Dışarıda yürümeye başladım. Boş boş yürüyorum öyle. Rıfat'a uğrayacağım ama sonra. Dediği gibi düşünüyorum nasıl davransam acaba diye. Maalesef korkum öfkemin önüne geçti. Beni 15 yaşında yanına almıştı. Şu an 22 yaşındayım. Yıllardır nasıl oldu da hiçbir gelişme gösteremedim aklım almıyor. Ne zaman kaypağı görsem içimi bir korku sarar. Bayağı bir zaman geçirdikten sonra Rafet abinin dükkanına geldim. Tam içeri girecekken birden bir gözlerim karardı ve kendimi ağaçların arasında buldum. Neredeyim ben? Tekrar gözlerimi kapatıp açtığımda kapının önündeydim. Az önce ne oldu bana? Hayal mi gördüm? Zaten bir bu kalmıştı.
Rafet-"Lan daha ne kadar duracan kapının önünde bostan korkuluğu girsene içeri." Çırağı olarak mı tanıttı kölesi mi belli değil. Mahallede ve kaypağı tanıyan herkes bana bu şekilde davranır. Yani çöp muamelesi yapar. İçeri geçtiğimde devam etti: "Ne kapıda duruyon öyle müşterilerimi mi kaçıracan? Söyle ne istiyon." Lan salağa bak. Sanki çok satanlar arasında ilk 5 te gibi konuşuyor. Kenar mahallenin terzisi. Zaten bunu kaypak gibi mafya tipliler ayakta tutuyor. Yoksa 2 güne batar.
b-"Beni Süleyman abi yolladı. Bana takım verecekmişsiniz."
Rafet-"Lan şu Süleyman da sana bir öğretemedi. Ne uzatıyon. Süleyman gönderdi takımı hazırla de." Lan bunlar salak galiba. Lafıma niye bu kadar takılıyorlar? Gidip Süleyman'a "napıyon lan yarraam." desem dayak komasından çıkamam. Böyle konuşsam nonoş muamelesi görürüm. Off. Tam bir sıkıntı. Yemin ediyorum artık içim bunaldı. Takımı hazırladı ve Rafet'in dükkanından çıktım. Kaypağın evinin yolunu tuttum.
Yolun ortasında tam o anda gözlerim yine karardı. Gözlerimi açtığımda yine ağaçların arasındaydım. Tamam. Kafayı yiyorum. Gözlerimi kapatacağım ve buradan çıkacağım. Şu an muhtemelen sokakta saçma sapan bir şekilde bekliyorum. Gözlerimi kapattım ve açtığımda hala ormandaydım. Ne oluyor lan? Hayal olmalı. Gidip bir ağaca dokundum ve hayal gibi hissetmedim. Tamam. Sabahtan beridir gördüğüm şeyler rüyadan ibarettir herhalde o zaman. Birazdan kaypak gelip beni uyandıracak belkide. Tamam. O zaman rüyadayım sonuçta. Biraz dolaşalım bakalım. Aslında lucid de yapabilirim. Mesela ağaçlar kaybolsun. Hah. Olmadı. Tekrar. Ağaçlar kaybolsun. Yine olmadı. Aman be. Bir rüyayı bile kontrol edemiyorum lan. Kaypak boşuna kızmıyor bana. Neyse bari dolaşayım biraz. Ağaçların arasından bir yol buldum. Yol dediğim çimenlerle kaplı ama düz bir çizgi şeklinde. Bu yolu takip edersem çıkışı bulabilirim.
"Anne. Bir hikaye daha anlatsana."
"Olmaz. Şimdi uyuyun. Yarın size güzel bir hikaye anlatırım." Bu ses te ne? Sanki zihnimde yankılanıyor. Sesin nereden geldiğini bile anlamadım. Acaba rüyamda bir anım mı canlandı? Olabilir belki de. Zaten annemin sesini de unutmuştum belki odur. Ama sesi içimi ısıtmıştı. Hah. Biraz daha konuşsa keşke. Ne de olsa hayal. Serbest. Birden buz kesmiştim.
"Birinin kokusunu alıyorum. Hayatımda ilk kez böyle bir koku aldım."Bu konuşanın kız çocuğu gibi bir sesi vardı. Kokusu aldığı kişi ben değilim herhalde. Değil mi?
"Ben bulurum şimdi onu. Bana bırak."Bu ses biraz yetişkin erkek gibiydi Kaç kişisiniz orada? Tarikat falan mısınız? Hem sesiniz nereden geliyor? Allah'ım çıldıracağım. Yolun sonuna vardığımda daha çok şaşırtıcıydı. Havadaydım. Ne? Burası bir uçurum mu? Hayır hayır. Bir uçurum değil. Havada süzülen bir kara parçası. "NEE? HAVADA SÜZÜLEN BİR KARA PARÇASI MI? Ben hangi cehenneme düştüm?" Nasıl mı anladım? İlk baş ben de uçurum sandım. Lakin aşağıya doğru baktığımda dağın yer ile bağlanan bir bağlantı noktası yoktu. Ben bunları düşünürken gözümü kırptığımda yolun ortasında mal mal duruyordum. Ne zamandır böyle duruyorum? Hayal görüyorum durmadan. Hastaneye falan mı gitsem acaba? Sonra kaypak ağzıma etsin he. Lan. Geç kalacağım. Kaypak sıçacak ağzıma. Eve doğru koşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERHA DİYARI
FantasyHİKAYE OKUMA SIRASI: 1-EJDERHA DİYARI 2-ORK DİYARI 3-RİAN DİYARI 4-DİYARLAR ARASINDA 5-RİAN VE İMDAN 6-EJDERHA VS ANKA