Vedat'ı ilk defa bu kadar çaresiz görmüştüm. Galiba Deli Tahir'e karşı çok güçsüzdü! Tahir'in sesi kulağıma geldi. "Yenge Nefes ve Yiğit'i alıp eve gir orada bekle diyordu." Asiye Abla'da hemen beni içeri aldı.
------------------------------------------------------
İçeri de sesszice oturuyorduk. Ama sesler hala gitmemişti. Gözlerimden hafifçe yaşlar süzülürken "Bizi verin istiyorsanız. Vedat'ın gideceği yok"
"E gız Tahir vermiyoruz dediyse bitmiştur. Üstüne ben laf söylemem, hem niye seni o şerefsuze veriyor muşum"
"Siz zor dur-" cümlemi daha bitirememiştim ki. Tahir içeri girdi. "Bu herifin gideceği yok. Yangaz sizi Osman Hoca'ya götürsün" dedi. Tam çıkacakken "istiyorsan bizi-"
"Sakın, kapa o ağzını" dedi ve çıktı! Asiye abla bana dönüp "e gız, ben sağa dedum vermez diye"
Gözlerimden yaşlar akarken "Siz siz çok güzel insanlarısınız" dedim. Ve o sırada içeriye Yangaz dedikleri çocuk girdi ve dediki "Yenge Fatih burada ben sizi götürcem hayde" dedi. Arkasını döndüğünde "Siz" dedim. O da "Vedat'ı yollayıp gelcez hayde!" Dedi. Ve çıktık. Arka bahçelerinden dolanıp çıktık ve bir arabaya bindik! Hızlı bir biçimde arabayı sürerken arkadan Vedat'ın sesi geliyordu. "NEFEES" diye bağırıyordu. Yiğit bir anda bana bakıp "Anne ben çok kork-"
"Korkmuyoruz annecim. Biz o düşmanı hep üzerimizden püskürttük! Şimdi de püskürtürüz! Yani umarım"
Asiye abla bana baktı ve " gız umma biz seni vermiyoruz" onun yüzüne bakarken bir anda bir tebessüm geldi yüzüme. Onlar gerçekten çok iyi insanlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensizliğe nasıl alışılır ki? (#NEFTAH)
Genç Kurgu8 yıl boyunca şiddete maruz kalan Nefes'in nasıl yaşama geri döndüğü hikâye...