♧Seven♧

152 16 2
                                    

Suga küçük bir çocuktu.Yaşıtlarına göre çok daha ufak ve zeki. Asıl ismini hiç sevmezdi bu isim onu yalnızlığın pis korlarına götürürdü ve orda bırakırdı.

Pek bağlanamazdı insanlara, sivri diliyle incitmekten korkardı.Hep kibar olmaya çalışırdı.

Bembeyaz teni ve yumuşak saçlarıyla diğer erkekler tarafından "yumuşak" olmakla suçlanır taciz ve alaylara uğrardı.

Ah insanlar çirkindi Suga için.Nefeslerinden gelen zehir boğazını delerdi.Bir kişi dışında:Jiminnie

Acı kokuların arasında onun çilekli kokusu Suga' yı alıp götürürdü. Tombik elleri vardı Jiminnie'nin.

Suga hep bu eller benim soğuk ellerimi ısıtmak için var derdi. Soğuk ellerimi ve kalbimi...

Tanışmaları farklının ötesinde değildi. Pek çok ortak noktası vardı ikisinin de.

Şarkı söylemeyi severlerdi,yağmurun altında el ele tutuşmayı ve birbirlerine sözler vermeyi...

Jiminnie verdiği sözleri hep unuturdu. Onları bir sandığa kilitleyip okyanusa atardı ve Suga da yüzmek zorunda kalırdı.

***

Jimin sıranın arkasına doğru gerildi ve Yoongi' ye baktı.

Yoongi' nin en özel sırlarından birini deşifre ettikten sonra hayatının büyük bir bölümü Yoongi' nin tedirgin bakışlarından oluşmaya başlamıştı.

Yoongi, Jimin'in ona verdiği hiç kimseye söylemeyeceğim sözüne hiç mi hiç güvenmiyordu.

Acayipti ki Jimin de kendine güvenmiyordu. Taehyung'a söylemesi için Taehyung'un ona nasılsın demesi yeterliydi. Taehyung'un tüm okula yayması için ise iki saniye bile fazlaydı.

Biyoloji hocası Bayan Chung içeri elinde bir tomar kağıtla girdiğinde herkes -Yoongi dışında- beyinlerindeki sinapsların arasında olan etkileşimlerin aslında aptal bir biyoloji konusu olduğunu anlamıştı. IQ seviyeleri yaklaşık 80 idi ve tahminen bunu kimse şuan öğrenmeyecekti.

Bayan Chung masasına yerleşip kahvesinden bir yudum aldıktan sonra sınıfta gözlerini gezdirdi.

Gülümseyerek:
-Günaydın çocuklar, merak ettiğiniz sonuçlar geldi. Fazla stres olmanızı istemem çünkü bu okulda zeka değil çalışmak önemlidir. Lütfen sırayla gelip kağıtlarınızı alın.
En arka sıralardan bunu sadece aptallar söyler diye bağrışmalar ve çirkin şakalar geliyordu.

Jimin, Yoongi'nin bakışlarından kendi kağıdını da getirmesini istediğini anlayıp ayağa kalktı ve her iki kâğıtta da göz gezdirdi.

Park Jimin: 100 ( Normal zeka)

Min Yoongi: 295(?) (Dahi)

Jimin gülmemek için kendini zor tutarken yavaşça yanından geçen Tae'nin kağıdına baktı.

Kim Taehyung: 90 (Normal zeka)

Jimin gülmekten gözlerinden yaşlar gelerek konuştu;

-Tae'ciğim, gözlerini kapatarak yapsaydın daha yüksek çıkardı sonucun. Bu ne be ?!

Taehyung hırsla Jimin'in elindeki kağıtları alıp baktı.
Ve bir şey demeden geri verdi. Durum ortada olduğundan diyecek bir şeyi yoktu.

-Şakaydı Tae gerçekten ciddi değildim.
Belki biraz ciddiydim.

Tae'nin gözlerinde donuk bir ifade belirirken dudaklarını araladı.

-Jimin sana söylemem gereken önemli bir durum var.Sakin olarak beni dinlemelisin.

Öncelikle Jimin'e Jimin demesi ortada önemli bir mevzu olduğunu gösteriyordu ama bundan daha beteri şakasına karşılık vermemesiydi.

-P...peki.

İşkence gibi bir günden sonra Yoongi , Kook ile birlikte içmeye gitmeden once kolunu Jimin'in omzuna attı. Küçük bir uyarı niteliği taşıyan bu hareket Jimin'i uyandırdı;

-Sakın Jimin...sakın. Yoksa yüzünü aç köpeklere yedirtirim.

-Tamam dedim ya. Hem bende tüm sırların güvende. Neden güvenemedin anlayamıyorum.

Yoongi dudak bükerek yanından ayrılırken birden Taehyung belirdi. Yoongi 'nin uzaklaşmasını beklediği apaçık ortadaydı.

-Öncelikle sana nerden bu sonuca vardığımı da açıklamam gerekiyor belki tombul yanak ama uzun zamandır düşündüğüm bir şey var. Belki çok çılgınca....

Taehyung dudağını ısırdı. Bunu yapmak onun için çok zor olmalıydı. Jimin olayın Yoongi hyung  ile ilgili olduğunu anlıyordu.

-Sanırım içinde daha fazla tutamayacağım ama Jimin, bu test büyük bir hamlenin küçük bir ön girişiydi.

*

Sarı taç yapraklarıyla süslü bu taç Chimchim 'e çok yakışmıştı. Parlak yüzünü daha da gösterişli kılıyor ve onu göz alıcı bir hale sokuyordu.

Suga çok şanslı olduğunu düşündü. Ellerini ve kalbini ısıtacak biri vardı.
Chimchim'in elindeki fotoğrafı işaret etti;

- Bu kim ?

Chimchim etrafında dönerek uzattı fotoğrafı Suga 'ya. Güzel giyinimli genç bir kadın elinde tombul bir bebeği taşıyor ve kocaman gülümsüyordu.

-Annem.

Suga , bu kadını çok güzel bulmuştu. Aynı Chimchim gibiydi yüzü. Fotoğrafın arkasını döndürüp iki isim görünce birden gözünü kapatıp geri verdi fotoğrafı.

-Ne oldu Suga? İsmimden rahatsız mı oldun?

Chimchim'in küçük burnu kızarmış ve gözleri dolmuştu. Küçük elleriyle fotoğrafı cebine koydu.

-Ah hayır Chimchim. Sadece o isim sana ait değildi.

The Guardian Angel • YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin