunu anlamıştım.Madem artık bu evde çalışacaktım bir yerden başlamak gerek diyerek Yıldız Abla'nın yanına gidip tabakları dizmesine yardım etmeye başladım.

"Yıldız Abla bir şey sorabilir miyim?"

"Sor yavrum."Ah bunu o kadar tatlı söylemişti ki içimde bir yerlerin cız ettiğini hissedebiliyordum.

"Şey yarın akşama kimler gelecek?"

"Eris'in öz ağabeyi gibi sevdiği Doğan Zorlu ve sanırsam Doğan Beyin ortağı Egemen Şaşmaz."Yarın gelecekleri için fazla takmadım.

"Yıldız Abla?"

"Efendim yavrum."

"Şey ben yetimhanede büyüdüğüm için yemek yapma ve temizleme konularında yetersizim.Sana yardım edeceğim işlerinde.Bana neyin nasıl yapılacağını gösterir misin?Eris Bey anlattı siz yanınızda ek yardımcı istemiyormuşsunuz ama benim bu işe ihtiyacım var.İstemezseniz anlarım tabii."Yıldız Abla şefkat dolu bakışlarıyla bana baktı ve son bardağı da masaya koyarak yanıma geldi.

"Evet canım başlarda hiç istemiyordum ama artık canım sıkılmaya başladı.Eris eve zaten yemek yemek ve uyumak için geliyor.Sıkılıyorum bütün gün evde.Gelmen çok iyi oldu canım."Tebessüm ederken arkadan gelen sesle irkildik.

"Yıldız Sultan neye sıkılıyorsun bakalım."Eris yine her zamanki ihtişamıyla yanımıza gelmişti.Her zamanki ihtişamı ne ya?Sanki hergün Eris'i görüyordum.Eris değil Eris Bey!Kafam Eris'li düşüncelere dalarken başımı eğdim ve gergince nefes aldım.Eris merakla,Yıldız Abla ise endişeyle bana bakıyordu.

"Hoşgeldiniz."dedim gergin yüzümü sahte gülümsemeyle saklamaya çalışarak.

"Hoşbulduk."Ukaladan sonra bir de soğuk Eris'le karşılaşmıştım.Bu adam soğukken bile karizmatik.Ay bana ne oluyor yahu?Eris'in koltuğa ceketini fırlatıp kıravatını seri haraketlerle çıkarışını izledim.

"Melike hadi gel de yemekleri getirelim kızım."Aslında şuan Eris'i izlemek daha cazipti be Yıldız Abla.Ama tabii ki el mahkum Yıldız Abla'yı takip ettim.Çok hoş bir mutfakları vardı.Amerikan tarzındaydı.Yemekleri hızlıca masaya taşıdık.

"Şey biz de burada mı yiyeceğiz?"Eris kafasını kaldırıp bakmaya bile tenezzül etmezken Yıldız Abla ona onaylamayan bakışlar atıp bana döndü.

"Evet biz de burada yiyoruz kızım.Sadece Eris oğlumun misafirleri geldiği zaman mutfakta yiyoruz.O buna karşı çıksa da böylesi daha uygun."

"Haklısın Yıldız Abla."

"Saçmalamanız bittiyse yemeğinizi yiyin hanımlar."

Sessiz bir şekilde yemeklerimizi yemeye devam ederken telefon çaldı.Eris telefonu alıp başka bir odaya geçti.Acaba o lanet herif beni mi sormuştu?Yada beni göremeyince olay mı çıkarmıştı?

"Melike,kızım ne oldu?"

"Bir şey olmadı Yıldız Abla'm."

"Yemeğini didikliyorsun?"

"Ha,iştahım yok da biraz."

"Anladım yavrum."Yan odanın kapısı hışımla açıldı ama nazik bir şekilde kapandı.Eris koltuktaki ceketini alıp yanımıza geldi.

"İş yerinde bir sorun çıkmış.Onu halletmem gerekiyor.Size afiyet olsun."Yıldız Abla endişeli bir şekilde ayağa kalktı.

"Tamam yavrum,geç mi gelirsin?"

