Tokat izi

282 14 0
                                    

Sinirle sahile gidiyordum.

-Neissa bi dakika bekle lütfen!

Hayır beklemicektim.Sözünde durmamış ona olan güvenimi boşa çıkarmıştı.Ben ona güvenmiştim,nasıl ona inanabilmiştim.O benim ona olan güvenimi yıkmıştı.

-Nerissa beni bi dinlesen..

En sonunda sabrım taştı.Öfkemi kontrol etmeye çalıştım.

-Nesini dinlicem be.

-Bak sen yanlış anladın.

-Bak ben nasıl anladım.Sen bana kimseye söylemicem demiştin ve eğer RİSKLİ bir durum olyrsa birlikte söylicektin ama ne riskli bir durum vardı ne de bana söyledin.

-Hayır lütfen böyle yapma bi dinlesen.

-Ne dinlicem ya Nico bana söyle sözünü tuttun mu,tutmadın mı?

-Tutmadım ama nedenini biliyor musun?

-Hayır ve merak dahi etmiyorum..Eğer sevgilin seni aldatırsa ve bir nedeni var deseydi sen onu dinlemezdin.Bu da aynı şey söz sözdür.

-1.si benim sevgilim yok 2.si nedeni önemli ama...

-Umrumda değil dedim git başımdan.

-Bana güven lütfen.

Bunu der demez çocuğun suratına tokadı patlattım.Bi daha olsa yine yaparım.

-Bi daha bana güven deme hatta bence adımı bile anma sen.

Bi eli tokat attığım yerde (izi çıkmıştı) bana şaşkın şaşkın bakıyordu.

-Sen sözünü tutmadın ben,  o gün ne Egeye nede Tysona güvendim zorunluluktan değildi sana bunu unutturabilirdim ama ben sana güvenebilceğimi sanmıştım,çok yanılmışım.

Sonra arkamı döndüm ve yürüdüm çünkü ağladığımı görmesini istemiyordum.Bana seslenmedi ya da peşiden gelmedi sanırım arkamdan baktı sadece.Uzun bir süre yürüdüm.Sonra sahilin kenarına oturdum.Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım.Dizlerimi göğsüme çektim ve sesizce ağlamaya başladım.

-Ağlamamalısın.

Gelen Percydi.Geldi ve yanıma oturdu.Uzun bir süre aya baktık.

-Doğru mu?

-Evet.

-Bu tuhaf.

-Dünya tuhaf.

-Poseidon mu söyledi?

-Evet.

-Endişeli misin?

Ona baktım.

-Hayır,ben başımın çaresine bakarım.

-Bazen yardım almak iyidir.

-Ya ne demezsin ama ben onu denedim zaten almıyım saol.

-O senin için endişelendi.

-Ya tabi.

-Ne yapabileceğini bilemedi sana yardım etmek istedi.

-Daima 2. bir yol vardır.Mesela bunu bana bırakabilirdi.

-Bırakırsa sana bi şey olmasından korktu.

-Neden beni umursuyo ben bunu istemedim sadece ne olduğunu anlamam için biraz zaman istedim.Bende korktum Percy ama korkuyorsa benimde ona güvendiğim gibi güvenip sırrımızı tutabilirdi.

-Senin için endişelendi.

-Bu ona sözünü tutması için sebep vermez.Ya sanada böyle olsaydı ve Anabeth veya Tyson sözünü tutmasaydı ne hissederdin?

-Sanırım ihanete uğramış.

-Evet Percy.Güven camdan bir köprü yapmak gibidir yapımı zordur ve sabır ve emek ister.Ama yıkılması için tek bir süözcük gibi bir darbe yeter ve eskisi gibi olması nerdeyse imkansızdı.Ne yaparsa yapsın içinde küçücükte olsa şüphe tohumu bırakır.

Sadece başını salladı.Bana sonsuzluk gibi gelen bir andan sonra

-O sana aşık hemde deliler gibi.

-Yapmaya bende zaten İngiltere kraliçesinin kızıyım.

-Ben ciddiyim.

-Bende.

-Onu daha önce ablası hariç kimse için bu kadar endişelenmiş gözükmedi.Dünyanın sonu geldiğinde bile bu kadar korkmadı.Kimseyi bu kadar önemsemedi.

-Eğer dediğn gibi olsaydı sözünde dururdu.

-Bi de o var.Sanırım neler olacağını yarın görücez.

Başımla onayladım.Sonra

-Bana abi dmeni dercih edrim.

Ve kolun omzuma attı abi edasıyla.Başımı iki yana salladım.

-Elbette abi.

Buna karşılık kahkaha patlattı.Bende dayanamadım gülmeye başladım.Terapi gibiydi.Ardında kulübeye dirdik.Tyson içeride uyuyordu.Bİ bana bi de tek kişilik yatağa baktı.

-Şaka mı bu sen tek kişilik taıyorsun.Sen hiç Tysonun altında yatmak nasıl biliyor musun sanki her an ranza çökcekmiş gibi olur ve uyuyamazsın.Bu hiç adil değil.

-Dünya adil değil abi.

Sonra gene beraber kahkahalara boğulduk.Sonrada yattık.Rüyamda Poseidonu gördüm.

-Meraba.

-Meraba,bana soruların var gailba.

-Evet ve-

-Hayır ben bunları cevaplayamam,hiç birimiz cevaplayamayız.

-Neden?

-Sadece bir soruyu cevaplarım.Ailen.

-Evet?

-Onlar aslında gerçek ailen değil.

-Peki annem kim?

-Ben bunu söylemicem ama cevap Melez Kampına tavan arasında.

-Annem nasıl biri?

-Oooo... Çok iyi biri.

-Yani hala hayatta mı?

-Bilmiyorum.Üzgünüm gitmeliyim iyi şanslar.

Ne hayır gene elim boştu.Uyandığımda saat daha 7'diydi.Sinirle ayağa kalktım.Gidip duş aldım ve Melez kampı yazan t-shirt ve kotumu giydim.Sonrada sahile indim.Clarise vardı.

-Naber.

-İdare eder işte.

-Bugün birlikte antreman yapalım mı?

-Elbette.

-Kahvaltı sonrası gölü kıyısında ve kendine kılıç bul.

-Benim kılıcım var.

-Nerede?

Aurayı açtım.

-Vay anasını bunu nerden buldun?

-Poseidon verdi Tyson yapmış.

Açıkçası kılıcımı çalmasından korkuyordum.

-Vay Poseidonun çocuğu olmak varmış en harika kılıçlar onların.Neyse görüşürüz kanka

-Görüşürüz sana da.

Bunlar cidden acayipti.Sonra yemek vaktinin geldiğini anlatan boru duyuldu.Bende kahvaltıya gittim.Nico başını önüne eğmiş yameğini didikliyordu ve suratında hafif pembe bir el izi vaedı.O an yüreğim kopmuş gibi hissettim bu histen kurtulmak için başımı iki yana salladım.Sonraki yemek gayet sıradandı.Yemek sonrası Clarissenin yanına gitmak için göle doğru ilerledim.Beni bekliyordu.

Sonsuza KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin