Bitirdiği aşkın sonuçlarından kaçmaya çalışırken gizlendiği örgütte yeni bir aşk bulan Dove'un hikayesini okuyun.
Dünyaya savaş açan bu örgütte arada kalan Dove'un kanına bir madde enjekte edilmiştir.
Denek olarak kullanılan Dove'un kaderi değişec...
Boş bir odada ellerim ve bacaklarım sandalyeye bağlı bir şekilde tek başıma duruyordum.
Sağ bileğimde bir acı hissediyordum.
Korkmaya başlamıştım, ölmek istemiyordum. Ölmek için çok gençtim.
Anthony de gençti.
Kalp atış sesimi az çok duyuyordum. Çok hızlıydı. Bir süre sonra kalp atış sesime başka bir ses de karıştı: Adım sesleri. Biri buraya geliyordu. Bir kilit açılma sesi duydum. Kapı hızlıca açıldı.
Kafam öne eğikti, ilk önce tanıdık siyah asker botları gördüm. Kafamı yukarı kaldırdım. Saçları güneş kadar sarı saçlara sahip bir genç adam karşımda duruyordu.
Arthur'dan başka bu yaşta böylesine sarı saçlara sahip birini görmemiştim.
Bana doğru yaklaştı. Peşinden sürüklediği sandalyeyi karşıma ters bir şekilde koydu ve oturdu.
"Buraya girdin artık çıkış yolunun olmadığını unutma."
"Neyden bahsediyorsun?" şuanda bir kafa karışıklığı içindeydim. Ne dönüyordu?
"Yani beni buraya kadar getirip, boynuma iğneyi saplayıp ondan sonradan sandalyeye bağlayıp karşıma geçmenin anlamını merak ediyorum." gözünü kapattı.
Gözlerini açtı. "Seni çözersem beni düzgünce dinleyeceğine söz verir misin?" Başımı evet anlamında salladım.
Yanıma geldi. İlk önce sandalyeye bağlı ayaklarımı çözmeye başladı. Dolanmış ipi dolayarak geri çıkardı. Ardından arkama geçti ve ellerimi çözdü. İpi bir kenara attı.
Kollarım uyuşmuştu, biraz sallandırdım.
Arkasına dönüp oturacağı yere giderken sandalyeyi alıp kafasına vurdum. Ardından hemen kapıya koşup açmaya çalıştım. Lanet olsun ki kilitliydi!
Şuan ne yapacağımı bilmiyordum. Belki onda anahtar vardır ve bayılmışsa alabileceğim umuduyla tam arkama dönerken bir anda beni tutup yere fırlattı. Ne olduğunu anlamadan üstüme çıktı ve kollarımı iki yanımdan tutarak suratıma öfkesini kustu.
"Buradan hiçbir şekilde çıkamazsın! Artık seni damgaladık. Kaçmaya çalıştığın anda izini buluruz." tuttuğu sağ kolumu benim görüş açıma getirdi.
Sıcak bir demirle bileğimin iç kısmına bir iz yapmışlardı. Acısını hissettiğim şey buydu!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tanrım benden izinsiz koluma bir damga basmışlardı!
"Bunun anlamı ne? Bana bir açıklama borçlusunuz!" Sağ elimi ona göstermeye çalıştım. Ama üstümde bana çok yakın bir şekilde duruyordu. Sağ elimle ittirmeye çalıştım ama hiçbir işe yaramadı. Sol elimi de zaten sol çaprazımda eliyle sabitlemişti.
