"Bir şey mi arıyordun güzelim?"
Yazarın Ağzından
Onun sesini duyması ile yerinde çakılı kalmıştı genç adam. Arkasına dönüp onun yüzüne bakmayı bile düşünemedi. Gökte ararken yerde bulmuştu onu. Genç adam, onun arkasına dönemeyeceğini hatta dönmeyeceğini anladığında ellerini onun beline yerleştirdi ve kendisine çevirdi.
Jungkook arkasına döndüğünde daha doğrusu döndürüldüğünde onunla göz göze geldi. Hemen ağzını açıp zar zor konuşmaya başladı.
"Şe-şey be-ben yanlış odaya gelmişim, özür dilerim."
Hızlıca genç adamın belindeki ellerinden kurtulup kapıya doğru ilerledi. Bileğinden tutulduğun da kapıya ulaşamadan tekrar onunla göz göze gelmek zorunda kalmıştı.
"Sana bir soru sordum."
Jungkook cevap vermeden tekrar arkasına dönmeye çalışmıştı ancak bileği daha sıkı tutulduğunda vazgeçmişti. Derin bir nefes alıp verdi. Tekrardan kekelememeye dikkat ederek konuşmaya başladı.
"Bak... yanlış odaya gelmişim tamam mı? Belli ki sende yanlış odadasın. Sahibi gelmeden çıksak iyi olur."
Genç adam, histerik bir kahkaha attı Jungkook'un cevabına karşılık olarak.
"Gerizekalısın Jeon Jungkook. Hemde olması gerekenden daha fazla."
Jungkook heyecanla çarpan kalbini sakinleştirmek için gözlerini kapatmış derin derin nefesler alıyordu. Onu fazlasıyla özlemişti. Bu yüzden kalbi 4 kat daha hızlı atıyordu. Dikkatle dinleyen biri dışarıdan kalbinin sesini duyabilirdi. O sakinleşmeye çalışırken tekrar konuşmaya başladı genç adam. O konuşmasıyla yeniden gözlerini açtı, şimdi biraz daha yakındı ona. Anlaşılan gözlerini kapattığında ona daha çok yaklaşmıştı.
"Burası benim odam ve eğer hâlâ anlamadıysan diye diyorum..."
Dudaklarını yavaşça yalayıp duvarda asılı olan resmi gösterdi Jungkook'a.
"O da senin resmin. Özledikçe gerçeğine bakamadığım için ona bakıyorum."
Jungkook, genç adamdan gelen hafif bir alkol kokusunu almıştı. 'Anlaşılan sarhoştu. Bu yüzden de saçmalıyordu. Yoksa neden benim resmimi assın üstüne üstlük neden beni özlesin ki?' diye düşündü. Evet, kesinlikle genç adamın dediği kadar gerizekalıydı o.
"Bak sarhoşsun anlaşılan bırakta gideyim buradan, sen istiyorsan kalabilirsin."
Genç adam tekrar dalga geçermişçesine güldü ve Jungkook'a biraz daha yaklaştı aralarında santimetreler kalmıştı.
"Evet sarhoşum. Ancak siktiğimin aşkın yüzünden sarhoşum Jeon Jungkook ve sen bunu göremeyecek kadar gerizekalısın."
Jungkook kala kalmıştı. İmkansız geliyordu ona söyledikleri. Biraz durduktan sonra kaşlarını çatıp elini hızla çekti. Elini kurtarır kurtarmaz odadan çıkmak için kapıya ilerlemeye başladı. Onun odadan çıkacağını anladığın da ona yetişti.
Genç adamı hızla kendisi ile kapının arasına aldı. Yavaşça kulağına yaklaşıp derin bir nefes aldı ve kulağının arkasına yavaşça nefesini bıraktı. Genç adamın bütün vücudunu titretecek bir sesle fısıldadı.
"Sonunda..." derin bir yutkunma sesi yankılandı boş odadan. Ardından devam etti.
"Sonunda benimsin Jeon Jungkook."
Kafasını yavaşça kaldırıp Jungkook'un alnına alnına yasladı. Ardından Jungkook konuşmaya başladı.
"Sikeyim ciddisin sen."
Genç adam gülümsedi.
"Sonunda güzelim. Sonunda, anladın. Seni çok seviyorum Jeon Jungkook. Hemde tahmin edemeyeceğin kadar çok."
Jungkook, genç adama inanmıştı. Sonunda onunda onu sevdiğini söylemek için ağzını açtığı anda bir çift silah sesi tüm binayı doldurmuştu. Ardından ise çığlık sesleri...
Veee kestiğğğk. Ehem ehem evet efenim diğer bölüm final. Onu da şimdi yazacağım ve yarın atacağım umarım beğenmişsinizdir. Kendinize dikkat edin♡ Yıldızcığa basıp oy verip, yorum atarsanız fazlasıyla mutlu olurum ^-^. Size bir zamanlar herkesin fandoma girdiğinde ilk shipi olan JiKook ile veda ediyorum efenim. Hoşçakalın♡♡♡.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Mine ~TaeKook~
FanfictionGenç adamı hızla kendisi ile kapının arasına aldı. Yavaşça kulağına yaklaşıp derin bir nefes aldı ve kulağının arkasına yavaşça nefesini bıraktı. Genç adamın bütün vücudunu titretecek bir sesle fısıldadı. "Sonunda..." derin bir yutkunma sesi yankıla...