-12- Aşk

11 2 5
                                    

- Saçmalama Umat! Ne teklif ediyorsun bana? Ben senin o bildiğin kızlardan değilim.

Dedim ve der demez yüzümü buruşturdum. Umat ile bir Türk filmi klasiği de yaşadiysak ben ayrilabilirdim artık.

Kahkaha atıp yüzümü avucladi umat:
- Guzelim demek istediğim bakıcılık yapabilirsin bana. Bir oyun oynayalım senle mesela. Ben sana sorular sorayım sen de cevapla, diyip göz kirpti.

Elini çekip cevap vermem için bekledi. Çektiği elinin yokluğunu hissederken dediklerini algıladim:

- Demek sen sorucaksin ben de cevapliycam. Oldu başka. Her şey karşılıklı olmalı. Bir sen bir ben, diyip atıldım. " Önce bayanlar yani ben "

Tamam dercesine ellerini yana açınca salona gidip koltuklarına oturdum ve umat'i yanıma çagirircasina önümü gösterdim. O da gelip dibime oturunca dusunmeye başladim. Ne sorabilirdim ki .

- Bu dünyada en onemsedigin kişi? , dedim.

- Artık babam.

- Nasıl artık baban? Önceden onu önemsemiyor muydun?

Burnumu tutup yavaşça sıktı.

-Sira bende güzelim. Himm bir düşüneyim . Hiç sevgilin oldu mu?
-Yok, dedim içimi çekercesine. Sonradan bu yaptığıma pişman oldum. Sanki sevgili delisi gibi gozukecektim çocuğun gözünde.

- Niye bu kadar üzülüyorsun olmadı diye, dedi.

Ben de konuyu kapatmak istediğimden az önce onun bana yaptığının aynısını yapıp burnunu sıktım ve " sira bende güzelim" dedim. Dememle kahkahalara bogilmam bir oldu. O benim gulmemi önce homurdanarak izledi sonra bana katıldı beraber güldük karnınız agriyana kadar.

Birbirimizi yeni yeni tanıdığımız için çok derin konulara girmiycektik anlaşılan. O yüzden "artık babam " demesini irdelemeyip yeni bir soru sordum:

- Bu hayatta seni en çok üzen şey?

- En sevdiğimi kaybetmek.

Sevgilisinden mi bahsediyordu acaba?

-Nasil diye sorucam ama yine sıra bende diyeceksin ondan sormuyorum., Dedim. "Aynen " diyip kafa salladı.

- Senin en onemsedigin kişi kim?

- Annem,dedim. Yanıt çok basitti.

- Himm peki senin kaç tane sevgilin oldu?

Gülerek cevap verdi:

- Sevgilim olduğuna eminsin kaç tane olduğunu soruyorsun yani.

-Eh senin gibi birinin sevgilisi olmustur önceden herhalde,dedim. " Seni boş bırakmamışlatdir"

- Ben seni de boş birakmamislardir diye düşündüm ama , diyip göz kirpti.

- Bekledigim cevap bu değildi.

- Hiç sevgilim olmadı.

Bu dediğine ağzım açık kalmıştı. Ee Umat'in sevgilisi var diye biliyordum ben. O bahsettiği kişi kimdi o zaman?
Benim duraksamamdan zaman bulup hemen sorusunu sordu:

-Senin gibi güzel bir kızın niye hiç sevgilisi olmadı?

-en doğru insanı bekliyordum demiycegim. Bir ara herhangi biri gelse de kabul edebilecek bir acizlikteydim. Zamanında çok yanlız hissettim kendimi. Hatta bazen hala hissediyorum. Ama ne kadar guzel olursan ol insanlar senin dertlerinle ilgilenmek istemiyor. Çevresinde pozitif kişiler görmek istiyorlar. Ben de hiç bir şey olmamış gibi bir ruh haline giriyorum işte.Bazen rol yapıyormuşum gibi geliyor ama bu benim hayatta kalma yolum gibi, dedim.

