Şimdi kurudu gözlerimdeki yaş, yüzümde somurtmanın hediye ettiği şahane (!)çizgiler yerine tebessümüm var. Burnumda hasretin kokusu değil sevdiğimin kokusu var.
Ben bunları teker teker kalbime ve aklıma kaydederken bana okyanusun o muhteşem sesi, güneşin kavurucu sayılmayacak ışınları, meltemin derinden ama tatlı tatlı dokunuşları, oturduğum yassılaşmış huş gövdesinden fazla uzakta olmayan bungalov ve bir çift GÖZ eşlik ediyor.
G: ee abla seni arıyordu biri. Sonra sen sustun kaldın. Devam et çok merak ettim. Yemekler hazır olmadan.
İ: anlatıcam gamze sakin ol. Bi soluklanayım. İki yere birden geçirmek zor bu anlattıklarımı hem sana hemde bilgisayara geçiriyorum. Neyse nerde kalmıştım ben.
Siz şu an ne yaptığımı ve bu" Gamze'nin" kim olduğunu merak ediyorsunuz onun gibi sakin. Ben teker teker anlatıcam ama önce o karanlık günlere geri dönüş yapmak zorundayım. Aksine hiç istemem ya!
3 SENE ÖNCE (CEHENNEM GİBİ OLAN 3 SENE)
Bu oydu...
Barkın şu anda karşımdaydı. Ama onu görmeme sevinsem mi yoksa kızsam mı diye bi ikileme düşmedim değil. Peki Ulaş bu tehditlerin adamını nerden tanıyordu ki.
G: abla pardon bölüyorum da bu barkın kişisi kim ve neden ona tehditlerin adamı dedin?
İ: barkın ve Burak Çalışkan. Kardeşler. Hani şu tepeye giderken eşyaları almak için durmuştum. Ulaşta kıskanmıştı. İşte o Burak.
G: tamam abla tamam da ben sorumun cevabını alsam.
İ: barkın ve Burak çok iyi insanlardı yani ben öyle sanıyodum. Kanka olmuştuk resmen baya iyiydik. Sonra nasıl olduysa biz bi tekne turu yapıyorduk kiralamıştık. Meğerse bu Burak takıntılıymış. İşte daha önce rol aldığım partnerlerime falan ters ters bakıyordu. Ben bilmeden beni sahiplenmiş resmen. Bu duruma acayip gıcık oldum. Bunun abisi de barkın yani beni kurtarmak için benle anlaşma falan yapmak istedi teknede ama bu anlaşma değil tehdit bütünüydü. O tekneden indikten sonra her şeyi değiştirdim. Ailemi falan yurt dışına gönderdim. 3 ay sonra bambaşka biri olmuştum. Sonra dizi başlamadan önce bu dediğim tepeyi keşfetmiştim. Tam oradan dönerken bi mekana girdim. Bir şeyler almak için. Keşke girmeseydim. İçimden kendime iyi bir sövdüm. Çünkü Burağın mekanıymış. Ama görmen lazım. Çok değişmiş. Oturduk konuştuk. Aslında herseyin göründüğü gibi olmadığını neler olduğunu anlattı. O bitirdikten sonra sarıldım. Kanser olmuş. Tedavi görmeye başlamış. Hep destek oldum. Şaşırmamıştım. O gerçekten eski Burak değildi. Ya da benim zannettiğim Burak değildi. Birgün kemoterapi gördükten sonra mekanına gittik. Böyle şakalaşıyoruz falan. Kapısında büyükçe bir çelenk beyaz güllerden yapılmış. Aralarda da Burakla benim fotoğraflarım kim yapmış diye düşünürken Burak aklına bi şey gelmiş gibi irkilip gözlerini pörtletti. Bana hızla dönüp kollarımdan tutup konuşmaya başladı.
B: irem gitmelisin burdan. Seni buldu. Tehditlerin adamı bizi buldu. Git ve gelme.
İ:bizi bulması imkansız yoksa sen mi söyledin. Sana inanamıyorum.
B: ben bir şey söylemedim. Hadi bak git burdan tamam mı beni buldu canımı yakacak. Sen sevdiğin adamın yanına git. Barkın seni bulursa Trabzon savaş alanına döner. O eskisinden de güçlü lütfen.
G: şerefsiz barkın. Burağa noldu. İyileşti mi?
İ: Ben hışımla çıkıp taksiye bindim. Ondan sonra 5 ay görüşmedik. Ama çok merak ettim. Tabi o sırada olanları biliyorsun. Böyle böyle düşünürken aklıma bi fikir geldi. Ben gidemiyordum. Ama başkası benim yerime gidip buraktan telefon numarasını alabilirdi. Setten birilerini gönderip numarayı aldım. Konuşmaya başladık. Ama bu konuşmaları olduğunca gizli yapmaya çalıştım. En son tamamen gittiğini öğrenince derin bir oh çekip hemen yanına gittim. Daha sonrada ulaşla. Burak fena görünmüyordu o zamanlar şimdi daha iyidir sonuçta Bora bora'da bi Otel açtı. Ve orda çok mutlu karısıyla.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK
ChickLitKalplerin mazisi birbiri için yazılmış yürekler kenetlenmiş gözler ayrılmama yemini etmişti sanki o an bunların hepsi onlara aitti. Gökyüzü onların deniz onların yer onlarındı ve sonunda sonsuzluk mu yoksa ayrılık mı olduğu belli değildi ama o tünel...