Arkadaşlar lütfen bir saniyenizi ayırın ve oy verin,elinize yapışmaz,öpücükler :*
Ayrıca shop yapabilen varsa,kapak yapıp bana gönderebilirseniz,sevinirim canlar.
Multimedya:Eris'in gülerken ki halini görebilirsiniz.İyi okumalar!
Uyandığımda yalnızdım.Saate baktım.Öğlen olmuştu.Ben nasıl çalışandım böyle?Ama madem zaten öğlen olmuş gidip duş alayım bari.Kıyafetlerimi çıkaracakken dün giydiğim kıyafetlerin üzerimde olduğunu fark ettim.Dün...Ah adının Egemen olduğunu öğrendiğim göt herif beni tekrar götürmeye çalışmıştı,götürmeye ve...Hemen silkelenip bu düşünceden kurtuldum.İyi ki Eris vardı.Eris?Acaba nerede?Acaba kızdı mı?Yıkanmayı boşverip elimi yüzümü yıkadım.Bir an önce Eris'le konuşmalıydım.Saçımı at kuyruğu yapıp üzerime kot ve bol bir tişört giydim.Spor ayakkabılarını da hızlı bir şekilde ayağıma geçirdikten sonra odadan çıktım.Yukarı çıkmayla Eris'in odasına girmek arasında gidip geldim.Tabii ki Eris'in odası galip geldi.Adımlarımı Eris'in odasına çevirerek oraya doğru yürmeye başladım.Eş zamanlı olarak avuç içlerimde terlemeye başlamıştı.Sahi,ne diyecektim ki?Sanırım özür dilemeliydim yani sonuçta ben onun çalışanıydım.Ama tabii ki hayatının anlamı olmayı tercih ederdim de şıklarda yok maalesef.Kapıyı iki kere tıklatıp bekledim.Ses gelmemişti.Tekrar vurup biraz daha bekledim.Kapıyı usulca açıp kafamı kapıdan uzattım ama oda boştu.Aynı usullukla kapıyı kapatıp merdivenlerden yukarı çıktım.Salon boştu ama mutfaktan sesler geliyordu.Muhtemelen Yıldız Abla'ydı.Eris'in bana romantik bir kahvaltı hazırlayacak hali yoktu.Bu düşünce bile kahkaha atma isteğimi ortaya çıkarıyordu.Eris?Kahvaltı?Yok ben almayayım.Mutfağa girdiğimde karşımda kahvaltı masası vardı.Ah bir de tezgahta domatesi kesen Yıldız Abla.
"Günaydın Yıldız Abla."
"Günaydın yavrucum."
"Nasılsın,daha iyi oldun mu?"
"Evet Melike,iyiyim."
"M-mm masa enfes duruyor."
"Sana hazırladım geç otur bakalım."
"Keşke uyandırsaydın beni."
"Uyandırmaya geldim ama baya derin uyuyordun,uykusuzluktan sanırım.Kıyamadım."Ah be Yıldız Abla keşke hiç tanımadığım annem de söyleseydi bunları.
"Ne oldu yavrum,yüzün düştü birden?"
"Hiç Yıldız Abla ya.Annemin de benim için böyle şeyler söylemesini isterdim."
"Ah be yavrum.Sıkma canını olan olmuş,ben hep söylerim sana."Gülümsedim.
"Eh hadi oturalım bari masaya,enfes gözüküyor.Ben çayları koyayım."Çayları koyup Yıldız Abla'nın karşısına oturdum.
"Eris nerede Yıldız Abla?"
"Sabah geldiğimde yoktu.Aradığımda işlerin yoğun olduğunu ve iki gün gelemeyeceğini söyledi."İki gün...
"Hımm."Sadece mırıldanmakla yetindim.Leziz bir kahvaltıdan sonra Yıldız Abla'yla beraber masayı topladık ve bana evin haftada iki defa temizlendiğini söyledi.Pazartesi ve Perşembe.Bugün Perşembe,temizlik zamanı.Yıldız Abla'ya zorla evi kendim toplamayı kabul ettirmiştim.O da kendisine Türk kahvesi yapıp bahçeye çıkmıştı.Kahveyi yaparken bana nasıl yapılacağını da anlatmıştı.İlk öğreneceğim şeyin Türk kahvesi olacağını beklemezdim açıkçası.
-----------------
Salonu temizlemek baya vaktimi almıştı.O kadar çok biblo vardı ki...Mutfağı temizlemek nedensizce eğlenceli gelmişti.Kendi odamın temizliğiyle o kadar özen göstermeyip misafir odasını temizlemiştim.Misafir odasını da temizledikten sonra tam anlamıyla pestilim çıkmıştı.Ev kocaman değildi ama temizliği baya zordu.Sırada Eris'in odası vardı.Odaya girer girmez burnuma dolan Eris kokusu enerjiyle dolmamı sağlamıştı.Bir yandan temizliğe başlarken bir yandan da odanın Eris değil de temizlik kokacağına üzülüyordum.İçimden bir şeyler çekmecelere bakmam gerektiğini söylese de bunu yapmadım.Odayı temizledikten sonra sıra banyolara gelmişti. Temizlerken üzerime çamaşır suyu sıçrattığım için güzelim pantolon ve tişörte elveda demek zorunda kalmıştım.Evi temizleme işim bittiğinde kendimi duşa atıp rahatladım.Soğuk suyu seviyordum.Zaten yurtta her zaman sıcak su bulunmuyordu.Alışkındım soğuğa.Üzerimi giyinip Tam Yıldız Abla'nın yanına gitmeye yeltenirken ev telefonu çaldı.