"Geç gelirim Yıldız Abla.Beklemeyin beni."Benimle göz teması bile kurmamıştı.Acaba olay benimle mi ilgiliydi?Titrek bir nefes çektim içime.Bu sırada Yıldız Abla Eris'i yollayıp yanıma gelmişti.

"Yavrum sende iyi görünmüyorsun.Hadi masayı toplayalım bari.Sonra uyuruz."Yıldız Abla'yı onaylayıp masayı toplamaya koyulduk.

---------

"Sen neden gidiyorsun ki Yıldız Abla.Kalsaydın burada."

"Evime gideyim ben yavrum.Zaten Eris'in geç geleceği zamanlar kalıyordum burada.Onu beklemek için.Ama sen buradasın,gerek yok yani kalmama."

"Madem öyle diyorsun..."

"Öyle öyle.Neyse hadi ben gidiyorum canım.İyi geceler."

"İyi geceler Yıldız Abla'm."

Yıldız Abla'yı yolcu edip içeri girdim.Eris acaba neden gitmişti?Onu beklemeli miydim ki?Hadi uyusam nerede uyuyacağım ve zaten giymeye bir şeyim de yok.Evet bir kere daha yük gibi hissetmeye başladım kendimi.Eris'i ne kadar tanıyordum ki?Bana bir şey yapıp yapmayacağını nerden bileyim?Bilemiyorum.Bilemiyorum ama kendimi onun yanındayken güvende hissediyordum işte.Kapının kilit sesiyle oturduğum yerden kalktım.Alkol kokusu almıştım.Eris içmiş miydi?

"Uyumadın mı sen?"

"Hayır,seni bekledim."

"Neden?"Hıçkırmaya da başlamıştı.Ah,harika.

"Çünkü...Çünkü nerede yatacağımı bilemiyorum ve kıyafetim yok ayrıca yıkanmam da gerekiyor.Bak daha şimdiden yük olmaya başladım bile.Bırak da eski işime geri döneyim."

"Hayır.Bir daha oraya gideyim lafını duymayacağım.Oraya gitmeyeceksin.Gitme diyorsam git-me-ye-cek-sin!"Resmen kükremişti.Korkmuştum,ciddi anlamda.Eris'in bu haliyle de ilk defa tanışıyordum ve keşke tanışmasaydım.

"Peki.Bana yatacağım odayı gösterir misin?"Elimi tutup beni sürüklemeye başladı.Merdivenlerden aşağı öyle bir iniyorduk ki dengemi toparlamam zor olmuştu.Merdivenlerden aşağı indiğimizde geçen gün çıktığım değil de yanındaki odaya soktu beni.Oda yoğun derecede Eris kokuyordu.Gerçi her yer Eris kokuyordu.Bir saniye ya ben Eris'in kokusunu ne ara benimsedim ki?Suratıma fırlatılan tişörtle kendime geldim.Ardından aynı şekilde bir eşofman altı fırlattı.

"Şu tarafta banyo var.Orada yıkanır sonra üstüne bunları giyersin."Hala boş boş ona bakıyordum.Bana yaklaşmaya başladı.Geri geri gidemedim.Vücudum bana karşı çalışıyordu sanki.Bana yaklaştı,yaklaştı ve tam dibimde durdu.Şuan birbirimize çok yakındık.Feci derecede alkol kokusu geliyordu ama nedensizce bundan rahatsız olmuyordum.Çenemi tutup kafamı yukarı kaldırdı ve gözlerini gözlerime kilitledi.Alkol yüzünden gözleri baygın baygın bakıyordu.Burunlarımız birbirine değiyordu ve ben titremeye başlamıştım.Birden geri çekildi.Hızla odanın diğer ucuna gitti ve suratıma bile bakmadan odadan çıktı.Büyük bir gürültüyle dış kapı kapanınca gittiğini anlamıştım.Ama biraz önce neden bu kadar yakındık ki?Ayrıca ben neden hiçbir şey yapamamıştım?Biraz daha düşünürsem kafayı yiyecektim.O yüzden düşünmeyi bırakıp banyoya girdim.

SEKİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin