Ayaklarını kanepeye uzatmış ev arkadaşının çıkardığı gürültüye kulak asmamaya çalışıyordu. En sevdiği dizisi başlamıştı ve salak ev arkadaşı yüzünden izlediği hiçbir şeyden anlamıyordu. Elindeki cips dolu kaseyi kafasına geçirmemek için kendini zor tutuyordu. Sabrını sınamaya başlamıştı artık. Beraber eve çıkalı 2 yıl olmuştu ama ev kurallarını hala anlamak bilmiyordu tavşana benzeyen. Tabii bu da civciv suratlıyı sinirlendiriyordu. Civciv suratlı derken sarışın kabarık saçları minik burnu, dolgun dudakları ve küçük gözleri ile gerçekten bir civcivi benziyordu ve bu çok sevimliydi. Ama Jimin kendisine bu lakabın takılmasından hiç hoşlanmıyordu, çocuk yerine koyulmak sinirimi bozuyordu. Ufak bedenini olduğu için herkes ona yeni doğmuş bir bebekmiş gibi davranıyordu. Ah bir de minik elleri vardı tabii işin içinde. Kısa ve tombul parmakları onu yenilesi yapıyordu. Öte yandan Jungkook'un tavşana benzeyen tatlı bir suratı vardı. Diğer yandan uzun boya ve geniş omuzlara sahipti. Dar ve sıkı kalçaları ve yapılı vücudu ile herkesin sahip olmak isteyeceği türden bir sevgiliydi. İstisnalar dışında tabi. Gece kulüplerine gittiğinde onunla hareketli bir gece geçirmek isteyen çok olurdu. Ama o kendine bir sınır koymuştu. Dokunacağı ilk beden aşık olduğu kişiye ait olacaktı. Bedeninde tek ona ait izler olacaktı. Jungkook bu zamana kadar kimseye aşık olmamıştı. Gördüğü an kalbini hızlandıracak kişiyle karşılaşmamıştı henüz. Jimin ise lise zamanından kalma bir aşkın izin taşıyordu hala kalbinde. Ondan sonra kimseye aşık olmamıştı. Olamazdı kimseyi onun yerine koyamazdı. Onunla yaşadığı ilk ve özel anları bir başkasıyla yaşayarak onun anısını silemezdi. O şu an nerede kiminle ne yapıyordu bilmiyordu. Ve en önemlisi tekrar aşık oldu mu? Bu düşünce bile kalbinin sıkışmasına yetiyordu küçük olanın. O kendisinden kilometrelerce uzaktaydı ve bir daha karşılaşamıycaklarını biliyordu.
Buna rağmen Onu sevmekten vazgeçmiyordu vazgeçmeyecekti de. Gece yattığı zaman düşünüyordu onu. Müptelası olduğu dudaklarını başkaları öpüyor muydu? O zamanlar cılız olan bedeni gelişmiş miydi? Yatmadan önce kendisine telefonda konuşurken şarkı söyleyen aşık olduğu sesi bir başkalarını da uyutuyor muydu?
Jungkook'dan gelen sesler durmayı bilmeyince sinirli eline tencere ve bir metal kaşık aldı. Doğruca onun odasına koyuldu oyuna kadar dalmıştı ki kendisini fark etmeyeceğini biliyordu. Yine de sessiz olmaya Özen göstererek arkasından yaklaştı ve tencereyi başının dibine yanaştırıp kaşığı hızlıca geçirdi çıkan gürültüyle Jungkook Korku ile münasebetsiz şeyler söyleyerek yerinden fırladı. Başını çevirdiğinde kendisine Çatık kaşlarla bakan ve elinde tencere kaşık tutan bir jimin'le karşılaşmayı beklemiyordu.
"Neydi şimdi bu! Hay sikeyim puanlarım gitti!"
"Bu tencerenin kafanda parçalanmadığına dua et!"
"Yine ne bok yedim ya?!"
"2 yıldır birlikte yaşıyoruz hala öğrenemedin şu zımbırtının sesini kısmayı!" Dedi bilgisayarı işaret ederek. Bunun üzerine duraksardı Jungkook. "Sende televizyonun sesini kısmıyorsun oyun oynayamıyorum!"
"Çünkü şu zımbırtının sesi içeri kadar geliyor ve duyamıyorum at kafası!" Jungkook ona numaradan kınayan bakışlar attı. "Çok ayıp ufaklık." Küçük olan sinirle homurdanıp kaşıkla burnuna vurmak üzere harekete geçince Jungkook geri çekildi.
"Karşı dairemize yeni birileri taşınıyormuş yarın. Merhaba diyelim bir."
"Öyle mi? Kim?" Diye sorduğunda küçük olan bunu öğrendiği zaman kalbinde yıllar sonra nasıl bir sarsıntı olacağından habersizdi.
"Bilmiyorum. Bizim gibi üniversite öğrencileri herhalde."
''Bay Lee Hyunsuk öğrenciye ev kiralamayacağını söyleyip duruyordu.''
''Onun en çok neyi sevdiğini biliyorsun dimi?'' Bunun üzerine başını iki yana sallayarak bilmediğini ifade etti. Jungkook göz devirir baş ve işaret parmağını birbirine sürttü ''Para Jimin-shii parayı seviyor.''
Evet Bay Lee Hyunsuk parayı severdi. Ama neden ona verecekleri parayı daha iyi bir evde yaşamak için kullanmadıkları Jimin'i düşündürmüştü. Sonuçta para kendinden çıkmıyordu bu yüzden düşünmeyi bıraktı.
''Şu zımbırtının sesini açayım deme yatıyorum ben.''
''Sütünü içmeden yatma Jiminnie~~'' Göz devirip odadan çıktı ve odasına gidip tek kişilik yatağına yayıldı. Komidinin üzerinde duran okuma kitabını alıp içindeki fotoğrafı çıkarıp dudaklarını hala aşık olduğu bedenin yüzüne bastırırken birkaç göz yaşı dökmüştü. Ondan geriye sadece resimleri kalmıştı. Bir de anıları. Ses tonu ise... hala hafızasındaydı işte. Resmi son kez öpüp geri kitabın arasına koydu. Ardından kitap komidindeki yerini almıştı. Gözlerini kapayıp kendini derin bir uykuya bıraktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhabalar herkesee düzenlemenin önceki hali ile hiçbir alakası yok belirtmek istedim. İlginiz için teşekkür ederim sizi seviyorum <3
