Yemekleri yapmıştım. Saat 7:30 olmuştu hemen gidip annemin benim giymem için yatağıma bıraktığı elbiseyi alıp giydim.
Kabarık pembe eteği düzeltirken sıkı elbisenin içinde nefes almaya çalışıyordum. Annem benim için hep böyle elbiseler seçerdi. Çocuksu, kabarık, şirin, pembe elbiseler. Küçüklüğümden beri bu böyleydi. Asla pantolon giymeme izin vermezdi. Ben de pantolon sevmezdim ama bu kadar abartılı şeyler de sevmezdim.
Genelde evde uzun bir tişört ve kilot giyerdim. Sürekli iş yaptığımdan üstüne bir de önlük giyerdim.
Aşağıdan sesler gelmeye başladığında aşağıya inemem gerektiğini anlamıştım.
Aşağıya inerken misafirleri inceliyordum. Yine zengin bir iş adamı ve yanında şık eşiyle beraber aileme gülümsüyordular. Yüzüme her zamanki sahte gülümsememi taktım.
"Tatlı mi cha mız da gelmiş" dedi annem bana sahte bir gülümsemeyle. Aynı şekilde karşılık verdiğimde gözlerindeki küçümsemeyi bir tek benim görebildiğimi biliyordum.
"Merhaba güzel kız" dedi zengin misafir. Ona dönüp yüzümdeki hiç solmayan gülümsemeyle karşılık verdim.
"Merhaba beyefendi" eşine dönerek " ve güzel hanımefendi" dedim. Ardından bir adım geri çekilerek,
"Evimize hoşgeldiniz" dedim. Onlar gülümseyerek aileme hakkımda övgüler yağdırırken bu kadar sahte olmamıza içim yanıyordu.
Hep beraber yemek masasına geçtik. Byul teyze torununa bakmak için burada yoktu. Birkaç gün izin almıştı bu yüzden servisi annem yapıcaktı. Ben byul teyzesiz nasıl hayatta kalacağımı düşünürken annem bana seslendi
"Buyurun efendim?" Dedim. Ve sonradan hayatımın hatasını yaptığımı farkettim. Misafirlerin yanında anneme efendim demiştim. Annem durumu kurtarmaya çalışırken bana attığı bakışlardan misafirler gittikten sonra boku yediğimi anlamıştım.
................................................
"Tekrar bekleriz canım sohbetinize doyum olmadı." Annem gülümseyerek misafirleri ağırladı ve kapıyı kapattı.
Birkaç saniye kapıyla bakıştıktan sonra bana döndü. Sinirliydi. Hem de çok.
"Seni gerizekalı!" Dedi ve bana okkalı bir tokat geçirdi. Tokatın etkisiyle yere savruldum.
"Sana kaç kere diyeceğim milletin yanında bana efendim deme diye!"
Beni ayağa kaldırıp bir kere daha vurdu.
"Yürü git odana gözüm görmesin seni!"
Gözlerimdeki yaşları tutarak odama ilerledim. Annem ise arkamdan konuşuyordu.
"Aptal şey millet yokken bana anne der varken efendim nasıl bir gerizekalı bu?!"
Odama girip kapıyı kilitledim. Ağlamadım. Ağlamayacaktım. Çünkü ağlamaktan sıkılmıştım.
Dolabımdan geceliğimi alıp üzerime geçirdim. Çok yumuşaktı. Omuzları açıktı, kolları omuzlarımdan itibaren tüldü ve pembe renkti eteği de tüllü ve kısaydı ama rahatsız etmiyordu aksine çok rahattı.
Yine pembe tonlarında olan yatağıma gittim ve uyumaya çalıştım. Bir telefonum yoktu. Zamane gençlerinin bildiği çoğu şeyi bilmezdim. Neyi bilmediğimi bile bilmezdim. 19 yaşındaydım. Hep evde eğitim görmüştüm. Hala da görüyordum. Çoğu şeyi öğretmenimden öğrenirdim. Dışarı çıktığımda ise yanımda hep korumalar olurdu. Bu yüzden hiç özgür kalamamıştım.
Boş zamanlarımda (yani hizmetçilik yapmadığım zamanlarda) kitap okurdum, ders çalışırdım ya da resim çizerdim. Ki genellikle boş kalmazdım. Evimizde bir televizyon vardı ve o salondaydı onu izlememe izin yoktu. Zaten çoğu zaman babam izlediği için bu kuralı bozamamıştım da.
Normalde byul teyzeyle uyuduğum için tek başıma yatamazdım. Küçüklüğümden beri onunla uyurdum. Şuan da o olmadığı için koca yatakta nasıl uyuyacağımı düşünüyordum.
En sonunda uyuyamayacağımı anlayınca kıpırdanmayı kesip, gözlerimi kapatıp sadece uyumayı bekledim.
....................................................
Aradan bayağı bir zaman geçtiğinde hala aynı şekilde yatıyordum. Saate baktığımda 2:30 olduğunu gördüm.Yapmak istediğim tek şey uyumaktı ama asla olmuyordu. Kim bilir byul teyze olsaydı kaçıncı uykumdaydım.
Yatağımda kıpırtısız yatıp, tavana bakarken birden içeriden bir ses duydum. Annem olduğunu düşünüp yorganın altına gizlendim ve kapıyı izlemeye başladım. Uyanık olduğumu görürse kızabilirdi.
Biraz öyle bekledikten sonra adım sesleri yakınlaştı. Sanırım annem su içmeye kalktı diye düşünerek yorganıma daha da sindim.
Kapıya doğru bakarken kapının kulbu yavaşça oynayarak açıldı. Hala o tarafa bakıyordum ama annem uyanık olduğumu anlayamazdı çünkü çok iyi gizlenmiştim.
Kapı açıldı ve annemin gözükmesini bekledim. Birkaç saniye sonra kapıyı açan kişi gözüktü. İçeri girdikten sonra kapıyı kapattı ve derin bir nefes verdi.
Fakat burada bir sorun vardı. Odamdaki kişi annem değildi!
Slm cnm ay kim acaba gelen dkdkdkdk
Çok zor tahmin etmesi evet dkfkd
Neys yorum vote fln filanca kapanış cümleleri dkdkdk
Ama dipnot olarak da geçiyim yorum istiyorum cidden fkfkkfkfk
Ha bu aradaÖpüldün cnm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ladrón (Kim Taehyung)
FanficLadron= hırsız Yavaşça çocuğun yanına gittim ve ne çaldığına baktım. Evet kabul ediyorum şuan evim soyuluyordu ve ben anormal derecede sakindim.Kalemliği çalınca konuştum; "Yardım edeyim mi?" "Hayır. Teşekkürler, gerek yok." Dedi ve bana dönüp gül...