Gözlerinde büyük bir anlayışla dinledi Umat beni. Ellerimi elleri arasına alıp üstünü baş parmaklarıyla okşadı.

-Senin niye hiç sevgilin olmadı, dedim.

- Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Senin sebeplerin benim de sebeplerimmiş. Belki de bundan dolayı ben seni bu kadar yakın hissetmişim kendime, dedi. " Sence bu iki yaralı kalp birbirine merhem olur mu? " diye ekledi.

Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Umat bana cikma teklifi mu ediyordu? Benden cevap beklediğini hatırlayıp işi şakaya vurdum:

- Sıra bendeydi. Bu soyledigin şey geçerli bir yanıt değil, dedim.

Utandigimi anlayıp başıni salladı. Bu kadar anlayışlı olması beni çok özel hissettiriyordu.

Soracak bir soru aradım. Umat'in bu hayatta tek sevdiği kızın kim olduğunu merak ediyordum ama soramazdım. Bunun yerine başka bir soru aradım ama aklıma mantıklı bir şey gelmiyordu.

-En sevdiğin renk ne? , diye sordum.

Umat gülüp;

- odamdan belli olacağı gibi ,dedi.

Aynı anda "Siyah "dedik.

Ama umat anlaşılan diyeceklerini bitirmemişti.

-Degil. Aslında benim en sevdiğim renk beyaz berre, dedi yanagimi okşayarak. Siyahi kendime bir kalkan gibi kullanıyorum içimdeki beyazlığı koruyabilmek için.

Gözlerimde isiltiyla ona baktım. Karşımda çok ince ruhlu bir erkek oturuyordu aslında dışındaki sert görüntüye rağmen. Onun niye böyle olduğunu merak ediyordum biri mi kırmıştı nedendi bu ?

Benim düşünceli halimi görünce gulumseyip bana sorusunu sordu:

-senin en sevdiğin renk ne ?

-civil cıvıl sarı dedim ben de gulumseyip. Hani böyle icimizi aydınlatıyor ya onlardan ,diye ilave ettim.

-sen de öylesin berre, dedi bana. Ve umat kararlılıkla devam etti:

- Berre seni ilk gördüğüm zamandan anlamıştım senin böyle saf temiz narin olduğunu. Hayatıma daha girmeden bile hayatımı güzelleştirdin. Senin yanında kalkıyor tüm kalkanlarim kendimi dünyanın en mutlu adamı gibi hissediyorum. Bu konustuklarimizdan sonra da anladım ki benim ruhumun eşi sensin. Benim yanımda olmanı istiyorum. Sevgilim olmanı, dedi bana gözlerinde beklentiyle.

Bu dedikleri beni o kadar mutlu etmişti ki bulutların üzerinde uçuyordum resmen. Ama yere çakılmaya da bir o kadar korkuyordum. Kafamda bir sürü soru işareti vardı. Yıllardır umut etmeden devam ettirmiştim hem hayatımı. Ya yine kirilirsam diye düşündüm. Ama umat'in söyledikleri de bir o kadar benim için de geçerliydi. Umat'i daha tam tanımadan bile kendimi onun yanında rahat hissediyordum. Beni dünyadaki en güzel ve özel kız gibi hissettiriyordu. Onun yaraları benim yaralarım birbirine merhem oluyordu sanki. Hem o kadar yakışıklıydi ki o kadar güzel bakan gözleri vardı ki hiç yanımdan ayrılmasın istiyordum. Kafamdaki düşüncelerle gulumsedim. Bir takım soru işaretleri(bu hayatta tek sevdiğim kızın yanındaydım demişti mesela) vardı ama onlara ilerleyen zamanlarda cevap bulabilecegimi düşünüyordum. Evet cevabimi biliyordum artık .

Gulumseyip umat'a sarıldım ve evet diye fisildadim kulağına.

Uçurum ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin