BAŞLANGIÇ

107 5 3
                                    

"Bugünkü dersimizin sonuna geldik. Çıkabilirsiniz"

Profesörün izniyle hızla kendimi fakülteden dışarı attım. Bugün vücudumdaki bütün eforu sarf etmişim gibi hissediyordum. Hatta neredeyse araba kullanamayacak kadar kötüydüm. Beni eve bırakması için birini bulsam hiç fena olmazdı. Bir anda başımın dönmesiyle kendimi yerde bulacakken güçlü bir kol belime sarıldı. O anki endişeyle derin bir soluk aldığım için beni tutan kişinin kokusu burnuma doldu. Bu kokuya bir isim veremiyordum ama oldukça güzel ve baş döndürücüydü. Beni ayağa kaldırdıktan sonra göz açıp kapamadan ortadan kayboldu. Acaba hayal mi görüyorum diye düşünmedim değil ama o kokunun da başka yerden bu kadar yoğun geleceğini düşünmüyordum. Belki yanımdan geçen bir erkek çok fazla parfüm sıkmıştır ve benim de başım döndüğü için öyle sanmışımdır diyerek geçiştirdim.

Yavaşça solumdan bana doğru gelen kıza döndüm. Endişeli görünüyordu ve gözleriyle üzerimi kontrol ediyordu. Sonunda yanıma ulaştığında elini omzuma koydu.

"İyi misin? Neredeyse düşüyordun, son anda dengeni sağladın. O haldeyken bir çok kişinin çoktan yere yapışmış olması gerekirdi" dediğinde birinin beni tuttuğuna olan minik şüphe başını kaldırdı ve bana küçük bir gülümseme bahşetti. Bu durumda asla dengemi sağlayabileceğimi düşünmüyordum. Yani... o kadar becerikli bir kız değildim.

"İyiyim, teşekkür ederim. Birinin beni tutmadığına emin misin? Çünkü o durumda dengemi sağlayabileceğimi düşünmüyorum"

"Seni tutan kimseyi görmedim" dediğinde zaten yeterince yorulmuş olan beynimi bu konu üzerine yormadan kıza gülümsedim.

"Defne ben" dedi ve hafifçe gülümsedikten sonra tedirgince elini uzattığında elini sıktım.

"Gece. Tanıştığıma memnun oldum" dedikten sonra Defne'nin elini bıraktım.

Aslında kolay arkadaş edinen bir yapım yoktu ama bu kız iyi birine benziyordu ve benim aksime masum görünüyordu. Ayrıca bu kafayla bir yere gidebileceğimi sanmıyordum. Şu an Defne'nin araba kullanabiliyor olmasını çok içten bir şekilde diliyordum.

"Umarım araba kullanmayı biliyorsundur" dedim baş ağrımın geçmesi için şakaklarıma masaj yaparken. Sıcak bir gülümsemeyle bana baktı ve elini tekrar omzuma koydu.

"Tanrım, dalga geçiyorsun herhalde araba kullanmak hobimdir"

Vücudumdaki yorgunluk yüzünden suratıma yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. Defne'nin beline kadar uzanan kızıl saçları dikkatimi çekerken, zeytinden daha siyah olan gözlerine baktım. Bana değilde arkama bakıyordu, sanki bir şeyi algılamaya çalışıyordu. Nereye baktığını anlamak için arkamı döndüm.

"Bu kadar dikkatini çeken şey ne?" diye sordum çekinmeden.

"Ahh sanırım fazla yorgunum bir şeyin geçtiğini gördüm. Her neyse en iyisi seni eve bırakayım" dediğinde aklıma, düşerken bir şeyin beni tuttuğu geldi. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken kolumdan tutup, öğrenci otoparkına doğru ilerledi. Ne olduğundan emin değildim ancak şunu söyleyebilirdim ki, belimde bir kol hissetmiştim ve o güzel parfüm kokusu bana yakından gelmiş gibiydi.

Mantıklı tarafım düşündüğüm şeyin bir şey olamayacağını haykırdığında ona hak verdim. Bugün gerçekten yorulmuştum ve görünüşe göre tek yorulan da ben değildim. Yorgunluktan dolayı gözlerimizi çevirdiğimiz yerde sanki bir şey geçiyormuş gibi görüyorduk ama ortalıkta bir şey yoktu. Hem ben ne kadar hislerime güvensem de ortalıkta bir şey yoktu ve olması da saçmaydı.

Sonunda otoparka geldiğimizde Defne kolumu bıraktı ve bana sorarcasına baktı. Yavaşça arabamın yanına ilerledim ve çantamdan anahtarı çıkardıktan sonra anahtarı Defne'ye attım. Defne şok olmuşcasına arabama bakıyordu.

SARI KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin