Medyada Linda var tam istediğim gibi tek sorun gözleri. Lindanin gözleri sarı ve turuncu karışımı._7 yıl 3 ay sonra_
Linda'dan
Son baharın yaklaşmasıyla görev bana düşmüştü.Bir sonbahar mevamı olarak ülkeyi kışa hazırlayıp tüm sonbahar boyunca doğayı yönetmeliydim. Tabi tek başına yaptığım bir şey değildi. Benim gibi bir çok sonbahar mevamı vardı.
Yapraklarla etrafını süslediğim büyülü aynayı elime alıp planımı sergilemeliyim. Annem dışarı çıkma yasağı vermişti ama benim pazara gitmem gerekiyordu. Annem garip ama yararlı olan icatlarımdan bıkmış ve son yaptığım deneyden sonra bana ceza vermişti. Ama bu ayna sayesinden evden kaçmayı ve yeni icadım için alışveriş yapmayı planlıyordum. Kumaş çantamı alıp aynayı kendime doğru tutum. Böylelikle görüntümü kopyalayabilecek ve sahte bir ben yapabilecekti. Işık huzmesiyle birlikte karşımda bir ben olmuştu. Onu inceledim. Aynı benim gibi uzun turuncu saçları,kumral damarlı yüzü,küçük küçük tüm vücudunu kaplayan çilleri,yaprak elbisesiyle aynı bendi. Onu kontrol ederek havada asılı bir hamak şeklinde olan yapraklardan ve asmalardan oluşan rahat yatağıma yatırdım. Annem benim burada olmadığımı anlayana kadar çoktan gidip gelirdim.Okumayı çok seven bir insan olarak bir çok büyü biliyordum tabi herkesin yapamayacağı sadece türüne özel büyüler vardı bunları yapamasam da yapabildiklerim bana yetiyordu. Hızla camdan atladım ki pek cam sayılmaz sadece bir açıklıktı bizde ince bir zarla kapatıyorduk. Cam takmayı tercih etmiyorduk . Kimse etmiyordu sonuçta insanlar gibi yaşamak bize göre değildi. Bahçede çalıların arkasına gizlendim çünkü annem bahçedeydi. Eğer kapıdan çıksaydım direk beni yakalardı. Yapraklara verdiğim emirle beni kamufle ettiler. Doğayı seviyordum bir bütün gibiydik. Ben onu o beni koruyordu.
Annem arkasını döndüğünde hızla bahçeden çıktım.Hızla sokakta ilerlerken omzuma bir el dokundu. Arkamı döndüğümde karşımda Olivia'yı görmemle gülümsedim.
-Anka nereye gidiyorsun. Annen ceza vermemiş miydi?
-Anka demekten hiç vazgeçmeyeceksin değil mi?
-Evet.Küçük ankamsın sen benim. Söyle bakalım nasıl izin aldın Leydi Veronica'dan
-Kaçtım.
Gözleri büyüdüğünde ona gülümsedim. Yoldan geçenlerin garip bakışlarına sahip olduğumuzu fark ettik ve hızla ilerlemeye başladık. Yolda lüks at arabalarıyla geçen Leydiler'e hayran olmamak imkansızdı. Zengin ailelerin kızları ve oğulları öyle önemliydi ki burda kraldan sonra onlar geliyordu. Tabi pahalı güzel süslü elbiseleriyle genç kızların ulaşmak istediği konumlardı. Bizde onlara bakarken yakalanınca hemen selam veriyorduk. Onlarsa bizlere ufak bir tebessüm bahşediyorlardı. Böyle böyle pazara vardığımızda büyük bir kalabalığın pazarın az ilerisinde toplandığını gördük.Büyük yankı yapan sesi duyduğumuzda heyecan ve korkuyla birbirimize baktık.
-Kral Sayd,Lord Andrew ve Laydi Natalie,Lord Eldon,Kont Gavin.
Sırayla atlı lüks ve büyülü arabalar geçiyor bir muhafızda isimlerini sayıyordu. Nereye gidiyorlardı böyle acaba. Bizde topluluğa doğru ilerledik. Kral Sayd olduğunu düşündüğüm kişiyi gördüğümde hem ürktüm hemde garip bir his dolaşmaya başladı içimde. Kral Sayd ile olan dedikoduların gerçekliği vurdu bir anda yüzüme. Çok farklı ve garipti. Teni bir vampir kadar bembeyazdı ve solgundu. Gözlerini tam göremesem de ışıltısı belli oluyordu. Buz mavisi gözleri vardı. Saçları ise genç olmasına rağmen bembeyazdı. Çok yakışıklı birisi değildi ama keskin hatları ve garip yüzü ona farklı bir hava katıyordu. Artık Kralı nasıl izlediysem eğilip selam vermeyi unutmuştum. Muhafızlar bana garip garip bakıyordu . Kendime geldiğimde hızla eğilip selam verdim.
Lordlar ve Kontlar'da Kralın ardından gittiğinde. herkes geri kendi telaşesine dönmüştü.Bizde Olivia ile birlikte pazarda dolaşıp istediklerimizi aldık.Pazardan çıkıp geri eve dönmeye başladık tabi sokak da garip hareketler sergilemekten kendimizi alı koymaya çalışıyorduk çünkü böyle şeyler hoş karşılanmıyordu.
