Bölümü 2NE1~ Goodbye ve BTS~ Let Go ile yazdım. Size birisini üste birisini alta bırakıyorum. Biri bittiğinde birini dinleyin. Özellikle, Goodbye yoğun anlamlar taşıyan bir şarkı. Her neyse iyi okumalar♡
Jungkook göz yaşlarını silip son kez mezarlığa baktı. Mezar, gözlerinin açısına tekrar girdiğinde yine gözyaşlarına hakim olamamış ve ağlamaya başlamıştı. Ellerini toprağa koyup kafasını ellerinin üstüne yerleşti ve saatlerce ağlamaya devam etti. Onu kaybedeli 3 yıl olmuştu. Ancak hâlâ daha dün gibiydi.
Ona, onu sevdiğini söylemişti Taehyung. Jungkook'ta sonunda ona açılacakken silah sesi, ardından çığlıklar duyulmuştu tüm binada. Taehyung küfür edip hızla Jungkook'tan ayrılmış ve odadan çıkmıştı.
O gece alt katta bir takım sorunlar çıktığı için taraflar birbirleriyle kavga ediyordu. Sonunda tartışma büyüyüp silahlar ile devam edilmişti. Kavga 2. kata hatta 3. kata kadar taşınmıştı.
Taehyung Jongin'e yardım etmek için eline geçen ilk silahla o da kavgaya dahil olmuştu. Kavganın sonlarına doğru Taehyung vurulmuş ve aşırı kan kaybından ambulansta hayatını kaybetmişti. Taehyung vurulduğu zaman silahlar kısa bir süre durulmuştu. Herkes şok olmuştu.
Baekhyun kardeşinin vurulduğunu görünce çıldırmış ve karşı tarafta bulunan, kaçan, taraf bile tutmayanları bulmuş ve hepsini kurşuna dizmişti. Ancak hâlâ Taehyung'u vuranı o da dahil olmak üzere kimse bulamamıştı.
Yoongi, en yakın arkadaşı hatta kardeşi olarak gördüğü Taehyung'un öldüğünü öğrenince o da pek iyi bir tepki vermişti. Delirmiş gibiydi sürekli sinir krizi geçiriyordu ve onu vuranı bulup parçalarına ayıracağına dair ant içmişti. Hoseok'tan da ayrılmıştı.
Hoseok'ta ayrıldıkları için başlarda bitik haldeydi ancak 3 yıl içinde kendini düzeltmişti. Bu konuda Jimin fazlasıyla yardımcı olmuştu. Hatta birlikte bir ilişki yaşayacaklarını kimse tahmin edemezdi. Jungkook ise... Bilirsiniz işte tamamen bitik haldeydi. Hâlâ daha öyle. Her gün, gün doğumu mezarlığa gidip ağlıyor ve gün batarken geri dönüyordu. Onu unutamamıştı. Jimin ve Hoseok çok uğraşmıştı ancak hâlâ acısı onun için fazlasıyla tazeydi.
Pişmandı Jungkook. 3 yıl boyunca uzaktan izlediği için, 3 yıl boyunca konuşmaya korktuğu için, 3 yıl boyunca dokunmaya kıyamadığı için, 3 yıl boyunca platonik takıldığı için, 3 yıl boyunca arkasından bakmakla yetindiği için, en önemlisi ise 3 yıl boyunca o siktiği fotoğraflarını çekmekle kaldığı için fazlasıyla pişmandı.
Gün batmak üzereydi, Jungkook yavaşça doğrulup dün onun mezarından aldığı toprağı, küçük kavanozundan döküp yenisini doldurmuştu. Taehyung Hristiyan bir aileden geldiği için diğer korelilerin mezarlığı gibi değildi onun mezarı. Toprağa gömülmüştü. Yavaşça toprağa yaklaşıp 3 yıl boyunca söyleyemeyip son 3 yıl boyunca her gün söylediği o 4 kelimeyi toprağa fısıldadı. Ardından ayağa kalktı. Üstünü çırpıp biricik aşkını o soğuk toprağın altında bıraktı. Bir kez daha..
Siz, siz olun bırakmayın aşkınızın peşini. Ölüm geldiğinde çok geç oluyor çünkü. Söyleyin, haykırın tüm sevdiklerinize. Söyleyemediğiniz zaman içinizde kalıyor çünkü. Sonsuza kadar onun pişmanlığı ile yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Birini mi seviyorsunuz? Söyleyin. Sizin aşkınıza karşılık vermeyecek, dalga geçeceğinden korkuyorsanız bile söyleyin. Pişman olmaktansa, rezil olmayı tercih edin her zaman. Rezil olmanızı unutabilirsiniz. Ancak pişmanlığınızı hiçbir zaman unutamazsınız. Ölüm geldiği zaman onu bekletemezsiniz. Onu, sizin elinizden aldığın da geçmişe dönüp söylemek istediğiniz hiçbir şeyi söyleyemezseniz. İmkanınız varken yapın. Çünkü sonra çok geç oluyor.
"Seni seviyorum Kim Taehyung."
Ehem ehem veee bittiiiiiiğğğğ. İstediğiniz veya beklediğiniz bir final oldu mu bilmiyorum. Ancak sonunu angest bitirmek istiyordum. Normalde ikisini de öldürecektim. Ancak dondurma yerken böyle bir şey geldi aklıma. Sayın Algida'ya Vişne-Limon dondurmasını yaptığı için teşekkürlerimi sunuyorum.
Belki, bir süre sonra Jungkook'un Taehyung öldükten sonra tepkisini anlatan bir özel bölüm yayınlayabilirim. Ancak tabiki kesin bir şey diyemem. İsteğe ve ilhamın gelip gelmemesine bağlı.
Ve tabiki bu kitabı okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese de teşekkürlerimi sunuyorum. Özellikle SaviorDarkAngel başından sonuna kadar takip ettiğin, sürekli yorum attığın ve takıldığım zaman yardımcı olduğun için fazlasıyla minnetarım.
Hepiniz kendinize dikkat edin ve son söylediklerimi dikkate alın lütfen. Geç kalmayın bazı şeyler için. Maalesef zamanı geri alamıyoruz ve pişmanlık en kötü şeydir. Hoşçakalın ve her zaman gülümseyin. Size hikayenin baş karakteri olan VKOOK ile veda ediyorum. Başka bir hikaye de görüşmek üzere ♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Mine ~TaeKook~
FanfictionGenç adamı hızla kendisi ile kapının arasına aldı. Yavaşça kulağına yaklaşıp derin bir nefes aldı ve kulağının arkasına yavaşça nefesini bıraktı. Genç adamın bütün vücudunu titretecek bir sesle fısıldadı. "Sonunda..." derin bir yutkunma sesi yankıla...