Elmaslar ve mücevherler, gözyaşları ve çığlıklar, kelebekler ve Chimchim...
En son ne zaman görmüştü Suga onu. En son ne zaman kahverengi saçlarında ince parmaklarını gezdirmiş ve onları koklamıştı.
Ah diye düşündü. Canı acımıştı çünkü tam tamına 858 gün 15 saat geçmişti. Saniyeler akarken o süre tutmaya devam etti. Her an aklındaydı. Hoseok ile gülerken de aklındaydı, tuvaletini yaparken de hatta uyurken bile.
Bölge 4 ile tanışmıştı bu uzun zaman diliminde. Nam-ı diğer Echo. Asıl ismini manasız bir biçimde saklıyor ve Suga da pek ilgilenmiyordu zaten.
Echo beyninde frekansı seni delirtecek şekilde büyük dalgalar yaratabilirdi. Bu onun için o kadar kolaydı ki gülerek anlatırdı.
Kız Suga'ya kendisinin Bölge 8 olduğunu söylemişti. Pek ilgisini çekmemişti bu tabi. Aklında Chimchim olan birinin ilgisini ne çekebilirdi ki zaten.Bölge 3 vardı bir de. Onun kabiliyetleri Suga'yı çok korkutmuştu. Hayatında hiç bu kadar ürkmemişti.
Bu iri çocuk gözüne kestirdiği kurbanının en derin anılarını hafızasından çekip alıyordu. Geride hiçbir iz kalmıyordu. Unutulmak diyordu Suga...unutulmak en kötü şey olmalı.
*
Taehyung koşarak Jimin'in üzerine atladı.
-Eğer kazanırsan çocuk adam. Sana dondurma alacağım.
Jimin Taehyung'u ittirdi.
-Dün seni sinemaya götürürüm diyordun.
Taehyung hızlıca kapıdan çıktı. Hâlâ yüzünde uyuz gülümsemesi vardı.
Jimin tam önündeki döner sandelyeye oturdu ve ışıklı aynanın karşısında kendine baktı. Okula geldiğinden bu yana değişimi çok olmasada farklılıklar vardı tabi.
Saçları ise en büyüğüydü bunların. Onun dışında kuru dudaklarını nemlendiriyordu ve Yoongi'nin ilgisini çekmek için giyimine özen de gösteriyordu. Daha az yiyor ve kilo veriyordu (gereksiz).
Hafif adımların kapısına yaklaştığını duydu. Umarım diye düşündü. Umarım aradığım ve istediğim kişidir.
Hyeri'nin içeri girmesiyle yüzü asıldı.Sahi ya ayıp olmasın diye kızın her dediğine güler yüzle karşılık veriyordu aynı yarışmadan önce seni ziyarete geleyim mi dediğinde olduğu gibi.
-Ee Chimchim hazır mısın?
Jimin yutkundu. Az önce bu kız rahat haliyle ona ne demişti? Sadece bir kişinin kullanmasına izin verdiği kutsal ismi zehirli dudaklarında kirletmişti.
-Chimchim de ne?
Hyeri gülerek kendini kanepelerden birine attı. Kısa saçları yüzüne dökülmüş ve parfüm kokusu yayılmıştı.
-Çok tatlısın ya o yüzden.
-Birinden duymadın yani?
Hyeri yavaşça başını kaldırdı.
-Duymalı mıyım?
-Belki de.
Jimin ayağa kalkıp Hyeri'ye doğru yaklaştı. Onun yanında kendini büyük hissediyordu. Bu biraz rahatlık vericiydi ama asıl rahatlık bu değildi.
Asıl rahatlık dün Yoongi ona sarıldığında hissettiği sıcak duyguydu. Daha sonra çok utanmış olmalı ki arkasına bakmadan gitmişti.
Ama ona Chimchim demişti aynı Suga gibi.