-Sence bu sene Kral Sayd birini seçicekmi. Üç yıldır kimseyi istememiş. Belki bu sene birini seçer ve evlenir.
- Bilmiyorum . Belkide söylenenler doğrudur. Bu yüzden kimseyi seçmiyordur.
- Olabilir. Zaten soluk yüzü ve beyaz saçlarıyla oldukça garip. Anlamadığım şey nasıl bir kadın bunu yapar. Kral Sayd'e yazık valla aşkından adam ne hale gelmiş.
-Ben öyle duymamıştım Olivia. Daha farklı şeyler söylüyorlar hepsi ayrı ayrı birinin söylediği diyerininkini tutmuyor.
-Bende öyle bir şey duydum ama hangisi gerçek bilmiyorum.
-Belkide Kral Sayd çok gaddar biriydi bu yüzden bunlar başına geldi. Hem şimdide koyduğu kurallar oldukça sert.
-Yinede o bir kral ve en fazla ne yapmış olabilir ki bunu hak edecek. Artık konuyu kapatmalıyız biri duyarsa kellemizi alırlar.Hem belki bu sene bizi seçerler he ne dersin.
-Hayal dünyandan çık Olivia. Biz kurada çıksak bile sanki orada yaptıkları sınavları geçebileceğiz. Hadi geçtik sınavı diyelim sanki kral bizi seçecek kral kim biz kim.
-Aman seninlede hiç konuşulunmuyor. Hayali bile güzel bence.
-Aşık mı oldun krala ne o.
-Ben değilde sen kesin oldun. Nasıl bakıyordun öyle adama eğilmeyi unuttuğun için az daha muhafızlar geliyordu yanımıza. Krala baş kaldırıyorsun sandılar.
Kıkırdamasıyle ona kötü bakışlarımı yolladım. Dua et yoldayız Olivia yoksa ben sana yapacaģımı bilirdim.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Kitabdaki okuduğum sözleri tekrar etmem gerekiyordu. Böylelikle yaptığım şey dahada iyi bir hal alacaktı.
Elimi icadımın üzerine koyup gözlerimi kapattım. Sözleri söylemeye başladım.-Sani mel munu gelire bita sukranin artu lovraye dikenitu vesrutam...
Sözler bittiğinde gözlerimi açtım. Karşımda gördüklerinde gülümsedim. Son baharda yaprakları toplaması için bir icattı bu. Yaptığım büyü ile birine ihtiyaç duymadan kendisi toplayacaktı yapraklari. Sonbahar boyunca doğayla iç içe olacağım için kendi tasarlayacağim elbiseler için yaprak toplayamıyordum. Annemden rica etmemde onu topladıkları yetmiyordu. Sonbahar boyunca doğayla birleşeceğim için kendim toplayamayacaktım ama o toplayacaktı. Sıra ona bir isim vermekteydi. Gözlüklerini çıkartıp kitabı kapattım. Gözlükle kitabı kitaplığa koydum. Aklıma gelen isimle gülümsedim. İsmi "Vodi" olacakti. Hem şirindi hemde söylenişi güzeldi. Vodiyi alıp kutunun içine koydum. Annem görürse onu katledebilirdi. Bu yüzden onu saklamalıydım. Zaten çok uzun sürmeyecekti. Sonbahara bir ay kalmıştı sadece. Sonbahara girmeden önce en güçlü ve güzel olduğum zamanlar oluyordu çünkü sonbahara kadar dinleniyordum. Sonbahar benim için çok yorucuydu. Sonbahardan sonra kendimi toparlamam çok zor oluyordu. Saatin geç olduğunu gördüğümde aşamalardan tutunarak yataģıma çıktım. Bu yaralı kendim yapmıştım ve çok rahattı. Huzurlu bir uykuya gözlerimi yumdum .
Bundan önceki bölümlere göre kısaydı ama söz yeni bölüm hemen gelicek. Bu arada lütfen beğenileri eksik etmeyin. İyi yerlere gelebilmek için sizin yorumlarınıza ve votelerinize ihtiyacım var. Her yazar gibi benim hayalimde kitabımın basılması. Bu arada neden yıllar geçirdiģime gelirsek o yıllarda olan olaylar bir sır olucak ve Lindayla birlikte öğreneceksiniz sizde o yıllarda ne olduğunu. Biraz heyecan katayım dedim. Hemde Lindayı fazla bekletmek istemedim beni dövuyordu artık beni de anlat diye. Şimdilik hoşçakalın görüşmek üzere.
![](https://img.wattpad.com/cover/150689727-288-k139382.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz Kral
خيال (فانتازيا)Ülkede kol gezen dedikoduların gerçek olduğunu kim bilebilirdiki. Hele de çok sevdikleri krallarının buzdan olduğuna. Buz tutmuş bir kalple nasıl yaşanırdı. Bu söylenenlerin gerçek olması imkansızdı. Kimse inanmamıştı bu dedikoduya ama ya gerçekse t...