Buz Kral

Taç Töreni

Taç medyada. Tabi siz istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz. Birde soru sizce Sayd 'i Buz Krala dönüştürecek olay ne?

Kafana takılan bir taç ve oturduğun bir tahtla ne kadar kral olunurdu? Yada kral olunur muydu?İçinde hissettiğin büyük kibrine ne demeli.Her şey taht savaşları mıydı yoksa? Kral demek taht savaşında kardeşlerini acımasızca ve hiç düşünmeden katleden mi? Yoksa ülkesini en iyi şekilde yöneten mi? Ya tahta geçtikten sonra . Esip gürleyecek, bir aslan gibi kükreyecek, yeri göğü inletecek,bir bakışıyla hükmedecek misin? Hükmedebilecek misin? Sen kimsin? Kralın oğlu prens. Kardeşlerini katleden cani. Tahta geçecek gelecekteki kral. Hangisisin sen?Peki ne olursa olsun halkını koruyup kollayacak onlara sahip çıkacak onların arkasında olacak mısın?Olabilecek misin?

Vicdanımı zorlayan düşünceler kalbimi ele geçirmiş sıkıyordu. Belki çok değildi sıkışı,belki ezmiyordu kalbimi ancak yanıyordu . Cayır cayır hemde. Dışım sükunet içindeyken içimde kopan tufan yerle yeksan ediyordu beni.

Kırmızı minderden alınan nice kralların tacı yavaşça başıma kondu. O an hissettim omuzlarıma binen o ağır ama yücelten yükü. Eline de kılıcı uçtu. Büyülü olan taç ve kılıç ancak haneden üyelerinin isteğini gerçekleştirir ancak onların emrine uyardı. Başkası kullanamazdı onları.

Ağır ve buram buram kokan kanı ben duyuyordum tek. Kimse hissetmiyor,anlamıyor,görmüyor duymuyordu bu milyonlarca insanın kanına giren taç ile kılıcın kokusunu. Kan kokuyordu.Ağır ve keskin ama bir o kadarda rahatlatıcı.

Ardından ata bindim Sarayın etrafında 11 tur dönecek ve 11 büyü yapacaktım.Konsey ise büyüleriyle ülkeyi kutsayacaktı. Büyüleri sıralamaya başladığımda taç ve kılıç ışıldamaya başlamıştı. Kalbimde hissettiğim acıdan ise kimsenin haberi yoktu.

-Luka si dora bimos tanga. Simaro tense tu moloram daniyor

-Setne marakana bi musola tirak sokna mala rayna tereseyna

-Zarıyor denne mir lassi te rakon bireto...

Tüm büyüler bittiğinde oldukça güçsüz düşmüştüm. Çünkü en güçlü büyülerimizi bu zamanda yapardık. Bu büyüleri öğrenmek tüm ömrümüzü almıştı bizden. Tüm prensler bunları öğrenmek zorundaydı. Bir büyücü krallığıydı ancak bir çok farklı güç burada buluşmuştu. Bu yüzden başka bir ırkta güçlerimizi kullanmak yasaktı tabi kraliyet ailesi konsey ve bazı önemli kişiler dışında.

Törenin ardından bir müddet dinlenmek için odama çıktım. Hizmetkar giyinmeme yardım ettikten sonra yatağıma uzandım. Uzun ve yorucuydu olanlar helede üzerime binen yük. Kral olmak güzel,ihtişamlı,şaşalı ve göz alıcıydı. İnsanı gururlandırıyor 'Ben kralım' ' Bana itaat edin' demek istiyordu insan. Ancak her şey o kadar kolay değildi. Her nefesinde milyonlarca insanı düşünmen ona göre hareket etmen gerekiyordu. Bir saniye bile sadece kendini düşünemezsin her an başkaları vardı. Senden önce ülken gelmeliydi her zaman öyle olmayan kralların sonu belliydi zaten.Gözlerimi yumup biraz dinlenmeye çalıştım. Güzel bir uyku çekmem milyonlarca insan içindi.

Uyandığımda öğleden sonraydı. Dört saat uyumuştum. Tek sorun saçma sapan kabuslar görmemdi. Yataktan kalkıp hizmetkarı çağırdım. Üzerimi değiştirdikten sonra odama Theodor geldi

- Efendim . Komşu ülkelerimiz ve dost ülkeler sizlere elçileriyle birlikte hediyelerini göndermişler. Sizlerle görüşme de yapmak isterler.

-Elçileri gönderin. Görüşme yapmak için Her birinin krallarını bizzat davet edeceğim.

Theodorla birlikte görüşme salonuna doğru ilerledik. Yanıma hemen baş vezirim gelmişti. görüşme salonun kapısını önden muhafızlar açtı. Theodor gür bir sesle herkese geldiğimi bildirdi.Herkes kendine çeki düzen verdiğinde içeri girdim. Tahta oturmadan önce herkese oturmasını işaret ettim ardından kendimde tahta kuruldum.