Şimdi ortamda ölüm sessizliği vardı her an her şey bozulabilirdi. Herkes birbirine bakıyor ve şimdi olacaklara karşı siperini alıyordu. Kalplere kadar işlenmiş bu sessizlik insanı derinden titretiyordu. Oyun başlamıştı. Ve kartlar dağıtıldı.
Birkaç dakika öylece baktıktan sonra
-Ulaş seni çok merak ettim. Ne yaptın sen?
Gelen Sedaydı polis onu tutmaya çalışırken beni görünce daha da hiddetlenip buraya gelmişti. Şu an onu yolabilirdim ama karakoldaydık ve içeri alınmam pek hoş olmazdı.-İyiyim seda Sağol fazla durma burada evine git.
-Evet seda evine git. Zaten saatte baya Geç olmuş.
-buraya böylece giremezsiniz.Polis bir anda gelip sedayı da içeri aldı. Tahmin etmeliydim. Yılan gece boyunca burda kalmak için kendini içeri attırmıştı. Şimdi gel de yolma bunun gibisini. Seda içeri girerken bana bakıp sırıtıyordu bu resmen kışkırtmaydı. Çok pis ayar olmuştum. Ama çare yoktu. Ulaşa dönüp
-Bilerek yaptı yılan.
-noldu kıskandın mı?O kadar güzel gülmüştü ki bunu söylerken yanaklarım kızarmıştı.
-hayırlı niye kıskanayım ki hem ayrıca neyini kıskanıcam içeri girmesini mi.
-Ben bilmem neyse hadi artık git sende yarın Trabzona uçucaz dinlen. Gelir alırım seni.
-tamam ben gidiyorum ama şimdilik o kızla da konuşma bence tahtası eksik biraz
-Emrin olur Çimen gözlüm.Ne güzel diyordu öyle. İçime akıyordu söyledikleri ama muhteşem bir sahnenin arasına giren saçma ve uzun reklamlar gibi girdi araya seda
-Ayy başımı şişirdin İrem hani gidiyordun sen?
Ulaşla ikimiz göz göze geldik bana boşver hadi git dercesine baktı bende laflarımı yuttum ama tabi ki de şimdilik bende iremsem o lafları ona sokardım sadece biraz beklemesi gerekecek o kadar.
...
Sabah olmuştu ben saati 06.00 a ayarlamıştım çünkü bavulumu toplayıp ulaşın evine oradan kahvaltı yapıp birlikte havaalanına gidecektik.
Hava sabahları daha soğuk olduğu için daha kalın bir kazak tercih ettim ve ona uygun bir de etek şimdi hazırdım. Ulaşın evini bilmiyordum ama menejerinden öğrenebilirdim. İlk tanıştığımız gün numarasını bana vermişti. Aradım ve bana çokta uzak olmadığını öğrendim. Hemen gittim ulaş hazırlanmış beni bekliyordu. Arabaya binip şarkı açtık. Kahvaltı yerine vardıktan sonra güzel ve rahat bir şekilde kahvaltıyı da yaptıktan sonra havaalanına vardık.Oraya gittiğimizde neredeyse herkes gelmişti birkaç kişiyi bekliyorduk. Öykü abla beni görür görmez kartal gibi kapıp köşeye çekti. Bu duruma kimse anlam verememişti. Ama fazla da aldırış etmeden devam ettiler ben öykü ablaya döndüğümde korku filminden bir sahneyi andırıyordu. Başladı konuşmaya
-kız öyle seni alıp gitti bir daha da aramadın hani biz bu seda için plan yapmıştık ona uygulayacaktık nerdesin sen ya nerdesin?
-Abla öncelikle bir sakin ol başımıza neler geldi neler biz ulaşla barıştık sonra akşam eğlenmeye çıktık sonra Ulaşı polisler götürüp içeri attı sonra da bu seda yılanı bilerek kendini içeri attırdı yaEn sade haliyle anlatmıştım ama bu bile öykü ablayı aşmıştı.
-kız biz bence sizin yaşadıklarınızı çekelim 6 bölümlük mini dizi yaşamışsınız bir günde hele o yılanı elime bir geçirirsem var ya.
Öykü sedaya beddua ederken ulaşın yanına gelen o yılanı gördüm nasıl gelmişti bu ya diye düşünürken
-Nereye daldın yine İrem çabuk plan yapmalıyız o yılan dersini almalı
-bunu bugünde yapabilirsin abla çünkü seda burda
-ney burda mı buldum gel benle İrem çabuk çabuk bavulunu buraya bırak hadi hadi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK
ChickLitKalplerin mazisi birbiri için yazılmış yürekler kenetlenmiş gözler ayrılmama yemini etmişti sanki o an bunların hepsi onlara aitti. Gökyüzü onların deniz onların yer onlarındı ve sonunda sonsuzluk mu yoksa ayrılık mı olduğu belli değildi ama o tünel...