İçimizdeki o telaş ve endişe duygusu sevdiğiniz biri için tarifi olmaz bir şekilde en hızlı ve öfkeli duygularla geliyorsa o zaman umudunuz ne kadar güçlü anlarsınız...
Kapıyı bir de açtı ne göreyim!
Karşımda bir kadın duruyordu. Yüzünde belirsizlik içinde hapsolmuş bir yorgunluk o an hiçbir şeyi umursamadan içeri girdim. İçerde ulaşı yatakta bulacağımı biliyordum. Ama ne söyleyeceğimi ya da nasıl bir surat ifadesi taşıyacağımı ben bile bilmiyordum. Gördüğüm manzara karşısında yüzümün patlıcan gibi göründüğünü biliyordum. Hayatımda bu kadar utanıp sıkılmamıştım.
Karşımda yani yatakta hiç tanımadığım adam yorgana sarılmış o bana ben ona bakıyordum. İçimden bütün duaları okumuştum ölsemde bu utanç anı unutamam. Birkaç dakika öylece baktık ve ben tam Özür dileyecekken kadın benim saçımdan tutmaya başladı.
K: sen ne hakla odaya girersin. Şimdi ben seni yolmaz mıyım He.
Kadın beni çekiştirirken Furkan birden odaya daldı.
F:İrem nerde kal-
Daha sözünü bitirmeden arkasını dönüp mirildanmaya başladı
F:İrem sakın bana Ulaşta burda deme. İrem noluyo hanımefendi bırakın.
Furkan üstün başarısı sayesinde kadını üstümden aldı. Bende kendime çeki düzen verdikten sonra konuşmaya başladım
İ :bakın gerçekten Özür dilerim bizim arkadaşımız burada kalıyordu. Bende o hala burada kalıyo diye geldik hanimefendiyi de kapıda görünce bir anda daldım.
Kadın üstünü düzleterek
-sorabilirdiniz hanımefendi galiba sevgilinizdi. Bir anda daldığınıza göre.
-sevgilim falan değil neyse tekrardan Özür dilerim biz artık gidelim.
Odadan hemen çıktım utanaçlığım geçmişti giderken umudum iyiden iyiye tükenmişti furkanda pis pis sırıtıyordu.
İ : ne sıritiyorsun Furkan ya komik mi
F:valla büyük eğlence kaçırmışım haklısın komik değil
Bende kendimi tutamadan güldüm. Galiba gülmem işe yaramıştı. İlk gün ulaşın menejerinin telefon numarasını aldığımı hatırladım. Durdum ve acele acele telefondan aradım.
-Alo ben İrem Ulaş nerde biliyor musun
-Ulaş Bey 11 uçağıyla istanbula oradan da yurtdışına gidecek neden sordunuz Teşekkür ederim sonra söylerim.Telefonu suratına kapatmıştım ama napabilirdim. Furkanin kolundan tuttuğum gibi koşmaya başladım asansör bekleyecek vaktim yoktu bir yandan furkanı sürüklerken bir yandan da saate bakıyordum. Tam 45 dakika vardı. Daha hızlı olmalıydık. Ben hızımı artırırken Furkan konuşmaya çalıştı.
F:İrem noldu kıyamet mi kopcak
İ:ulaşın yerini buldum hemen havaalanına gitmeliyiz tam 43 dakika kaldı hızlı olmalıyız.
Aşağı indiğimizde valeye daha oraya varmadan getirmesini söyledik. Biz koşarken herkes bize bakıyordu ne oluyo diye biz tam kapıdan çıkarken öykü abla sinan abiyle arabanın önüne geldiler
Ö:bizsiz mi ulaşı almaya gidiyorsunuz darılırım. Hayde yengem 40 dakikamız kaldı.
Öykü ablaya bunu nereden ögrendiğini sonra soracaktım. Yangın varmış gibi bir acelemiz vardı. O kadar hızlı kullanıyordu ki sinan abi polis olmadığı için şanslıydık öykü abla da gaz üstüne gaz veriyordu. Kendimi Ralli de hissetmiştim. 15 dakika içinde havaalanına vardık ani frenle sinan abi zor durdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK
ChickLitKalplerin mazisi birbiri için yazılmış yürekler kenetlenmiş gözler ayrılmama yemini etmişti sanki o an bunların hepsi onlara aitti. Gökyüzü onların deniz onların yer onlarındı ve sonunda sonsuzluk mu yoksa ayrılık mı olduğu belli değildi ama o tünel...