Medyadaki Brett arkadaşlar :D
Korkmaya başlamıştım. Tamam o gün elinden kçmış olabilrim ama yani sırf züppe dedim diye herkesin ortasında stiptiz yaptırmayaçalışan biri nasıl normal olabilir ki? Ayrıca bu rahatlık ne?Türkiye’de olsak ağzının payını verirdim ama burada burslu olduğum için dikkat etmem gereken kurlar var. Ne yazık ki! Derin bir nefes alıp önüme döndüm Onun gözlerinin benim üzerimde olduğunu hissederek nasıl dersi dinleyebilirim ki? Ayrıca o muhteşem kokusu burnuma dolarken. Ah gerçekten harika kokuyordu. Hey kendine gel Ada ne diyorsun sen? Tamam hocayla konuşup yerimi değiştirmesini isteyebilirim değil mi? Evet evet en iyisi buydu. Zil çaldı hoca eşyalarını toplayıp kapıya doğru giderken tam yanına gidecektim ki züppe kolumdan tutup sıraya tekrar oturttu aramızda 5 cm bile yoktu gözleri çok güzellerdi gözlerimi gözlerinden ayıramıyordum. İyice yaklaştı ve fısıldayarak '' Kendine dikkat etsen iyi olur.'' dedi ve kalkıp gitti. Ne demekti şimdi bu? Yine mi başlıyorduk? Benim hareket etmediğimi görünce Brett yanıma geldi olanları anlattım ''Müdüre şikayet edeceğim Brett bu çocuk beni korkutuyor.'' '' Saçmalama Ada onun nasıl böyle davranabildiği hakkında bir fikrin var mı?'' ''Ne demek istiyorsun?'' ''Demek istediğim şu o çocuğun babası bu okulun gelir kaynağı ve sen gidip onu müdüre şikayet edersen ne olur tahmin et hiçbir şey! Onun için onunla aranı iyi tutmaya çalış sadece. Yapabilecekleri hakkında hiçbir fikrin yok. Hatta beklide iyi geçinmezsen bursuna bile müdahale edebilir.'' ''Bende şans olsa zaten ooo ooo'' ''Neyse hadi gel kantine gidelim de seni bizimkilerle tanıştırayım.'' Gerçekten gidip okulun para kaynağına mı tosladım yani inanamıyorum tam da her şey güzel olacak derken. ''Hey çocuklar bu Ada Türkiye'den değişim programıyla geldi.'' ''Ada bu Ashley kısaca Ash deriz. Bu da Brittany kısaca Brit deriz. Bu ise Dick.'' ''Çok memnun oldum.'' diyip gülümsedim ve yanlarına oturdum. Zil çaldığında hepimiz sınıfarımıza gittik. Yine o müthiş ama bir o kadarda züppe gözlerin yanına oturdum. Gözleri sürekli üzerimdeydi ve bu gerçekten rahatsız ediciydi. Artık sıkılmıştım ve defterine ''Artık bana bakmayı keser misin?'' yazdım. Yazdığımı okuduğunu görebiliyordum. Kalemi eline aldı ve bir şeyler yazdıktan sonra defteri bana doğru uzattı ''Dünyada bir tek sen kalsan yine sana bakmam.'' yazıyordu. Onu hiç tanımıyordum tek bildiğim çok zengin olması ve kendini beğenmiş olmasıydı niye onun dedikleri umrumda olsun ki?
Nihayet zil çalmıştı ve eve gidiyorduk. Bu gün için çok heyecanlıydım ama o salak bütün heyecanımı kaçırdı. Okulun bahçesinde çocuklarla buluştuk. Dick'in kendi arabası vardı ve herkesi o evlerine bırakıyordu. Brett ve benim evimiz ters tarafta olduğu için biz yürüyerek gidiyorduk. ‘’Bak Ada seni şu 1 ayda eğer gerçekten tanıdıysam sen o çocukla uğraşmaya devam edersin. Ama Türkiye’ye dönmek istemiyorsan uğraşma.’’ ‘’Şimdilik bir şey yapmayacağım ama unutma benimde her insan gibi bi sınırım var.’’ Diyip göz kırptım ve sırıttım. ‘’Umarım sınırını aşacak kadar ileriye gitmez yoksa gerçekten onun hakkında endişelenmeye başlarım.’’ Diyip güldü. Omzuna hafif yumruk atıp ‘’Dalga geçme.’’ Dedim ve bende gülmeye başladım. Konuşmaya o kadar dalmışız ki zaman ne kadar çabuk geçti anlayamadan evime gelmiştik. Vedalaştıktan sonra Brett gitti. Eve girdiğimde Erica bana çok güzel bir sofra hazırlamıştı hemen oturup hepsini tek bir solukta yedim. Sofrayı kaldırırken Erica'ya yardım ettikten sonra odama çıktım yatağıma uzanıp olanları düşünmeye başladım. Buraya gelmek burada liseyi bitirdikten sonra burada üniversiteyi okumak ve burada iş bulup burada evlenmek benim hayalimdi. Ailemin durumu yeterli olmadığı için çok çalıştım ve buraya burslu geldim. Bursumu korumak için de her sene sonunda sınava gireceğim. Ve eğer kendimi derslerime vermezsem bursumu kaybedebilirim ve hayallerimi gerçekleştiremem. Bunun için o salakla uğraşmayı bırakıp derslerime yoğunlaşmalıyım. Yani sonuçta pembe dizide falan değiliz değil mi?
