♧Three♧

252 18 13
                                    

Rüzgarın uğultusunu dinle ChimChim.
Sanki sana unuttuğun ve çok önemli olan bir şeyi hatırlatmak ister gibi feryat ediyor.
Sessiz ol ve kulaklarını aç.
Düşün ve geçmişe bak.
Bir fotoğraf
Bir isim
Bir çift siyah göz
Senin unuttukların.

*

-Günde 10 saniyeden, haftada 1 dakika 10 saniye, yılın 30 güne sahip 5 ayı 1500 saniyeden 25 dakika eder. Kalan 31 güne sahip 7 ayda 2170 saniyeden 36,1 dakika eder. Buda yılda toplam 61,1 dakika eder yani yaklaşık 1 saat...ama burdan tatilleri çıkarırsak...

Bakımlı kadın, iki saattir aralıksız konuşan tombul oğluna bakarken gülümsedi .

-Jimin tatlım biraz da yemek yesen diyorum. Nasıl fikir?

Jimin ekmeğinden bir ısırık alıp yaptığı hesaplamalara kaldığı yerden devam etti.

-Yani tüm dönem 35 dakika aralıksız Yoongi ile bakışmış olacağız ehe. Matematik hocam bunu duymalı.

Kadın elini alnına koyup küçük bir kahkaha attığında Jimin iki kolunu birleştirip onunla dalga geçen annesine bakmaya başladı.

-Bayan anne, lütfen beni okula bırakabilir misiniz? Yoksa sinirleneceğim.

Bayan Park hızlıca toparlanırken;

- Bu arada Jimin bana o çocuğun fotoğrafını gösterebilir mısın?

Jimin in gözleri parlarken telefonunu sanki önceden hazırlamış gibi açtı ve favorilerinden birini annesine uzattı.

Jimin in gözleri parlarken telefonunu sanki önceden hazırlamış gibi açtı ve favorilerinden birini annesine uzattı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bayan Park fotoğrafı büyütüp iyice bakarken dudaklarını büzmüştü. Bu genellikle bir şeyi hatırlamaya çalışırken yaptığı bir hareketti. Bu sefer olağandan daha uzun süre baktı.

- Bu çocuğu daha önce görme ihtimalim var mı sence?

Jimin dağınık saçlarını iyice karıştırıp

-Imm sanmıyorum ama geçen sene kısa bir süreliğine Busan' a gelmiş. Sen de orda işteyken...

-Hayır hayır çok daha önceyi kastediyorum.

Jimin "bilmemki" anlamında başını salladı ve evden ayrıldılar.

Okula vardıklarında Taehyung elinde sandviçiyle birlikte Jimin'i bekliyordu.

-Jiminieee? Nasılsın?

Tombul çocuk parlak gülümsemelerinden birini Taehyung'a bahşederken Tanrı bir daha kutsamıştı onu.

-TAEHYUNG HEMEN ANLAT!!!

Tae gözlerini büyütüp gülmeye başlayınca Jimin dudaklarını büzdü.

-Jiminie... Ne bu heyecan.

Jimin Taehyung'a daha da sokulunca Tae pes etmişti.

- Tamam tamam bakarız.

The Guardian Angel • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin