Sensizliğe nasıl alışılır ki? (#NEFTAH)

Riv Riv

Reyonun arkasından çıkıp hemen Tahir'in yanına gittim.

Tahir, "Ne var da ne var bir rahat dur!"
İşareta parmağımı dudağımda tutarak "Ya Tahir sessiz"
"Niye da marketi mi bastılar"
Kaslarımı çatmış Tahir'e bakarken "Ya Tahir" dedim.
O da "Ne edeyim Nefes, öyle parmağını ağzında tutarak "sessiz ol" dersen böyle tepki veririm. Ne oldi?"

Arka reyonları göstererek "Vedat, Vedat'ın sağ kolu Necip, orada"

"NE?"

Tahir herhalde büyük şok geçirmişti. Elindekileri bırakarak, "O zaman gözükmeden çıkalım!"

Elimi tuttu ve hemen dışarı çıkardı çıktığımızda karşımızda Necip' in arabasını gördük arkaya bir şeyler yerleştiriyordu. O gözükmeden hemen yürümeye başladık. İnşallah bizi görmemiştir.

Arkadan Necip' in sesini duymuştuk. Telefonla konuşuyordu.
"Hayır beyim daha bulamadık" falan diyodu. Büyük ihtimalle Vedatla konuşuyordu.

Hemen arabaya bindik ve uzaklaştık.

Tahir "İyi misin?" Dediğinde.
Kafamı salladım. Ve önüme döndüm.🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊

Eve geldiğimizde Yiğit koşa koşa geldi ve "Aneeee" diyerek kucağıma atladı.

Asiye abla, "E gı markete gitmediniz mi?"
"Asiye abla ben sana sonra anlatıcam"

Hemen içeri geçtik, biraz oturduktan sonra Tahir'in telefonu çaldı! Bir şeyler konuştuktan sonra "Hayde Nefes"
Çenemi tutamayıp "Ya Tahir, ne oldu? Nereye gidiyoruz? Ne oluyor? ANLAT!"

"Riv riv riv, valahi boğaldum"
Yiğit," Tahir abi, rivriv ne?"
Tahir, "Kadınların ata sporu Yiğit'im" deyince. Hafifçe güldüm ve "Allah'ım Ya!" Dedim.

Tahir, "Neysa, hayde yürüyün!" dedi ve Yiğit'i kucağına alıp arabaya bindirdi.
Ben sorma dan Asiye abla sordu ve "Ula uşak ne oliyi?" Dedi.

Tahir, "hadi Yengem hadi"
"Söyle da söyle" deyince Tahir kaslarını çatarak "Yengeee" dedi.

Asiye Abla'da "İyi, tamam, hayde!" Dediğinde, hepimiz arabaya bindik be yola çıktık!
🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊🌊

Akşam olmuştu. Ve biz gideceğimiz yere yeni gelmiştik. Tahir "Hayde inin" deyince, "Ya Tahir bizi nereye getirdin, söyle"
"Oğlunu içeri yatır konuşuruz"
"Diysın"
"He dedim bile, hayde!" Dediğinde hepimiz içeri girdik. Yiğit'i yatırıp Tahir'in yanına gittim. Asiye Ablayla beraber birşeyler konuşuyorlardı.
Tahir'e seslendim. "Sen bir benle gelsene" deyip bahçeyi işaret ettim.

Bahçeye çıktığımızda Tahir "Ne varda bir rahat vermedin" dedi.

Kaşlarımı çatıp "Tahir neden buraya geldik söyle"

"Sağane Nefes belki canım buraya gelmek istedi sağane"

'Ya Tahir söyle yoksa Oğlumu alıp giderim"

"Yapamssun"

"Yapamaz mıyım?"

"Tamam söyliyim, ha bu Vedat iti bizimkilere şey etmiş..."

"Ne etmiş... işkence mi?"

"Boşver, ha bunlar söylemicem diye tutturmuş-"

"Ama abin hemen söylemiş."

"Aynen, bende o yüzden buraya gelelim dedim. Kimseye de söylemedim."

Üzülerek "Bak Tahir bizi bırak yoksa Vedat hep-"

Cümlemi bitirmeme izin vermeden "Bırakmıyorum, ne yaparsa yapsın bırakmıyorum. Sende bir daha böyle bir şey demiyorsun"

"Ama Tahir"

"Nefeeees bitmiştir"

"Peki" deyip içeri girdim. Arkadan sesi geldi kulağıma "Bu arada çok rivriv ediyorsun mavi tüylü RivRivci geyik"
Dediğinde arkamı döndüm ve ona tebessüm ettim...
O da bana tebessüm etti. Arkadan Asiye abla "yandi buralar yandi, kül oldi"

Arka mı dönüp "Ya Asiye Abla" deyip. Yiğit'in yanına gittim.

Yiğit, "Anne denizden gelen kaplan nerede?"

Yiğit'in sorusuna şaşırmıştım, "O kim ki?"

"Tahir abim o da bizim takımdan değil mi?"

Tahir arkadan "Takımdanım ya" dedi ve Yiğit hemen Tahir'e sarıldı.

Kısık sesle "sen bizi mi dinliyordun" dedim. O da ellerini kaldırarak "Tövbee günahımı alıyorsun, ben şey için gelmiştim"

"Ne için gelmiştin"

"İçeri gelsene dedi. Yiğit'i öpüp odadan çıktım. Masaya oturduk Tahir "Şey- eee- Nefes"

"Tahir söylesene"

"Nefes gitme"...