- Neden hep o lanet kapşon kafanda Namjoon?
- Çünkü insanlar yüzümü görmek istemediklerini söylüyorlar
- Neden hiç konuşmuyorsun Namjoon?
- Çünkü insanlar sesimi duymak istemediklerini söylüyorlar
- Neden gülmüyorsun Namjoon?
- Çünkü insanlar gülüş...
"Tabii ki" dedi gözleri duyduğu şeyle parlayan gamzeli oğlan.
"Büyük aşkı Jimin'i de hatırlıyorsun değil mi?"
Kafasını salladı beklentiyle. Onlar her arkadaş ortamında olan lisenin başından beri birbirine aşık ama açılamayan aşıklardı. Kang-dae telefonunu açtı ve ona bir fotoğraf gösterdi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Nişanlandılar"
Namjoon telefonu eline alıp kahkaha attı.
"İnanmıyorum" dedi gülümserken
"Onları özlemedin mi?" Dedi diğer oğlan arkasındaki sandalyeye yaslanırken.
Namjoon telefonu bıraktı ve bakışlarını yere çevirdi: "Tabii ki özledim"
"Neden gelmedin?"
Kafasını ona çevirdi "Neden mi? Ciddi misin sen?" Dedi histerikçe sırıtırken.
"Gelebilirdin, seni kovalayacak değildi kimse"
"Hâlâ çok aptalsın"
"Yahh! Eğer istersen onlarla buluşturabilirim seni"
Namjoon'un önce parlayan gözleri sonra dizginlendi "Sana mı kaldım aptal?"
"Hah! Nerden bulacaksın onları?"
"Sanane?"
"Hâlâ çok inatçısın"
"Hâlâ çok egolusun"
"Hâlâ çok tatlısın"
"Hâlâ çok pisliksin"
"Hâlâ çok güzelsin"
"Hâl- Ne? Defol!"
Kang-dae gülümsedi ve garsonu çağırdı. Ailelerinin zoruyla - aslında sadece Namjoon'un ailesi zorlamıştı, Kang-dae dünden razıydı- bir kafeye gelmişlerdi.
***
Namjoon odasına gitti ve çalışma masasına oturup biraz etrafı inceledi. En alt çekmeceyi açtı ve karşısına çıkan şeyle kısa süreli bir şok yaşadı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.