Adamın yanağından öpüp ondan pizzayı alan Rapunzel, adama teşekkür etti. Adamın kıza hayran hayran bakmasına sinirlenip "sevgilim, aldın mı pizzayı?" dedim. Tek çare, rol yapmaktı.
Adama parasını verip bana sinirli bakışlarına maruz kaldığımda "özür dilerim, kendisi herkese teşekkür edip öper. Sizi de tanıdık birisiyle karıştırmıştır." dediğimde pizzacı "seni zorla mı tutuyor?" dedi. Rapunzel bana bakıp "hayır" dediğinde pizzacı uzattı ve "benimle kalmak ister misin" dedi.
"Oha! Kardeşim bir de nikahına geçir" diyen kişi kesinlikle ben olamazdım. Bu iç sesimdi. Ama maalesef arada bir oda konuşmak istiyordu. "Sevgiliyiz biz" dediğimde bana inanmayan gözlerle bakıyordu.
Sıçıcam böyle işin içine. Öpsene oğlum kızı.
Belinden tutup dudaklarına yapıştığımda önce gözlerini büyüttü. Sonra oda beni gülümseyerek öptü. Onu duvara kıstırınca adama alaycı bir gülümseme atıp "işimiz var" dedim. Ve kapıyı ayağımla kapattım. Kapattığım an dudaklarımı çekerek "ne yaptığını sanıyorsun sen" dedim nefes nefese. "Burada herkes öyle şap diye kimseyi yanağından öpmez. Ve, bir daha asla öpüşmeyeceğiz. Daha doğrusu sen kimseyi öpmeyecesin." dediğimde kafasını eğip sessizce "tamam" dedi. Yarın okul vardı. Onu ne yapacaktım?
Ediz'i arayıp ona sahte bir belge hazırlamalıydım. Okula kaydını yaptırabilir ve hep başucumda tutabilirdim. Daha doğrusu yuvasına dönene dek. Bana bakıp "Adın neydi bu arada" dediğinde "Baransel" dedim. "Adın prens isimlerine benziyor" dediğinde sinirimden eser kalmamıştı. "Yaa?" dediğimde "Baransel, sanırım..." diyemeden kucağıma yığıldı. Onu tuttuğumda saçlarının yine küçük bir tutamının beyazladığını gördüm. Korkuyla ve panikle yine bırakacak gibi oldum ama geri tuttum. Onu geri yatağıma götürdüğümde öpüştüğümüz anı düşündüm. Öyle bir heyecanlanmıştım ki hatırladığım an bile hızlı hızlı kalbim atıyordu.
Bu aşk değildi. Sadece uzun süredir yapmadığım bir şeydi.
****
Rapunzel'den...
Gözlerimi açtığımda odanın koltuğunda yatan Baransel'i gördüm. Aynı prensime benziyordu. Ve prensimle ne yapamadıysam onunla yapmayı planlıyordum.
Pizzacı geldiğinde dudağını dudağıma değdirmişti. Onun ne anlama geldiğini bir türlü çözememiştim. Üstelik sevgili demişti. O neydi?
Gidip üstünü örttüğümde uyurken kaşları çatıldı. Kucağına kıvrılacaktım. Saçlarımdan dolayı önümü bir an göremeyince Baransel'in üstüne düştüm. Aniden gözlerini açıp "ne yapıyorsun sen" dediğinde yanağından öptüm.
Kucağında otururken "bu bir daha yapılmayacak demedim mi?" dediğinde kalbim kırılmıştı. Bana çok kızıyor ve sinirleniyordu. Ve sinirlenince cadıya, gülünce prensime benziyordu. Bakışlarıma dayanamadı ve "tamam, bundan sonra kimi öpmek istersen gel beni öp" dedi. Mutlulukla ayaklarımı sallandırınca bana uzun ve derin gözleriyle baktı.
Mavi. Onun gözleri de maviydi.
Ona bende bakınca kapı çaldı. Aniden ayaklanmaya çalışınca bende dengemi kaybettim ama toparladık. "Burada bekle, sakın bir yere ayrılma" dediğinde gülümseyerek "Tamam" dedim.
Kapıyı açtığını buradan görmüştüm. İçeri bir erkek girdiğinde tedirgin olmuştum. "Vakit kaybedemeyiz Ediz. Hemen şu işleti hallet" dediğinde gelen kişi salona doğru ilerledi. Merak edip salona geldiğimde çocuk bana baktı. Sonra bir daha Baransel'e bakıp bir daha bana baktı ve "bu kıza mı çıkarılacak" dedi. Baransel kafasını salladığında "ben mutfağa geliyorum. 2 dakikaya dönerim. Sende otur" dediğinde gösterdiği yere oturdum.
Yumuşak bir şeye oturduğumda bunun ne olabileceğini düşündüm. Ediz denen çocuk bana bakıp "demek sana çıkarılacak, ha?" dedi ve dudaklarıma baktı. Biraz tedirgin olmuştum ve "e-evet" dedim. Beni öpecekmiş gibi bakıyordu ve bu normal değildi. Çünkü Baransel bana 'benden başka kimseyi öpmemelisin, başına bela açar' demişti.
Bana doğru yaklaşıp "seninle bir oyun oynayalım mı" dediğinde daha çok yaklaştı. Kafamı salladığımda kağıtlar çıkmıştı. "Sen beni öp, ben bu kağıtları Baransel'e vereyim" dedi. "Hayır, istemiyorum" dediğimde bana sinirle baktı ve "zor kızı oynama. Alt dudağını istiyorum" deyip dudağımı öptüğünde geri çekilmeye çalıştım. Baransel görse çok kızardı. Üzerimde aniden bir hafiflik yaşadığımda Baransel çocuğun vuruyordu. Hemen gidip elime cam bir şey aldım ve çocuğun kafasına geçirdim.
"Siktir git evimden!" diye bağıran Baransel'i ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Kendimi koruyamamıştım, cadı görse çok kınar ve kızardı. Baransel çocuğu kovup içeri girdiğinde "iyi misin? Başka bir şey yapmadı değil mi?" diye sorular sıraladığında gözlerimdeki yaşı durduramadım ve sarılıp ağlamaya başladım. Vücudu bir süre tepki vermedi ama oda belime nazikçe sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolan Rapunzel
Ficção GeralÖzet: Klasik bir lise günü yaşayan, kendi halinde takılan bir genç hayattan bıkar. İntihara meyilliliği artar ve etmeye karar verir. Boynuna kalın halatı geçirdiği an aniden hava aydınlanıp kararır. Korkuyla irkilen genç halatı bırakıp dışarı çıktığ...