Multimedya: Baransel.
Baransel'den...
Her gün aynı şey. Her gün tek başıma. Lise üç. Bitmiyor. Kitaplarımı kaldırıp dolabıma yerleştirirken Kerem ve arkadaşları toplaşmıştı.
"O kız da fena becerilir"
İğrenç mahlukatlar. Bir kızla birlikte olacaksan kibar olmalısın bir kere. O bir cinsel obje değil. Belki de gelecekteki karın.
Sinirle dolabımın kapağını kapatıp koridorun sonuna doğru yürüdüm. Yabancı dizilerdeki gibi bu okulda sizinle alay etmezlerdi, dışlarlardı. Ve sizi çok değişik bir mahlukat olarak görürlerdi. Bir mutant gibi.
Yakınım olarak hayatımda tek gördüğüm arkadaşım Ediz yanıma doğru yaklaşırken, ona soru soran gözlerle baktım. Genelde okulda benimle konuşmazdı. Kerem'le gezip kendine kız düşürmeye çalışırdı. Bir şeylerin kötü gittiği belliydi.
"Kızdan ayrıldım"
Sen hangi kızla çıkıyordun da ayrıldın? Hangisiydi bu? Nisa, Aslı, Hande?
Nefesimi hızla dışarı verdiğimde "sadece bunun olmadığı belli, dökül" dediğimde gözleri doldu. "Akşama arayacağım" dedi.
Beni hala hayatta bulabilirsen.
İç sesim bugün susmak bilmiyordu. Son dua olayını biraz abartıyor gibiydi. Matematik dersinin olduğunu hatırlayınca bu akşam intihar edeceğimin ne kadar doğru bir karar olduğunu düşündüm. Bunu, intiharı bayadır düşünüyordum.
3 yıldır. Onlar öldüğünden beri.
Aslında annem ölmemişti, yaşıyordu. Babamla kaza yaptıktan sonra zengin bir adamla evlenmişti, bana bir daire satın alıp hayatını yaşamaya gitmişti. Ayda bir bana çek gönderiyordu. Dünya'daki en soğuk adamın bile ilgiye ihtiyacı vardı. Annem ve babamı çok severdim. Ama babam gerçekten, annem ise gözümde ölmüştü.
Son bir kaç aydır terapiste gidiyordum. Bana sürekli aşık olmam gerektiğini, hayatımın en güzel baharında olduğumu, arkadaş edinmem gerektiğini söylüyordu. Aynı şeyleri duymaktan bıkmış ve bir daha oraya gitmemiştim.
Matematik dersi de bittiğinde eve gitmeye hazırdık. Sırtıma çantamı takıp eve doğru yürümeye başladım. Yürüyerek yolu tamamlamayı çok isterdim ama benim şansıma yine yağmur yağdı. Ne zaman yürümeye kalksam yağmur yağardı. Kafam aşağıda yürürken aniden göğüsüme bir şey çarptı.
"Tamam" dediğinde bir şey söylemeden yanından geçtim. Otobüse doğru gittiğimde kızın ne kadar değişik giyindiğini fark ettim. Saçları çok uzundu, ama biçimsizce kesilmişti. Sanki bıçak kesmişti. Üstündeki elbise çizgi filmlerden fırlamış gibiydi. Hem 'tamam' oradaki pozisyonumuzla alakasızdı.
Arkamı tekrar dönüp baktığımda kızı göremedim. Tekrar önüme dönecekken bileğimden tutup "yardım" dedi. "Anlayamadım?" deyip soru soran bakışlar attığımda "yardım, lütfen" dedi. "Ne yapabilirim?" dediğimde "peşimde" dedi.
Oğlum ne diye kızın üstüne gidiyorsun? Belki de tek tek konuşma fetişi vardır.
İç sesimi durdurmak amacıyla kafamı sağa sola salladığımda bana yalvaran gözlerle bakıyordu. Arkamı dönüp onu orada bırakarak gittim. Otobüse bindiğimde o kadar kalabalık değildi. Telefonumu kurcalarken aynı anda da kulaklığımı taktım.
Eve vardığımda kendimi yatağa bıraktım. Uyandığım zaman bu işi halledeceğim diye planlamıştım. Her şeyin bir sonu vardı ve benimki de kendi ellerimle olacaktı.
Eğitim sistemi çöp, televizyon reklamlardan izlenemez oldu. İş verene imkan yok, ekonomi çöktü.
Bunlar benim için bir neden değildi.
Annem ve babama ihtiyacım var. Annem ilgi göstermiyor. Diğer dünyada babam ilgi gösterir.
Bu. Tam olarak buydu. Her şeyi annemin üzerine yıkamazdım tabiki ama bende yaşıyordum. Fark etmemişti.
Gözlerimi açtığımda halat ve sandalye yanımda duruyordu. Hemen kalktım. Daha fazla bekleyecek zamanım yoktu. Sandalyemi koydum, halatı astım. Hiç düşünmeden kafamı yerleştirecekken çok güçlü bir ışık patladı. Korna sesi duyulduğunda ödüm kopmuştu ve sandalye altımdan çıkmıştı. Zaman kaybetmeden halatı boynumdan çıkarıp hemen dışarı fırladım.
Bunu görmeden ölemezdin değil mi?
"Sus artık" dediğimde hiçbir komşunun dışarı çıkmadığını fark ettim. Saat 6'ydı ve kış ayında olduluğumuzdan bu saatlerde gün batıyordu. Kapıya vardığımda arabanın birisine çarptığını ve hiç umursamadan gittiğini gördüm.
Bu kadar vicdansız olmayı ne ara becerdiniz?
Gözlerimi arabadan çekip hemen yerde yatan kişiye baktım.
Bu oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Rapunzel
General FictionÖzet: Klasik bir lise günü yaşayan, kendi halinde takılan bir genç hayattan bıkar. İntihara meyilliliği artar ve etmeye karar verir. Boynuna kalın halatı geçirdiği an aniden hava aydınlanıp kararır. Korkuyla irkilen genç halatı bırakıp dışarı çıktığ...