üç| birileri yalan olur, birileri yanan

615 62 8
                                    

Bölüm Şarkısı: Bob Marley - Redemption Song

| Birileri yalan olur, birileri yanan.

18 Nisan 1841

Annesi öleli daha iki ay ancak olmuştu. Yoongi, düğüm düğüm boğazı, yaralı kalbiyle baş etmeyi henüz öğrenememişti. Sarayda bir ruh gibi dolaşıyor, kendisini bir türlü ait hissedemiyordu hiçbir yere. Bu saraydan gitmek için gün sayıyordu. Babasını çok uzun yıllar önce kaybetmişti ve annesini de kaybedince darmadağın olmuştu. Gidecek bir yeri yoktu. Ne yapacağını da bilmiyordu fakat bu saraydan bir an önce gitmeliydi. Annesi yokken burası cehennemdi.

Bu yüzden annesinin nadiren de olsa bahsettiği teyzesine bir mektup yazmıştı bir ay önce. Eline ulaşmış mıydı onu bile bilmiyordu. Teyzesi hakkında yalnızca adını ve adresini biliyordu. Her geçen gün daha da umutsuzluğa düşerek bekliyordu teyzesinin cevabını.

O gün, içindeki sıkıntıyla uyanmış ve ilk işi adına bir mektup gelip gelmediğini kontrol etmek olmuştu. Ardından ise yine eli bomboş geri dönmüştü annesiyle beraber kaldığı odaya. Gün boyunca odasından çıkmamış, kara kara ne yapacağını düşünmüştü. Akşam yemeğine bile katılmamış, Hizmetkar Cha'dan yine azarını işitmişti.

Daha sonra Yoongi'nin sadık dostu Jimin yanına gelmişti. Diğer günler aksine bugün daha bir telaşlı ve endişeli olan Jimin, odaya girer girmez bağırmaya başlamıştı.

"Yoongi, buradan gitmen gerekiyor!" Yoongi, nefes nefese kalmış çocuğa şaşkınca bakmıştı. Jimin, telaşla diğerinin dolabına yönelirken tekrar konuşmuştu. "Hemen, şimdi buradan gitmen gerekiyor. Yanına birkaç parça eşya alsan yeter, hemen çıkmalısın buradan."

"Ne oluyor, Jimin?" Yoongi telaşla oradan oraya koşturan çocuğa yaklaşıp kollarından tutmuştu. Fakat Jimin hareket etmeyi bir türlü kesmedi. "Jimin, Tanrı aşkına biraz dur. Ne bu hal?"

"Yoongi," Jimin çaresizce konuşmuş ve eski yatağa oturmuştu yavaşça. "Gitmelisin."

"Jimin, nereye gideceğim, neden gideceğim? Neler oluyor?"

"Kral," dedi Jimin. "Kral geliyor."

Yoongi Kral'ı pek çok kez görmüştü. Güçlü bir duruşu, acımasız bir suratı vardı. Annesi ve kendisini saraydan atmamış, açta açıkta bırakmamıştı fakat yaptığı kötülükler herkesin dilindeydi. Halk, ondan korkardı ve karşı gelemezdi. Şüphesiz Kral, Yoongi'nin de tüylerini ürpertiyordu.

"Ne? Nereye geliyor?" Yoongi arkadaşına şaşkınca baktı. Çocuğun elleri ve dudakları titriyordu. Dehşete düşmüş gibi siyaha bürünmüştü gözleri. Yoongi, çocuğu daha önce böyle görmediğine yemin edebilirdi.

"Yoongi, yalvarırım soru sorma. Bir an önce gitmen gerekiyor. Zamanı gelince her şeyi öğreneceksin." Jimin tekrar yerinden kalktı ve odanın kenarındaki dolabı talan etmeye devam etti. "Bir arkadaşıma haber verdim, bir saate gelip alacak seni. Bir süre onun yanında kalırsın. Daha sonra ben bir şekilde ikimiz için kalacak bir yer bulacağım."

"Jimin, neler olduğunu söyle bana. Hiçbir şey anlamıyorum bu söylediklerinden."

Fakat Jimin onu duymamış gibi işine devam etmiş ve küçük bez torbaya birkaç kıyafeti sıkıştırmıştı. "Bunlar seni bir süre idare eder. Geride kalan eşyalarını merak etme, ben bir yolunu bulup yollayacağım sana. Zaten fırsat bulduğum her an yanına geleceğim." Jimin torbayı Yoongi'nin eline tutuşturup askılıktan siyah pelerini almış ve Yoongi'nin etrafına sarmıştı.

kral'ın adamları | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin