Tae benden hızlıca ayrılınca sendeledim. Arkama döndüğümde taeyle yaşıt bir çocuk sırıtıyordu. Daha sonra ona baktığımı fark edince bana göz kırptı."vay bu güzel şeyi nereden buldun?"
"seni görmek sik gibi hissettirdi yung"
"Hislerimiz karşılıklı taetae"
Taenin gerildiğini hissedebiliyordum.
"bir daha bana öyle seslenirsen seni herkesin içinde sikerim yung."
Yung sanki iltifat almışçasına sırıtışını daha da genişletti.
"ah hadi ama tae bunu ne kadar istediğimi sen de biliyorsun."
" gay olduğunu daha fazla belli edemezdin." dedi tae ve sırıttı.
"neyse buraya taşak geçmeye gelmedim. Sana peşimi bırakmanı söylemeye geldim."
Yung kahkaha atarak taeye yaklaştı.
"ciddi misin! Bu suratla karşımda duruyorsun ve peşini bırakmamı istiyorsun öyle mi?" (yavaş yürü be adam fmfjdkdkfk)
Dedi yung taeye yiyecekmiş gibi bakarken.
"asıl konunun bu olmadığını biliyorsun. Burada işim kalmadığını söylemiştim. Sözlerimi tekrarlamayı sevmem."
"Ah taehyung çok inatçısın! Aynı baban gibi."
Yungun cümlesi bitmeden tae tetiklenmiş gibi yungun yakasına yapıştı.
"bir daha ailem hakkında konuşursan se-"
"öldükleri için çok mutluy-"
Yung cümlesini tamamlayamadan tae yumruğunu yüzüne yapıştırdı. Olayların aniliğinden çığlık attım.
Tae yungu deli gibi yumrukluyordu. Daha fazla dayanamadım ve onu Durdurmaya çalıştım.
" taehyung dur nolur. Öldüreceksin!"
Bir yandan da kolundan çekerken birden alev saçan gözlerle bana döndü.
" sen karışma!"
Sesiyle titremeye başladım. Bağırmıyordu fakat bağırsa daha az korkardım.
" kızı niye buraya getirdin tae bak korkuyor."
Yung kanlar içinde hala sırıtıyordu.
"evde bıraksaydım da senin ellerine verseydim kızı değil mi piç kurusu."
"woaah! Tae çok zekisin."
Tae yunga tekrar yumruk atacaktı ki yungun cümlesiyle durdu.
"kızı alıp babasına götürürdüm ve kaçıranı ihbar ederdim. Mantıklı değil mi?"
Ne yani nereden biliyordu beni ve taeyi
"ne sikim saçmalıyorsun?"
"kızı kaçırdığını biliyorum tae kızın kim olduğunu da. Eğer buraya geri dönmezsen seni ihbar ederim."
Tae bunu beklemiyor olmalıydı ki sendeledi. Açıkçası ben de beklemiyordum.
Yung taeyi üzerinden itti. Tae ayağa kalktı.
" seçim senin ya aramıza dönersin ya da hapsi boylarsın. 3 haftan var. Ayrıca buraya gelirken kızı da getireceksin. Çok iyi yrmek yaptığını duydum."
Dedi yung. Bana öpücük atarak odadan çıktı. Tae hala orada dikiliyordu. Sanırım sıçmıştık.
**************************
Ben yemek yaparken tae de bilgisayarıyla uğraşıyordu. Olayların üstünden iki gün geçmişti. Bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. Onun hakkında hala endişeydim sonuçta onunla gelmeyi ben istemiştim ama o suçlu gibi duruyordu. Ve eğer o adam onu ihbar ederse.... Düşüncelerim beni boğarken birden taeye döndüm.
Gözlüklerinin ardından bilgisayar ekranına kilitlenmişti. Çok stresli gözüküyordu.
"taehyung"
Bilgisayara o kadar dalmıştı ki beni duymamıştı.
"hey taehyung!"
Bağırmamla irkildi ve bana döndü.
"neden bağırıyorsun?"
Ciddi görünümü beni korkuttu.
"b-beni duymadın da."
Tae sonunda olayın Farkına varmış gibi gözlüklerini çıkarıp gözlerini ovaladı.
"affedersin kafam biraz dolu da."
"benim yüzümden." dedim ve suçlulukla ona yaklaştım.
"saçmalama seninle alakası yok."
Yanındaki sandalyeye oturdum.
"oraya döneceksin değil mi? Seni ihbar etmesine izin vermeyeceksin."
"senin de gelmeni istedi mi cha. Seni oraya götüremem."
"taehyung benim için sorun değil bu olayı başına ben açtım. Ne gerekiyorsa onu yapacağım. Hem senin yanından ayrılmam."
"ama -"
"şşş lütfen. Konuyu kapatalım. Şu an çok streslisin."
Tae saçlarını karıştırarak ofladı.
"açıkçası biraz öyleyim."
Sırıtarak ayağa kalktım. Taeyi sandalyede arkasına iterek kucağına oturdum. Tae bana şaşkınca bakarken konuştum.
"stresini alabilirim."
Waaaaay yavaş gel kızım. Biliyorum biliyorum seneler oldu yazmayalı. Ama bu akıllı (ben) telefonunu değiştirdi ve wp şifresini unuttu xkckdjfjdk sonunda hatırladı neys bele işte
See you soon and.
U have been kissed babe;*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ladrón (Kim Taehyung)
FanfictionLadron= hırsız Yavaşça çocuğun yanına gittim ve ne çaldığına baktım. Evet kabul ediyorum şuan evim soyuluyordu ve ben anormal derecede sakindim.Kalemliği çalınca konuştum; "Yardım edeyim mi?" "Hayır. Teşekkürler, gerek yok." Dedi ve bana dönüp gül...